25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

'Eğitim ihracatına katkı sağlayacağız'

Son yıllarda akademik eğitim sahasında Türkiye’nin uluslararasılaşması ve eğitim ihracatında söz sahibi olması adına güçlü adımlar atılıyor. Türkiye Maarif Vakfı (TMV) sivil yapısıyla bu adımları atan kurumların başında geliyor. Vakıf üç yıl gibi kısa bir zamanda sessiz sedasız dev adımlar atarak yurtdışı eğitim konusunda güçlü bir marka haline geldi.

GÜLCAN TEZCAN 26 Ekim 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Eğitim ihracatına katkı sağlayacağız'

Türkiye dünya siyasetinde giderek etkin ve belirleyici ülkeler arasına girerken ülkemizin bu özgüvenli duruşu spordan ekonomiye, bilimden eğitime kadar pek çok alanda da etkisini gösteriyor. Son yıllarda akademik eğitim sahasında da Türkiye’nin uluslararasılaşması ve eğitim ihracatında söz sahibi olması adına güçlü adımlar atılıyor. Türkiye Maarif Vakfı (TMV) sivil yapısıyla bu adımları atan kurumların başında geliyor. Vakıf üç yıl gibi kısa bir zamanda sessiz sedasız dev adımlar atarak yurtdışı eğitim konusunda güçlü bir marka haline geldi. Toplam 41 ülkede, 4’ü eğitim merkezi, 1’i üniversite olmak üzere 314 eğitim kurumu ve 42 yurt ile 35 bin 768 öğrenci Türkiye Maarif Vakfı çatısı altında eğitim-öğretim hizmeti alıyor. Sözkonusu eğitim kurumlarına bulundukları ülkede gösterilen teveccüh eğitim kalitesi kadar Türkiye’ye duyulan güvenin de somut göstergesi. 

Her ülkenin kendi iç hukuku, eğitim sistemi, nüfus yapısı, kültürel kodları ve eğitim ihtiyaçları göz önüne alınarak uzun süreli saha çalışmalarının ardından açılan okullarda açıldıkları bölgelerdeki gençlerin kimlik bilinci kazanmasına da gayret ediliyor. Yurtdışı eğitim veren ABD, İngiltere gibi ülkelerin aksine öğrencilerin kendi milli kültür ve tarihiyle barışık yetişmesini önceleyen okullarda eğitim dili olarak İngilizce ve yerel diller tercih ediliyor. Türkçe ise genellikle talebe bağlı olarak öğretiliyor. Maarif okulları bu yaklaşımlarından dolayı da ayrıcalıklı bir yerde duruyor. 

KÜLTÜREL BAĞLAR ONARILIYOR

Vakfın ilk ve şimdilik tek üniversitesi olan University of New York Tirana (UNYT)’da geçen hafta yeni akademik yılın açılışı yapıldı. Açılışta Türkiye’nin Tiran Büyükelçisi Murat Ahmet Yörük, TMV Mütevelli Heyet Üyesi Cihad Demirli ve vakıf yetkilileri de hazır bulundu. 

Arnavutluk’un başkenti Tiran’da bulunan üniversite bölgenin en çok tercih edilen eğitim kurumlarından biri. Geçen yıl Türkiye Maarif Vakfı tarafından devralınan UNYT, öğrencilerine ABD ile İngiltere’deki iki üniversiteden çift diplomayla mezuniyet fırsatı sunuyor. Üniversite, sadece diploma vermekle kalmayıp kurduğu Balkan Araştırmaları Merkezi ile de akademik anlamda bu coğrafyanın varlığını güçlendirmeyi amaçlıyor. 

UNYT’nin eğitim yılı açılışı vesilesiyle gittiğim Arnavutluk ve civar şehirlerde TMV okullarını görme, vakfın çalışmalarını yakından izleme imkânım oldu. Bölge temsilcisinden, koordinatörlerine, okul müdürlerinden öğretmenlerine her okulda idealist, Türkiye sevdalısı, donanımlı eğitimcilerle tanıştım. Türkiye ve dünya ülkeleri arasında bilim köprüsü kurmak hiç kolay değil. Ciddi bir emek, sabır ve mücadele gerekiyor. Bazen bir fabrika binası sıfırdan modern bir okula dönüştürülüyor. Bazen önyargılarla kapanmış kapılar asırlar önce Horasan erlerinin yaptığı gibi gönül diliyle ardına kadar açılıyor. Ve en önemlisi hemen her ülkede öğretili resmi tarihler aracılığıyla koparılan kültürel bağlar onarılıyor, yeni nesiller ortak aidiyetlerle tanışıyor. 

Prof. Dr. İsmail Kocayusufoğlu University of New York Tirana Rektörü

BALKANLARIN GELECEĞİNİ İNŞA ETMEYE TALİBİZ 

Dünyanın hemen her yerinde Maarif Vakfımızın okulları anaokulundan lise sonuna kadar inşa ediliyor. Bu kurumlar içerisinde Arnavutluk’un başkenti Tiran’da halihazırda vakfımızın tek üniversitesi olan Türkiye Maarif Vakfı Tiran New York Üniversitesi’nin ayrıcalıklı bir yeri olduğuna inanıyorum. 2018 yılı sonlarına doğru Vakıf bünyesine geçti. Arnavutluk Balkanların en önemli, en etkili alanlarından. Bu coğrafyanın her metrekaresi tarihi bağlarla ülkemize bağlı olan bir bölge. Tiran Newyork Üniversitesi’nin eğitim dili İngilizce. Bu yapısıyla buradaki ilk ve tek kurum. ABD’den, Kanada’dan Libya’dan hem öğrencilerimiz hem öğretim üyelerimiz var. Bilgisayar mühendisliklerinde özellikle kendilerini geliştirmiş dünya çapında değeri olan öğretim üyelerini de kadrolarımıza katıyoruz. Üniversitemiz Maarif bünyesindeki ilk yılında. Maarif’in kurum olarak da henüz bilinmemesi ve çalışmaların nereye gideceği yönünde tanınmamasından dolayı bir endişe vardı. Ancak üniversitenin yapısına dokunmadık, bundan sonra da dokunmayı düşünmüyoruz. Çalışmalarıyla bu üniversiteyi çok daha ileri taşıyabilecek akademisyenlere de kapımız her zaman açık. Bunun yapılanması içerisindeyiz. 

Tiran Newyork Üniversitesi eğitimindeki kalitesiyle, uluslar arası yapısıyla bu ülkedeki üniversitelerden çok ayrıcalıklı. Elbette nüfus ve sayı olarak öğrencilerin çoğunluğu Arnavut ve kendi bölgesinden. Ancak 16 farklı ülkeden öğrenciyi de bünyesinde bulunduruyor.  

AKADEMİK İŞBİRLİKLERİ ARTIYOR

Üniversitemizin kendi bölgesinde ulaştığı ciddi bir başarı olmakla beraber eksik kalan alanlarını da fark ettik. TMV olarak yönetim kurulu üyelerimizle bu üniversitenin eğitim planlarını incelediğimizde buraya neler katabileceğimizin istişarelerini yaptık. Uluslararası yapıcılık çok öne çıkmış ama araştırma merkezlerinin olmaması en çok dikkatimizi çeken noktaydı. Buradan hareketle ülkemizdeki üniversiteler başta olmak üzere Avrupa’nın da önde gelen üniversiteleriyle ikili işbirliği çalışmalarına giriştik. İyi sonuçlar aldık. Avrupa Üniversiteler Birliği ile Balkan Üniversiteler Birliği’ne de üye olduk. Maarif Vakfı çatısı altında başlayan bu işbirliklerinin yanı sıra ülkemizden İstanbul Üniversitesi, İTÜ, ODTÜ, Trakya, Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi ile ortak çalışma kararı aldık ve öğrenci değişimlerine de başladık. Erasmus projelerine Arnavutluk henüz hazır değil, alışık da değil. Ama ilk altı ayımızda bile bir güven oluşturduk. Fransa’ya Barcelona Üniversitesi’ne İspanya’ya, İtalya’ya ve Türkiye’de İstanbul Üniversitesi ve Şehir Üniversitesi’ne giden öğrencilerimiz oldu. Bu yıl bunlara çok daha önem vereceğiz. 

ARNAVUTLUK’TA TÜRKÇE’YE İLGİ BÜYÜK 

Burada her şey Türkiye’de olduğu gibi eğitim bakanlığının kontrolünde ve izne tabi. Bu bağlamda henüz müfredatımızda Türkçe dersleri yok. Bunun girişimlerini yapmış durumdayız. Eğitim bakanıyla bizzat görüştük. Bu projelerimizi anlattığımızda destek vereceklerini ifade ettiler. Müfredatta olmasa da Maarif bünyesine geçtikten sonra ilk icraatlarımızdan biri de serbest Türkçe kursları başlatmak oldu. Düşündüğümüzün çok daha üstünde öğrenci ilgi gösterdi kurslarımıza. Bu projeyi bu sene genişletmeyi düşünüyoruz. Maarif Vakfımız iki Türkçe öğretmenini görevlendirdi üniversitemiz ve diğer okullarımızda çalışmak üzere. Daha profesyonel öğretmenlerimizle Türkçe’yi sevdirme, Türk insanını tanıma noktasında bir gayretimiz olacak. 

Kültürel anlamda o kadar çok ortak yanımız var ki şaşırdığımı ifade edeyim. Bu coğrafyada Türkçe’yi sevmek kadar Türk insanına duyulan sevgi ve Türkiye’ye özlem de artmış. Burada olmamız konusunda kesinlikle geç kalınmış. Ülkemizin değişen perspektifi bu geç kalınmışlığı telafi etme yolunda adımlara vesile oluyor. Türkiye’de son 15 yılda yaşanan değişimin bu coğrafyaya çok önemli katkıları olmuştur. Az ya da çok karınca kararınca bu coğrafyanın insanları Türkiyesiz ne kadar zayıf kalacaklarını fark etmiş ve Türk insanıyla beraber olmanın onlara ayrı bir güç katacağını hissetmiş durumdalar. 

BALKAN ARAŞTIRMALARI HIZ KAZANACAK

Türkoloji, Osmanlı Tarihi’nden başlayarak Avrupa Tarihi, Balkan tarihi ve gerçek tarih öğretilerine zemin olmak en azından bunları araştırma düzeyinde sağlamak için üniversitemizde Balkan Araştırmaları Merkezi’ni kurduk. Türkiye’den akademisyenler çağıracağız. Buradan üç, dört tane öğretim üyesi ile bağlantı halindeyiz. Bu çalışmalar olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi. Kaybettiğimiz bağları çok daha anlamlı bir şekilde kuvvetlendirerek inşa etmemizi sağlayacak. 

Ülkemizden birçok bilim insanı bu coğrafya ile yakın temas halinde ve araştırmalar içerisindeler. Balkan Araştırmalar Merkezi’ni önemsememizin bir sebebi de bu. Trakya Üniversitesi’nin ev sahipliğini yapmış olduğu Balkan Üniversiteler Birliği var. Balkanların ortak sorunları, geleceği, geleceğe yönelik çalışmaların nasıl yapılabileceği konusunda çabamızı birleştirerek bu coğrafyaya çok daha faydalı akademik araştırmalar yapabiliriz. 

GENÇLERİMİZ BİRLİKTE GELECEĞİ İNŞA ETMELİ 

Üniversiteler eğitim kadar enstitü ve araştırma çalışmaları, uluslar arası konferanslara ev sahipliği yapmak, bilim insanlarını bir araya getirmekle de yükümlü. Zira bu işin birinci meyvesi yetiştirdiğiniz kaliteli, iyi ahlaka sahip, güvenilir, dürüst öğrenci ise bir o kadar da doğru bilimi yakalatmak durumundayız. Dünyadaki kargaşayı görüyoruz. Bu hep tarihi doğru bilmemekten, kültürleri doğru tanımamaktan kaynaklanıyor. Belki küçük bir kıvılcım olur Maarif çatısı altında Arnavutluk’ta yapacağımız çalışmalar küçük bir nüve, Balkanlar’ın geleceğinde çok önemli bir değişime neden olabilir.  

Maarif bünyesindeki ilk ve henüz tek olan üniversitemizin ihtiyaçlarından birisi Türk insanımız, Türk gencimiz. Gençlerimiz bu coğrafyaya çıkmalı, buralar bizim gönül coğrafyamız. Balkanlar Anadolu kentlerinden farklı yerler değil. Kendilerini özlemle bekleyen gelecek nesillerle beraber barış ve huzur içerisinde geleceği inşa edecekleri bu coğrafyalara gençlerimizi davet ediyoruz. Gelmeliler bu ortamları görmeliler, dünyada barışı bu tür buluşmalarla sağlayabileceğimizi düşünüyorum. 

MAARİF GÖNÜLLERİ BİRLEŞTİRİYOR 

Türkiye Maarif Vakfı’nın Arnavutluk’taki en yeni okulu 16 Eylül 2019’da açılışı yapılan Elbasan şehrindeki lise. Okulda iki hafta önce göreve başlayan Türkçe öğretmenleri Ufuk Karalı ve Büşra Karalı, Maarif çatısı altında sadece ideallerini değil hayatlarını da birleştirmiş iki Türkiye sevdalısı eğitimci. Son görev yerleri olan Mali’de tanışan ve bir ay önce evlenen Karalı çifti, Büşra öğretmenin rotasyonu Arnavutluk’a çıktığı için hayatlarına burada devam etme kararı almış. İlk olarak 2017 yılında Afrika Mali’de çalışmaya başladığını söylüyor Ufuk öğretmen. Büşra Karalı’nın ilk öğretmenlik deneyimi de Mali’de olmuş. “Zor bir başlangıç oldu. İki seneyi tamamladık. İkimiz de Mali’de farklı okullardaydık ama toplantılarda bir aradaydık. Orada tanıştık. Afrika’yla ayrı bir bağımız oluştu. Afrika özlemi çekiyoruz. Her ne kadar burada yaşam standartları yüksek de olsa Afrikalı çocukların özlemi başka oluyor.” şeklinde konuşuyor Büşra öğretmen. “Gücümüz yettiğince dış görevlere devam edeceğiz” diyen çift, fırsat olursa yine Afrika’da görev yapmak istediklerini söylüyor. 

Doç. Dr. Cihad Demirli Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Mütevelli Heyeti Üyesi

ÜRETTİĞİNİZ BİLİM KADAR VARSINIZ 

Vakfımız 6721 sayılı kanunla, Türkiye adına yurtdışında insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak okul öncesinden yüksek öğretime kadar geniş bir yelpazede eğitim kurumları açma yetkisi ve sorumluluğuyla kuruldu. Kurulduğumuz ilk andan itibaren okul öncesi, ortaokul ya da lise düzeyi ile ilgilendiğimiz kadar üniversite ile ilgili de çalışmalar yaptık. Üniversite ile orta öğretim kurumları arasında ciddi farklar var. Alt yapı, fizibite ve network açısından çok iyi bir çalışma gerekiyor. Bunun ilk meyvesi Arnavutluk’taki üniversitemiz. Burayı önemsiyoruz. Bölgenin çok önemli üniversiteleri arasında olan bir yerin devrini gerçekleştirdik. 

İLK ÜNİVERSİTE ÇİFTE DİPLOMA VERİYOR 

Hem bu bölgeyle hem de Balkanlarla ilgili çalışmalarda bizim somut olarak ilk çalıştığımız yüksek öğretim kurumu burası. Daha önce işbirliği yaptığımız üniversiteler vardı. Ama tamamen bize ait olan, bizim yönettiğimiz, İngiltere ve ABD’deki çeşitli üniversitelerden lisans ve master düzeyinde çifte diploma veren ilk üniversitemiz UNYT. Böylece yüksek öğretim alanına bir geçiş yapıyoruz. Şu an bulunduğumuz tesis itibariyle tam kapasiteyiz. Normal koşullar altında bu binanın kapasitesi de az değil ama bize yönelik teveccüh daha geniş ve daha büyük bir kampüse geçmemizi gerektiriyor. Yakın zamanda genişleme ile ilgili çalışmalar da planlamamızda var. Hem yerel yetkililer hem de Türkiye’de çalışmalarımızı yürüttüğümüz ortak kuruluşlarımızla görüşmelerimiz devam ediyor. Bu konuda yakın bir zamanda güzel haberleri ve gelişmeleri paylaşacağız. 

YENİ ÜNİVERSİTELER İÇİN HAZIRLIKLAR SÜRÜYOR

Afrika’da görüşmeler yaptığımız birkaç ülke var. Doğu Afrika’da bir, Batı Afrika’da bir Güney Afrika’da bir ülke olmak üzere Afrika’da üç bölgede ve Türk Cumhuriyetleri’nin bulunduğu Orta Asya’da bir üniversite konusunda çalışmalarımız var. Bu seneki stratejik önceliklerimiz Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri ve yakın çevre ülkeler. Zaten diğer ülkelerdeki üniversitelerle işbirliğimiz, kendi ülkemizdeki 50’yi aşkın üniversite ile de protokolümüz var. Ayrıca yüksek öğretim alanında yurtdışındaki üniversitelerde Türkçe öğretimine yönelik dersler konulması, Türkiye çalışmaları kürsüsü oluşturulması gibi çeşitli çalışmalarımız da bulunuyor. 

Sayın Cumhurbaşkanımız bizi Türkiye’nin eğitim alanında dünyaya açılan kapısı olarak nitelendirdi. Bu teveccühe karşılık bir bilim köprüsü olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Şu an Türkiye de yüksek öğretim alanında cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Burada YÖK, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türkiye Maarif Vakfı gibi çok sayıda kamu kurumumuzun çalışmaları önemli bir rol üstleniyor. Sadece geçen yıl bizim okullarımızdan mezun 500 öğrenci Türkiye’ye geldi üniversite eğitimi için. Bunun bir kısmı YTB burslusu olarak geldi ama YTB’nin yaptığı çalışmadan farklı bir şeyden bahsediyorum. Şu an 41 ülkede 300’ü aşkın okulda faaliyet gösteriyoruz. Mezun sayılarımız arttıkça yüksek öğretim alanında Türkiye’ye olan ilgi de artacaktır. Bu da ilerleyen zamanlarda bilim köprülerinin kurulması, akademik çalışmaların yapılması, bilimsel birlikteliklerin artması anlamına geliyor. Bu konuda YÖK’ün de çok kıymetli çalışmaları var. Biz de burada önemli bir paydaş olarak hem onlardan destek alıyoruz hem de biz onlara destek veriyoruz. 

VAKIF GELENEĞİNİ SÜRDÜRÜYORUZ 

Kamu vakfı olmakla birlikte vakıf anlayışımızı sürdürüyoruz. Geleneğimizden gelen köklü vakıf anlayışımızla iş görmeye çalışıyoruz. Burada Türk kamuoyunun, Türkiye’nin yekvücut halinde hareket etmesi son derece önemli. Çünkü bunlar Türkiye’nin kurumları. Her bir vatandaşımızın yaptığımız çalışmalarla alakalı sağlıklı bir şekilde bilgilendirilmeleri son derece ehemmiyetli bizim açımızdan. Gerek iç kamuoyu gerek yurtdışında çok sayıda tezvirat gerçekleştirilebiliyor. Biz bunları kulak ardı ederek çalışmalarımıza devam ediyoruz. 

Biz burada çok planlı ve kaynakları gerçekten çok verimli şekilde kullanarak çalışmalarımızı yürütme gayretindeyiz. İlk stratejik plan dönemimiz 2019’un sonunda bitiyor. 2023’e yönelik yaptığımız yeni stratejik planımızda da özellikle yüksek öğretim alanında ciddi adımlar atma yönünde kararlar aldık. Türkiye’de belli başlı alanlarda çok kaliteli üniversitelerimiz var. Onların da işbirliği ile Türkiye’deki yüksek öğretimin uluslararasılaşmasına ve eğitim ihracatına da ciddi katkı sağlayacağımızı söyleyebiliriz. 

Nihayetinde akademik alanda bilim dünyasına ve literatüre katkınız oranında varsınız. Ürettiğiniz bilim kadar varsınız. Buna katkı sağlaması, rekabet avantajı ve üstünlüğü sağlama anlamında bir nevi araç olacak üniversitelerimizin varlığı. Bu tabi çok kapitalist ve ticari bir yaklaşımla ifade ettiğim bir husus değil. İnsan kaynağı, bilginin üretilmesi ve yerel kalkınmaya destek olmayı da bir bütün olarak görmek önemli. Dolayısıyla biz burada yaptığımız çalışmaların yükseköğretim ağında rekabet avantajı sağlayacağını düşünüyoruz. Bilim böyle bir şeydir; birikimli gider. Ağdır aslında. Bu birikimi bir ağa dönüştürüp bilimin önemli ayaklarından olan birikimi paylaşmak ve yaygınlaştırmak son derece önemli. Çok ciddi zihinlerimiz var. Saf güzel beyinlerimiz var. Bu son derece önemli. Akademik başarıyı dışarıda bu fırsatı bulunca yakalayan çok sayıda insan var. Biz bu fırsatları da çoğaltmak istiyoruz.