4 Mayıs 2024 Cumartesi / 26 Sevval 1445

'Geçici fikirlerle üretilen sinema eğlenceliktir'

“Sinemada arkasında derin bir çalışma olmayan her fikir geçicidir, geçici fikirlerle üretilenler seyircinin günlük eğlence ihtiyacını karşılar. Oysa her saniyesine çalışılmış, içine yönetmenin hislerinin katıldığı eserler, etkileri uzun sürecek ilmi eserlere dönüşecektir.” diyen İSTEV Başkanı Songül Koç, vakıf olarak sinemaya bir ilim olarak baktıklarını söylüyor.  

GÜLCAN TEZCAN 29 Haziran 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Geçici fikirlerle üretilen sinema eğlenceliktir'

Son yıllarda sinema konusunda pek çok kurum eğitimler veriyor. Kimi seminer, kimi atölye şeklinde. Özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği bu çalışmaların çoğunda anlatılanlar sadece teknik bilgilerle sınırlı kalıyor. Sinemanın ne olduğu, nasıl bir bakışla film üretmek gerektiğine dair düşünsel pratikler pek yapılmıyor. İlim Sanat Tarih ve Edebiyat Vakfı (İSTEV)’nda bir süredir sinemanın kapsayıcı ve kuşatıcı yönünü ortaya çıkarmak ve onu kendi anlam dünyamızda geliştirerek estetik bir üst seviyeye ulaşmak niyetiyle sinema eğitimleri veriliyor. Vakıf Başkanı Songül Koç, atölyenin eğitmenleri Yeşim Tonbaz ve Abdülhamit Güler ile İSTEV Film Okulu’nu konuştuk. 

Sinemayı neden bu kadar önemsiyorsunuz? 

Sinema diğer iletişim araçlarından oldukça farklı katmanlardan oluşuyor. “Oku” eyleminin bir nevi perdeye yansıması. Perdeye yansıyan eseri gözlerimizle izlerken, onu duyuyor ve ruhumuza etkilerini hissediyoruz. Teknolojinin gelişmesiyle bu hislere her gün yenisi eklenmekte. Sinema bir iletişim aracı olduğu kadar eğitici, eğlendirici ve bilgi verici bir dal aynı zamanda. 

Günümüzde büyük bir hızın içinde mesai saatleri kavramıyla baş edebilmede yalnız bırakılan insan ya da modern insan monotonlaşan hayatına sinema ile renk getirmekte ve oldukça ucuz bir şekilde eğlenebilmektedir. Çünkü sinema ona oturduğu yerden bambaşka bir dünya açar, bir haftada bitirmekte zorlanacağı bir kitap yerine, doksan dakikalık bir sürede pek çok heyecan yaşar. Kendinden önceki bütün sanat dallarını kapsayan yedinci sanat, teknoloji sayesinde kendisine her gün farklı bir kamera açısı ekleyerek seyircisini şaşırtmakla da kendine bağlamaktadır. Elinde cep telefonu olanların yönetmen olduğu 21. yüzyılda çokluğun içinden anlamlı olana nasıl ulaşacağız? İSTEV biraz da bu sorularla yola çıktı. Yaptığımız her programda katılımcımızın, bizden ayrıldıktan sonra kafasının karışmasını, kendini sorgulamasını istedik. Vakfımıza gelen gençlerin ihtiyaçları doğrultusunda projeler üretirken 114Keşif ortaya çıktı. 114Keşif derslerinden aldığımız ilham ile hazırladığımız videoları, günümüzün yeni medyası internete taşırken teknik altyapı eğitimlerine başladık. Sinema alanında emek veren çok değerli yönetmen, senarist, eleştirmenleri konuk ettik ve onlarla yaptıklarımız üzerinde tartışıp yeni yol haritalarımızı ortaya koyduk. 

Bahar döneminde küçük bir grupla başlayan eğitimlerimiz yaz atölyesinde genişleyerek devam edecek. Kısacası İSTEV olarak, sinemanın kapsayıcı ve kuşatıcı yönünü ortaya çıkarmak ve onu kendi anlam dünyamızda (hakikat anlamında) geliştirerek estetik bir üst seviyeye ulaşmak niyet ve azmindeyiz. 

Sinema ne bakımdan ilim eseri sayılabilir sizce?  

İlimden yoksun bilgi ile hareket edenler ancak yarım eserler verebilir. Yani ruhsuz, bir anlam içermeyen ve yansıtmayan eserler... Sinemada arkasında derin bir çalışma olmayan her fikir geçicidir, geçici fikirlerle üretilenler seyircinin günlük eğlence ihtiyacını karşılar. Oysa her saniyesine çalışılmış, içine yönetmenin hislerinin katıldığı (manipüle ederek algı çalışması yapan yapımlar hariç) eserler, etkileri uzun sürecek ilmi eserlere dönüşecektir. İster komedi ister aksiyon ister bilim kurgu, hangi tür yaparsanız yapın içinde hakikat arayışı bulunanlar kalıcı olacaktır. Bir ilim eseri insanı sarsmalı, düşünmeye sevk etmeli. Bir sinema filmi de seyircisini sarsmalı. Seyretmeden önce ve sonra insanda kalıcı ve daha iyiye değiştirici bir etki bırakmayan filmin başarısından söz edemez iken, ilim eseri oluşundan sanırım hiç bahsedemeyiz. 

Dindarlar için sinema tabudur. Önyargılarla karşılaşıyor musunuz?  

Ülkemizde senaryo ve yönetmenlik gibi alanlarda az sayıda kadınla karşılaşıyoruz. Kamera arkası nispeten kadınlar için biraz daha ön yargılardan uzaktır. Şu an için İSTEV olarak kamera arkasının özellikle de fikir üretenlerin sayısının ve kalitesinin artmasına gayret ediyoruz. Sadece genç kızların değil genç erkeklerin de fikirlerinin uygulamaya dönüşmesi için elimizden geleni yapıyoruz. F/ilim okulunun gelişiminde onların fikirlerinin filme dönüşebilmesi için muhakkak çalışmalar olacaktır. Yaz atölyesi sonunda da iki adet kısa film yapılması planlanıyor.  

YEŞİM TONBAZ YÖNETMEN, EĞİTİMCİ

SİNEMA GENÇLERİN KENDİLERİNİ İFADE ALANI

Gençlerin sinema ilgisindeki en temel motivasyonları nedir? 

Bu dönemde izlemek şahit olmak demek bir bakıma. Gençler bu yüzden izlerken üretmenin de yollarını arıyor, ellerindeki telefonla dahi güzel fikirleri canlandırabiliyorlar. Fakat arzu, bir hobiden ziyade bir meslek olarak, kendilerini ifade etme alanı olarak sinemayı tercih etmek. Çünkü sinema dışarıya olduğu kadar kişinin kendi içine de bir yolculuk, senkronize bir öz tanıma ve anlatma telaşı. 

ABDÜLHAMİT GÜLER ATÖLYE KOORDİNATÖRÜ

İŞİMİZ YETENEĞİ ORTAYA ÇIKARMAK  

Sinema, özel yetenek isteyen bir alan. Atölyelerin temel işlevi de yeteneği ortaya çıkarmak ve istikamet verebilmek. Bu manada atölyeye katılım için bu yeteneğe ve elbette isteğe dair işaret görmemiz gerekiyor. Sorular ve istenen belgelerde buna dair ipuçları alıyoruz. Mülakatlar da çok belirleyici oluyor. Elenenlerin hakkını muhafaza edebilmek için özellikle devam mecburiyeti koyuyoruz ve takipçisi oluyoruz. Kişi, kendi yeteneğinin farkında olmayabilir. Heyecanı, arzusu ve işareti olan gelirse bize düşen onu ortaya çıkarmak zaten.”