Elif Buse Doğan, bu toprakların müziğine gönül vermiş en genç Türk Halk Müziği yorumcularından. Geçen yıl ilk albümü Bihaber’i yayınlamıştı. Geçenlerde de ikinci albümünün habercisi, bir Karadeniz türküsü olan Gel Sevduğum’u single olarak çıkardı. Akademik serüvenine yüksek lisans eğitimiyle devam eden genç sanatçı, Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Halk Müziği Korosu’nda misafir sanatçı olarak görev alırken bakanlığın özel projelerine koşturmaktan da geri durmuyor. Atadan aileden türkü sevdalısı olan Elif Buse ile hem türküleri hem de bu türkülerin arasında çizdiği yolda kendisini konuştuk...
Türkücü bir türlü modern görülemedi
Türkü söyleyenler yıllardır televizyonlarda belli bir kalıpta gösterildi bize. Örneğin dizilerde ve ya kliplerde türkücü hiç modern olamadı, modern gösterilmedi veya şehre ayak uyduramadı. Herkes jean giyerken türkü söyleyen şalvar giydi, yakasına oyalı mendil taktı.Yani geleneksel bir biçimde icra eden büyüklerimizden türküler öğrenilirken kıyafetler de aynı şekilde taklit edildi. Halbuki bu çağa ayak uyduramamaktır bence.
Kapıcı dairesinin duvarında bağlama
Dizilerde şehirliler, evlerin üst katlarında oturtuldu. Onlara Batı müziği ya da pop dinletildi. Aynı binanın kapıcısı tabiatıyla bodrum katında otururdu. Evinin duvarında bağlama asılı olurdu. Türkü dinleyenler genellikle fakirlerdi. Aslında burada gizliden gizliye ciddi bir hafifseme var. Sadece köylüler, fakirler ve şehre ayak uyduramayan varoş insanları türkü dinler gibi bir algı oluşturuldu. Ne kadar yanlış! Türkülere gönül vermek, türkü söylemek bir misyon işidir. Bu kıyafet ve saç şekli gibi fiziki görünüşe hapsedelilebilecek bir şey değildir. Türküler gönülden gelir. Ben de türkülerin öğrettiği gibi yaşamaya çalışanlardanım.
Single bana doğum günü hediyesi
İki hafta önce 23’üme girdim. Doğum günümde de Esen Müzik etiketiyle Gel Sevduğum adlı single’m yayınlandı. Hoş bir doğum günü hediyesi oldu bana. Bu türküye Trabzon’da bir de güzel klip çektik. Merak edenler Youtube’dan izleyebilirler. Söz, müzik ve aranjesi Aydın Kara’ya ait olan Karadeniz türküsü formundaki bu parça çok sevildi. Albümüm Bihaber’e gelirsek... İlk göz ağrım, ilk solo albümüm. O da Esen Müzik imzalıydı. Danışmanlığını Prof. Erol Parlak yaptı. Destek veren 35 müzisyen arasında başta Musa Eroğlu olmak üzere, Erol Parlak, Erdal Erzincan, İsmail Altunsaray, Güray Hafiftaş ve Çetin Akdeniz de vardı. Hepsine buradan bir kez daha teşekkür etmiş olayım.
Teşekkürlerin en büyüğü anneme
Türkü icrasında bir yorumcu olarak gelenekselciyim. Farklılıklar olsa da öz korunmalı. Benim parçalarımın aranje kısmında batı sazları kullandık ve 15 eser için ayrı bir düzenleme oluşturduk. Çünkü bir saatlik albüm peş peşe rahatça dinlenilebilsin istedik. Bütün türkü radyoları ve karma radyolar benim albümümden eserler çalıyor. Bunu ilk albümde başarmış olmam da birlikte çalıştığımız ekibin büyük başarısı var. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Onlar sayesinde az rastlanır bir şeyi yaşıyorum. Tabii ki en büyük teşekkür aileme ve anneme. Bu yolda bana her zaman inandıkları, destekledikleri için!
Türküler en çok aile içinde sevilir
Batı teknolojik olarak çok bizden ileride. Dolayısıyla bu ilerlemişliğin müzik soundlarına yansıması da kaçınılmaz. Evet ben de Y kuşağındanım. İnternet bize her tarz müziğe erişim sağladığı için yenilikleri de yaşıtlarım gibi kolaylıkla takip ediyorum. Küreselleşen dünyada internet üzerinden, medya üzerinden sunulan tek tip müzikler kulaklarda bir beğeni düzeyi oluşturuyor. Buna ayak uyduramayan müzisyen de mesleğinde tutunamıyor. Türküler hayatın içinden çıktığı için değişime ve ilerlemeye de açıktır. Bilinçli müziksever güzel işleri takip ediyor. Ancak türkü bilinci küçük yaşlardan itibaren kazanılabilen daha doğrusu kazandırılabilen bir şey. Ailenizde büyükler türkü dinlemiyorsa sizin türkü sevmeniz de zayıf ihtimal.
Hayat sürdükçe türküler söylenecek
Türkülerin devlet desteğine ihtiyacı yok, türkü zaten hayatın ta kendisi... Hayat devam ettikçe türküler varlığını gösterecektir. Ama sanatçının devlet desteğine ihtiyacı var. Çünkü sanatçı yaşadığı dönemdeki türkü bilir, türkü sever oranını artırmak ve ileri kuşaklara olduğu gibi aktarma görevini üstlendiğinden bu desteğe ihtiyacı var. Atalarımın memleketi olduğu için belki Sivas ve civarındaki illerin türkülerinin daha çok yakıştığını söylerler. Ama ben Rumeli’den Kerkük’e Karadeniz’den Ege’ye kadar tüm türküleri söylerken aynı keyfi alıyorum. Yöre sanatçısı olabilirsiniz ve belli bir bölgeye hakim olmak isteyebilirsiniz bu da bir seçenek. Ben haddimi aşmadan, yöresel ağızlara pek girmeden okuyabileceğim tüm türküleri okuyorum.
Günümüm başkalarını dinleyerek geçiyor
Kendi köklerimin uzandığı Sivas ve civarındaki illerin türkülerinin bana daha çok yakıştığını söylerler. Ama ben Rumeli’den Kerkük’e Karadeniz’den Ege’ye kadar tüm türküleri söylerken aynı keyfi alıyorum. Yöre sanatçısı olabilirsiniz ve belli bir bölgeye hakim olmak isteyebilirsiniz bu da bir seçenek. Ben haddimi aşmadan, yöresel ağızlara pek girmeden okuyabileceğim tüm türküleri okuyorum.Yöresel ağız gereken yerleri de çalışmadan sunmuyorum dinleyiciye. İyi de bir dinleyiciyimdir. Günümün çoğunu dinleyerek geçiriyorum. Her tarzda eser dinlemeye çalışıyorum. Güncel her şeyi takip etmeye çalışıyorum.
Hepsi benim evladım onlara iyi bakın
Solistlik stüdyo solistliği, sahne solistliği, radyo solistliği ve televizyon solistliği olarak ayrılmalı. Çünkü hepsi başka bir ustalık, başka bir tecrübe gerektirir. Bihaber albümünden önce stüdyoda başka albümlere vokal yapmaya gidiyordum. Bu yüzden ilk albüm deneyimimde eksikliklerim muhakkak ki var. Şimdiki aklım olsaydı bazı şeyleri farklı yapardım. Ama hiçbir piyasa ve para kaygısı tutmadan yaptım. Şu sıralar hoş bir Karadeniz türküsü olan Gel Sevduğum’u seslendirdim. Hepsi benim evladım gibi. Tüm bunlar gelecekte yapacaklarımın bir göstergesidir. Mutlaka dinleyiniz ve dinlettiriniz!
Evimize gelen konuğa türkü ikram edilirdi
Beni müziğe yönlendiren ailemin neredeyse tamamıydı. Bizimkiler zamanında Sivas’tan Kocaeli’ye gelmişler ve kültürlerini burada da devam ettirmeyi başarmışlar. Dernek faaliyetleri, düğünler, cenazeler vs. akrabalar hep beraberler, hiç kopmamışlar. Akraba çok olunca misafir de çok oluyor her misafire yemekten sonra müzik ikram ediliyor. Dedem bağlama çalıp söylüyor, ananem ona eşlik ediyor. Bu ortamda annem, teyzelerim, dayım da büyüyor sonra aynı şekilde ben. Hiç unutmuyorum dedemin türkü sözleri defteri vardı. Sonra annem de dayım da aynısından yapmıştı. Ve en sonunda tabii ki ben de yaptım. Bu ortamda ilk öğrendiğim türkü Aşık Veysel’in Uzun İnce Bir Yoldayım adlı eseriydi.
Jüriyi babamla birlikte etkiledik
Müzik yarışmaları benim de hayatıma dokundu. Yedi yaşında katıldığım ilk ses yarışmasının birincisi bendim. Yarışmada benden daha büyük ve başarılı sesler vardı. Fakat o yaşta seçmiş olduğum türkünün Aşık Veysel’den olması ve babamın sahnede bana bağlamasıyla eşlik ekmesi jüriyi etkiledi. Lise bitene kadar farklı yarışmalarda da birinciliklerim oldu. Esas yarışma konservatuvar sonrasındaydı. TRT Müzik’te yayınlanan Sıra Sende Türkiye adlı yarışmaya TRT Yurttan Sesler Korosu’na girebilmeme yardımcı olabilir dile katıldım. Orada üçüncü oldum. Ancak bu bir devlet kanalının yarışmasıydı. Oysa özel kanalların yarışmalarında kendinizi Türkiye’ye gösterme şansınız var.