Diş çaprazlığında dijital dönem: Invisalign tedavisi

Ağız ve diş hastalıkları dikkat etmemiz gereken en önemli sağlık sorunlarından biri. Tedaviler kimi hastalar için zor olsa da hayati önem taşıyan diş hastalıkları konusunda hassas olmakta fayda var. 

Diş sağlığına dikkat edilmezse ağzımız  sürekli enfeksiyon odağı haline gelebilir ve kalp, böbrek, eklemlerde önemli sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Bütün bunların dışında dişler ve çenedeki şekil bozuklukları da sık sık diş hekimlerinin kapısını çalmamıza neden oluyor. 

Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde diş yamukluğu şikayeti ile doktora giden hastalar bazen yıllarca diş teli takmak zorunda kalabiliyor. Bu durum görünüş açısından kimi hastaları rahatsız edebiliyor. Neyse ki diş hekimleri artık yeni bir tedavi yöntemi uygulamaya başladı. Invisalign tedavisinden bahsediyoruz. Bu uygulama aslında son 5-10 yıldır ülkemizde uygulanıyor. Bu yöntemde tel değil şeffaf apareyler kullanılıyor ve istenildiği zaman çıkartılabiliyor. Üstelik herhangi bir yan etkisi de yok. Invisalign tedavisi hakkında merak ettiklerimizi Ortodonti Uzmanı Dr. Cihan Çapan’a sorduk. 

İstediğiniz zaman çıkarıp takabilirsiniz 

Diş çaprazlığı sorunu ile bir hekime başvuran hastalara; normal diş teli tedavisi (metal ve porselen braketlerle), dişlerin iç tarafına uygulanan lingual ortodonti ve bugünlerde çok popüler olan şeffaf apareylerle (telsiz ortodonti) yapılan Invisalign tedavisini uygulanıyor. Invisalign tedavisi yeni yeni duyulsa da 2011 yılından beri bu tedavi yöntemi kullanıyor. Peki nedir bu Invisalign tedavisi? Dr. Cihan Çapan, şöyle cevap veriyor sorumuza: “Invisalign tedavisi 3 boyutlu yazıcı temeline dayanan dijital bir tedavi. ClinCheck denilen tedavi planı simülatörü sayesinde sanal olarak dişlerin hareketi planlanır. Tedavi sanal ortamda hekim tarafından tamamen planlandıktan sonra şeffaf plakların üretimine geçilir ve tedaviye hasta özelinde başlanır. Hastalarımızın üst ve alt çenesi 3 boyutlu tarayıcılarla ile taranır ve bu veriler sanal ortama aktarılır. Bu ortodontik tedavi yönteminde diş teli yerine kişinin dişlerine özel hazırlanan ve dişleri çepeçevre saran  bir seri şeffaf plak kullanılır. Her bir şeffaf plak dişleri 0.25 mm hareket ettirir. Şeffaf plakların sayısı da bu hareketin uzunluğuna göre değişir.” 

Invisalign tedavisinin en büyük avantajı ise neredeyse gözükmemesi. Yıllarca diş teli takmak istemediği için ortodontik tedavisini erteleyen, yarım bırakan kişiler için oldukça tercih edilebilir bir tedavi seçeneği aslında. İstenildiği zaman şeffaf diş plaklarının çıkartılabiliyor olmasının bu yöntemin tercih nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Çapan, “Hayatınızın en önemli anlarında (düğünlerde, mezuniyetlerde, iş görüşmelerinde, toplantılarda vb. özel anlarınızda) diş plaklarınızı çıkartabilir ve ortodontik tedavinize haftada 5-6 saat ara verilebilirsiniz. Normal tel tedavilerinde yeme ve içme kısıtlamaları bulunuyor. Invisalign tedavisinde ise yemek esnasında şeffaf plaklar çıkartıldığı için hastalarımız dilediğini yiyebilmekte. Bunun yanında hijyen açısından da avantaja sahip. Diş telleri gibi dişlerin üzerinde birçok girinti ve çıkıntı yapmadıkları için diş fırçalama da bir o kadar kolay yapılabiliyor. Tedavi boyunca, şeffaf plaklar her 10-15 günde bir yenisi ile değiştirildiğinden temiz kalıyor. Plakların temizliğini suyun altında bir fırça ile yapmak mümkün.” şeklinde konuşuyor. 

Tedavinin başında sonucu görebiliyorsunuz 

Invisalign, dijital bir tedavi yöntemi olduğu için hastalar tedavinin başındayken sürecin nasıl biteceğini öngörebiliyor. Çapan, bunun nasıl olduğunu şöyle açıklıyor: “Invisalign’ın kendine özel simülasyonu olan ClinCheck ile hastaların tedavi planlaması yapılıyor. Hekimler bu tedaviyi sanal ortamda gerçekleştirdikten sonra hastalara bunu mail olarak iletiyor. Hastalarda dişlerinin hareketlerini 3 boyutlu olarak cep telefonlarından takip edebiliyor.” Dijital olmasından ötürü dişe verilen kuvvet kontrol edilebildiği için yüzde ciddi ağrılarda olmuyor. Sadece her yeni plağa geçişte dişlerde bir baskı hissediliyor. 

Invisalign tedavisinin bir diğer avantajı da global bir marka olduğu için tüm dünyada uygulanabilir olması. Örneğin tedavinize Türkiye’de başladınız ama işinizden dolayı ABD’ye taşındınız. Global hasta transfer sistemi ile tedavinize ABD’de de devam edebiliyorsunuz. Normal tel tedavisinde böyle bir uygulama yok. Kulağa hoş gelen bu yöntemin maliyetini ise herkes merak ediyor olmalı. Bu metodun ücreti hastanın durumuna göre değişiyor. Tedavi fiyatlandırması basit tedaviler, hafif vakalar, orta ve ağır vakalar olmak üzere üç farklı kategoride değerlendiriliyor.