Geleneksel düğünler geçmişte mi kaldı?

Şehir hayatında büyüyen gençlerin yüzde 90’ı geleneksel düğünlerden uzaklaşıyor, akrabaları için değil kendileri için unutulmaz bir gün yaşamayı tercih ediyor. 

Özellikle maddi gücü yerinde olanlar arasında bazen bir kıyı kasabasında, bazen dünyanın öbür ucunda düğün yapmak oldukça revaçta. Çiftlerin yaşadıkları yerden uzakta, tamamen kendi arzularına göre belirledikleri etkinlik-yemek-müzik tercihleriyle ve sadece seçtikleri kişileri davet ederek yapılan evlilik törenlerine destinasyon düğünü deniliyor. 

Ruks Event kurucusu Rukiye Demirkan, gençlerin daha samimi, yakın akraba ve arkadaşlarından oluşan bir davetli topluluğunun eşliğinde, gerçekten eğlenebilecekleri ve en önemlisi başkalarını değil kendilerini mutlu edebilecekleri bir düğünle evliliğe adım atmak istediklerini söylüyor. Bu elbette belli bir ölçüde anlaşılabilir. Ancak bu tip düğünlerin geleneksel tüm renk ve coşkuyu ‘evlilik töreni’nin dışında bıraktığı, giderek bir tektipleşmeye yol açtığını da akıldan çıkarmamak gerek. Ha bir de artık sadece düğün ve cenazelerde bir araya gelebilme imkânı bulan akrabaları bu mutlu günde dışarıda tutarak ‘aile’ olurken yalnızlaşma kültürüne bir tuğla daha koymanın ne kadar anlamlı olacağı üzerine de düşünmek gerek. 

Unutulmaz bir düğün deneyiminin sırrı