25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Dünyanın renklerine açık yerli ve milli bir kanal: TRT2

TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, “Derinlikli düşünceye önem veren, popülerlikten önce niteliği önemseyen, okuyan, yazan, çizen, üreten, düşünen herkes TRT2’de kendisinden bir şeyler bulacak.” diyor yeni kültür kanalı TRT2 için. 

GÜLCAN TEZCAN 2 Mart 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Dünyanın renklerine açık yerli ve milli bir kanal: TRT2

Gözümüz yollarda kaldı. Yedi yıl önce yayınına ara veren TRT’nin kültür kanalı TRT2 geçen hafta yeni bir yüz ve içerikle yayınına başladı. 1980’lerin kültürel iklimini şekillendiren bir mecra idi TRT2. Cumhuriyet Türkiyesi’nin öngördüğü sanat anlayışına uygun bir yayın çizgisi vardı. Kendi kültürümüze ilişkin içerik bulmak pek de mümkün olmazdı. Klasik müzik ve batı sinemasının genişçe yer bulduğu, mihenk taşı olarak Batı’yı temel alan bir fikri zeminin sözcüsüydü TRT2. O günden bugüne Türkiye kimliğinin, sahip olduklarının farkına vardı. Bunun yansımaları her alanda görülmeye başladı. Ve evet artık kültürel alanda da bu bakış kendini göstermeliydi. Ancak tam tersine ekranlardan kültür programları neredeyse sürgün edildi. Kültür ve sanatın konuşulabileceği mecralar birer ikişer çekildi hayatımızdan. Neyse ki TRT imdada yetişti ve TRT2 yenilenmiş yüzüyle yeniden ekranda yerini aldı. TRT2 geleneğini tümünden reddetmeyen ancak yerli ve milli bir kanal olma iddiasını da taşıyan TRT Kültür’de yeni dönemi TRT Genel Müdürü İbrahim Eren ve TRT 2 Kanal Koordinatörü Muhammed Selman Yılmaz’la konuştuk. 

İBRAHİM EREN TRT YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE GENEL MÜDÜRÜ

Kültür ve sanat izleyicileri TRT2 ekranında buluşacak 

Uzun süredir beklenen bir kanal TRT2. Geçmişte de ülkenin en prestijli kültür kanalı olarak yayın yapmıştı. Şimdi nasıl bir yüz ve içerikle geldi? Kanalın yayın politikası hakkında neler söylerseniz? 

Türkiye’nin bütün kurumlarında çok büyük bir değişim yaşanıyor. Bu değişim toplumun beklentisini de etkiliyor. Halkımızın bizden beklentisini karşılayabilmek ve bu büyük değişimin önemli bir parçası olma adına uluslararası kalitede, prestiji yüksek işlere imza atmaya özen gösteriyoruz. TRTWORLD’ü kurarken de, TRT ARAPÇA ve TRT BELGESEL’in yüzünü yenilerken de uluslararası kaliteyi yakalamak; hatta ötesine geçmek için çalıştık. Ekip arkadaşlarımız ve konunun uzmanlarıyla yoğun bir mesai harcadık ve TRT2’yi izleyenlerimizin beğenisine sunduk. 

Ana akım televizyon kanallarından sosyal medyadaki tüm mecralara kadar büyük duyguların, heyecanların yaşandığı bir medyaya sahibiz. TRT 2 bu manzarada daha sakin, daha naif, içerik ve estetik odaklı bir yayıncılık yapacak. Geçmiş TRT2’den de esintiler göreceksiniz fakat günümüz ihtiyaçlarına ve gelişimlerine göre üretilmiş yapımlar olacak. 

Kültür sanat alanındaki eksikliğimizin giderilmesi anlamında TRT2 nasıl bir misyon üstlenecek? 

Cumhurbaşkanımızın da konuşmalarında belirttiği gibi kültür ve sanata önem veren devletler kendi dönemlerinde hüküm sahibi olduğu kadar tarih sayfalarında da kendilerine ‘kadim bir medeniyet’ olarak yer bulmuşlardır. Üzerinde yaşadığımız topraklar da çok zengin bir medeniyet ve kültür mirasına sahip. Bu topraklardaki birlik ve beraberliğin arka planında da bu zenginliğin önemli bir rol oynadığına inanıyorum. Bu zenginliğimizi korumak, gelecek nesillere aktarmak yine kültür-sanat değerleri ile olur. 

TRT2 tam da bu noktada önemli bir görev üstleniyor. Başta ülkemizin kültürel değerleri olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki kültür unsurlarının ekrana taşınması sayesinde, Türkiye’deki kültür-sanat alanındaki çalışmalara yeni bir heyecan gelecektir. TRT2, inanıyorum ki kısa vadede kültür ve sanatın önemli taşıyıcılarından birisi olacaktır. 

Kültür ve sanatın yanı sıra düşünce ağırlıklı programlar da dikkat çekiyor. Program skalası neye göre belirlendi?  

Edebiyat, felsefe, tarih, tarih, müzik, sinema… Bunlar bizim için bir bütünün parçaları. Bu alanlardaki milli birikimimizi izleyicilerle buluştururken evrensel olana da yer vereceğiz. Bunun için hedef kitlemizi geniş tuttuk. Hedef kitlemiz geniş ancak gençlerin bizim için ayrı bir önemi olduğunu da vurgulamak isterim. Gençlerin yeni bir içerik alışkanlığı var. Bu alışkanlıklar ile televizyonculuk dili arasında çok güçlü bağlar kurmaya özen gösterdik. Biz TRT2 ile ilgili çok canlı, duygu derinliği yüksek, iyi hissettiren anıları olan kuşaklar yetişsin istiyoruz; hedefimiz bu. TRT2, düşünmeyi seven, hayata dair fikirleri olan, derinlikli düşünceye önem veren, popülerlikten önce niteliği önemseyen, okuyan, yazan, çizen, düşünen izleyicilerimiz için tasarlandı. Kültür sanat izleyicileri TRT2 ekranlarında buluşacak.

TRT2 yeni neslin iletişim mecraları ve dijital platformlara da entegre edilecek mi? 

Başından beri yaptığımız bir vurgu var. TRT2 sadece bir kanal değil. TRT2’nin daha geniş tabanlı bir platform, çok boyutlu, çok mecralı bir kültür sanat markası olması için yola çıktık. 

Hemen hemen bütün yapımlarda gençler kendileri için bir detay bulacaktır. Gençlerle iletişimimiz sadece içerik bazlı değil aynı zamanda mecra bazlı. Yani sadece televizyonculuk anlamında değil dijitaldeki içeriklerimiz ve sahadaki etkinliklerimizle de gençlere dokunacağız. Sosyal medya hesaplarımızı takip ettiğinizde dildeki farklılığı göreceksiniz. 

Klasik müzik konserleri ve western kuşağını eleştirenler oldu. Yeni kültür sanat kanalının ‘yerli’ ve ‘milli’ olma noktasında belirleyici yapımları neler? 

Medeniyet tek başına bir topluma mal edilemez. İlim ve kültür kısa sürede olgunlaşan kavramlar değildir; çok uzun yılların birikimi  gerekir. Tarihteki kadim medeniyetlere baktığınızda da kendileri dışındaki medeniyetlerden izler görürsünüz. Kültürel ve sanatsal zenginliklerinin bir sebebi de budur. Farklı medeniyetlerin en iyi meczedildiği yer de bu topraklardır. Bu zenginliğimizi izleyicimize en iyi şekilde aktarmak istiyoruz. Merkezimizde milli kültürümüz var ama dünyanın renklerine de açığız. Adil bir yayıncılık çizgimiz var.  

Yerli ve milli bir kanalız; buna şüphe yok. Bu, içeriklerle olduğu kadar bizim duruşumuzla da ilgili. Her western filmini yayınlayacağız diye bir durum yok. Sadece western kuşağı olmayacak; Asya filmleri de olacak, Avrupa sinemasından da, Nordic sinemasından eserlere de yer vereceğiz, Afrika sinemasına da. Latin Amerika ve Rus sinemasından da eserler görecek izleyicilerimiz. Kısacası, dünyanın tüm coğrafyalarından kaliteli işleri ekrana getireceğiz.  Aynı durum müzik için de geçerli. Müzikte Klasik Türk müziğinin tabi ki önemli bir yeri olacak ancak klasik batı müziği ve diğer dünya müzikleri de ekranımızda yer bulacak. 

Daha önce de vurguladığım gibi izleyicilerimiz TRT2’de huzuru ve sükuneti bulacağı, uluslararası kalitede, prestiji yüksek işleri görecek. Derinlikli düşünceye önem veren, popülerlikten önce niteliği önemseyen, okuyan, yazan, çizen, üreten, düşünen herkes TRT2’de kendisinden bir şeyler bulacak.

MUHAMMED SELMAN YILMAZ TRT 2 KANAL KOORDİNATÖRÜ

Çıtayı yukarı çekmek istiyoruz 

Kamu yayıncısı olarak sıfırdan bir kültür sanat kanalı tasarladık. İsmi geçmişteki örnekle aynı ama içeriğimiz günün beklentilerine göre değişti.

TRT2 kanalının yeniden yapılanma süreci hakkında bilgi verir misiniz?  

Türkiye birçok alanda büyüyor, yükseliyor. Ancak Cumhurbaşkanımızın dediği gibi kültür ve sanat alanında ciddi bir aksama vardı. TRT2, bu ihtiyaçtan doğdu. Kamu yayıncısı olarak sıfırdan bir kültür sanat kanalı tasarladık. İsmi geçmişteki örnekle ama içeriğimiz günün beklentilerine göre değişti. TRT2 markası üzerinde eski-yeni tartışmasına girmeden bugün ve yarınlar için neler yapabiliriz ona odaklandık. Çıtayı yukarı çekmek istiyoruz. İzleyici logomuzu görmese bile TRT2’de olduğunu anlayacak. 

Yeni dönemde öne çıkan programlarınız nelerdir? Yayına başlayalı çok kısa bir süre oldu ama ilk etapta seyirciden yansıyanlar neler oldu?  

Programlarımız arasında sıralama yapamam, herkes kendine göre bir ilk on çıkarabilir. Ben tarih programlarımızı seviyorum, felsefeciler, edebiyatçılar, müzikçiler diye ayrılıyoruz. Ama söyleşi programlarımızın bize ayrı bir hava kattığını söyleyebilirim. Benzerleri başka hiçbir kanalda yok. 

Kanalda daha çok iç yapımlara mı yer veriliyor? Dış yapımlar ne oranda? Sinema filmleri dikkat çekiyor. Buğday ve Ahlat Ağacı’ndan sonra hangi tür filmleri yayınlamayı planlıyorsunuz?  

Dakika bazında iç yapımlarımızın ağırlığı var. Alanlarında uzman arkadaşlar ve yetkin programcılarımız sayesinde nitelikli bir bilgi kaynağı olacağız. Film konusunda da izleyicilerimiz şanslı. Ana akımda pek göremeyecekleri filmlerimiz olacak. 

TV izleme alışkanlığının tamamen değiştiği bir dönemde bir kültür kanalını izlenilebilir kılmak için neler yaptınız?  

Bu kanal elbette bütün Türkiye’ye hitap ediyor ama hedef kitlemizin temelinde gençler var. Gençleri de hangi mecralarda yakalayacağımızı biliyoruz. Rahmetli Attila İlhan, “20. yüzyıl romancısı sinemayla yarıştığını bilmeli” demişti. 21. yüzyılın televizyoncuları da dijitalle koalisyon yapmak durumunda. Biz de bunu yapıyoruz. Bütün içeriğimizi internetten takip etmek mümkün. Dijital bir TRT2 kütüphanesi oluşuyor. Dijital ekibimizin tamamı genç ve raporlara göre şimdiden dijitalde ciddi bir takip söz konusu.