Samimiyetin ekrana yansıyan hali Cankat Aydos, içi dışı dobra bir çocuk. Oyunculuk yapmaya başlamadan önce ne iş yaptığını saklamayan, ünlü olup sokakta yürüyememekten, iyi insan olma potansiyelini kaybetmek korkan biri. Işığını ve enerjisini koca gözleriyle karşısındakine geçiren Aydos ile oyunculuğunu ve hayatını konuştuk.
Hikayeniz nasıl başladı?
Lise yıllarımda başladım oyunculuğa. Ankara’da amatör topluluklarda oynadım. Zaten orada seviyorsunuz oyunculuğu ve tiyatroyu orada karar veriyorsunuz ne olmak istediğinize. uSonra?
Çantamı alıp İstanbul’a geldim. Hatta evden çıkarken babamla karşılaştık kapıda ‘Nereye gidiyorsun’ dedi. İstanbul’a gidiyorum dedim. ‘Saçmalama geç içeri’ dedi. Beni ciddiye almadı güldü geçti. Sonra arkadaşlarımın kısa filminde oynadım derken bir şekilde kapılar açıldı.
Neden oyuncu olmak için bu kadar ısrar ettiniz ki?
Johnny depp gibi bir oyuncu olmak istiyorum. Yolda beni kimse tanımasın ama karakter oyuncusu olayım. Hastanede çalışma meseleme gelince hastane kokusunu bilirsiniz kötüdür o kokudan itibaren başlar enerjiniz düşmeye. Ben de bu negatifliği bildiğim için röntgen çekinmeye gelenlere kapıyı gülücüklerle açıyordum. Mesela teyzelere hadi bakalım gelin kızlar içeri metal eşyalarınızı çıkarın derken gülüp eğleniyorduk. Bu şekilde günde 500 kişiyle iletişim kuruyordum. Üstelik bu direk yüz yüze bir iletişim. Yani ben günde 500 kişiyi röntgenliyordum. Oradan çok şey öğrendim çok hikaye biriktirdim. Şimdi oradan aldıklarımla oyunculuğumu besliyorum.
Oyunculukta istediğinizi bulmazsanız müzik piyasasına geçip oradan yürümeye çalışır mısınız?
Sesim iyi mi bilmem ama her yerde şarkı söylerim. Şarkı tirat gibi çünkü. Şarkı söylerken geçişler vardır ya ritminizi azaltacağınız ya da yükselteceğiniz işte bir tiradı çalışırken de şarkı söyler gibi çalışırsınız. Ama müzik piyasasıyla olan tüm ilgim bu kadar.
Anlattıklarınızdan cesaretli bir insansınız gibi gelmişti. Müzik de yaparım dersiniz sanmıştım.
İş konusunda cesaretliyim ama onun dışında özel hayatımda hiç cesaretli değilimdir. Mesela bir kafede siparişim yanlış gelirse neden yanlış getirdiniz ben bunu istememiştim diyemem çekinirim.
Çok ilginç. Onca kamera karşısında oynayan birinin özgüveninin eksik olması...
Bunun özgüvenle hiç alakası yok. Birine o tarz bir şey söylemek sen kabahatlisin demek gibi geliyor bana. Çok derin düşünürüm empati yaparak geçer benim hayatım.
Neyi çok derin düşünürsünüz?
Ben duygusal bir insanım. Eve giderim saatlerce düşünürüm kırdım mı, yanlış bir şey mi dedim diye kendimi yer bitiririm. Hatta ağlarım.
Bizim ülkemizde herkes oyuncu
Ekranda çok fazla bilmediğimiz yeni oyuncu var. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Sektör kaygan ve çok yarış var. Yoldan birini çevirsek şöyle bir rol var canlandırabilir misin desek tabii ki der. Bizim ülkemizde herkes oyuncu. Bende yaparım ne var ki oyunculuk da düşüncesi var.
Yeni projeleriniz var mı?
Deneysel bir oyun hazırlıyoruz. ‘Biz bir şey deniyoruz bir bakar mısınız?’ Mantığıyla bu oyunu yazdık. Sahnede monitör olacak ve seyirci tepkisi sahneye yansıyacak. Daha önce oyunun içinde seyircinin nasıl izlediğini kimse göstermedi. Ama henüz oyunu okuma aşamasındayız.