24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Hayallerinde memleket, millet vardı

Gazeteci ve yazar, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Servet Kabaklı aramızdan ayrılalı dört yıl oldu. Hem Türk edebiyatı hem Türk dünyası için büyük uğraşlar verdi. Gönül coğrafyasında yaşananlara sessiz kalmadı. Kendisini yakından tanıyan dostlarından Bahtiyar Aslan onun millet sevgisini şöyle anlatıyor: “Hayallerinin hepsi memlekete, millete ve dostlarına dairdi. Türkiye’nin ve Türklüğün geleceği için endişelenir, heyecanlanır, üzülür, ağlardı.” 

MERVE YILMAZ ORUÇ31 Ağustos 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Hayallerinde memleket, millet vardı

Uzun yıllar Türk Edebiyatı Vakfı’nın başkanlığını yürüten gazeteci yazar Servet Kabaklı, geçen çarşamba günü vefatının 4. yılında Eyüp Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı. Kabaklı’nın Türk ve Doğu Türkistan bayrakları asılı kabrinin başında Kur’an-ı Kerim okunmasının ardından başlayan anma törenine, edebiyat dünyasından yazar ve şairlerin yanı sıra Kabaklı’nın ailesi ve yakın dostları katıldı. Amcası Ahmet Kabaklı’nın ölümünden sonra onun vasiyeti üzerine Türk Edebiyatı Vakfı Başkanlığını yürüten Servet Kabaklı, ömrü boyunca Türk dünyası için çalıştı, çabaladı. 

Elazığ’da 1956 yılında dünyaya gelen Servet Kabaklı, 1981 yılında Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1976’da başlayan Kabaklı, üniversite eğitiminin ardından İstanbul’da mesleğine devam etti. Vefatına kadar kalemini elinden düşürmedi. Türk dünyası ve özellikle de Doğu Türkistan konusundaki çalışmalarıyla kamuoyuna ışık tutan Servet Kabaklı, Doğu Türkistan dışında bütün Türk illerini dolaştı. 

1982 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından röportaj ve seri röportaj dalında “Yılın Gazetecisi” seçilen Kabaklı, Türk Basın Birliği ile birlikte birçok mesleki ve sosyal kuruluş tarafından “Yılın Gazetecisi” ödülüne layık görüldü. Uzun yıllar çeşitli gazetelerde yazarlık ve yöneticilik yapan Kabaklı, edebiyat dünyasında da çok sevildi. Dostlarına Servet Kabaklı’nın edebiyat dünyasındaki yerini ve bıraktığı izleri sorduk.           

Belkıs İbrahimhakkıoğlu

Merhametli çok güzel bir insandı 

Servet Bey ile tanışıklığımız çok eskilere dayanırdı. 1980’li yılların başında yolumuz kesişti. Bir kardeş, dost gibiydik. Hoş sohbetli, insani halleri olan, merhametli çok güzel bir insandı. Allah gani gani rahmet eylesin, yokluğunu gerçekten hissediyoruz. Gönlümüzde her zaman hatırlayacağımız aziz bir köşede yerini aldı. Vakıfta kısa bir dönem birlikte çalıştık. Ahmet Kabaklı’nın bu millete armağını olan Türk Edebiyatı Vakfı’na başkanlık etti, Servet Bey. Ahmet Kabaklı hocamız ölünce ona emanet etmişti vakfı. Hizmet anlayışımız konusunda bazı ayrılıklarımız hatta tartıştığımız zamanlarda oldu. Ama onunla dostluğumuz hep baki idi. Çok çalıştı, emek verdi vakıf için. Aynı zamanda Servet Bey, gazeteciydi. Siyasi çevresi çok genişti. İnsanlarla çok kolay ilişki kurar ve kendini sevdirirdi, sosyal bir insandı. İnsanların gönlünü fethederdi hemen. Türk dünyası ile ilişkileri iyiydi ve onlar için büyük mücadeleler verdi.

Bahtiyar Aslan

Türklüğün geleceği için endişe duyardı 

Servet Kabaklı fani hayatını tamamlayalı dört yıl oldu. Her ölüm erkendir ama o gerçekten erken ayrıldı. Romantik bir adamdı ve çok büyük hayalleri vardı. Hayallerinin hepsi de memlekete, millete ve dostlarına dairdi. Türkiye’nin ve Türklüğün geleceği için endişelenir, heyecanlanır, üzülür ağlardı. Dostlarıyla beraber Tanrı Dağları’na, Kudüs’e ve Mekke’ye gitme planları vardı. Bazı hayallerinin hiç gerçekleşmeyeceğini biliyordu sanırım. Ama gene de onlarla yaşamayı seviyordu. Vefatından aşağı yukarı 15 sene önce tanışmış olmalıyız. Bu süreçte hep kardeşçe geçindik. Ağabeyimizdi bizim. Nesi varsa bölüşmek isterdi. Bir yolculukta durup bir yerden iki kilo elma aldıysa birini yoldaşına verirdi. Yahut da kaç kişiyse adil olarak paylaşırdı. Her zaman cömert oldu. Bunun bir haslet olduğunu biliyordu ve zannederim atalarından devralmıştı bunu. Çok şey var tabii. Ama çocuk sevgisini anlatmadan geçemem. Son zamanlarında artık yaşlı mı hissediyordu kendini neyse, çocuklarımızın kendisine “ata” demelerini istiyordu. Babadan öte bir şey tabii. Türk dünyasında dede anlamında kullanılır. Bir çocuk yanına yaklaşınca gözleri gülerdi. Servet Kabaklı, gerçekten ağabey olmayı seven bir adamdı. Oldu da. Çok insana ağabeylik yaptı hakkıyla. Allah katında makbul olur inşallah. Rahmetle anıyorum. Mekânı cennet olsun. 

Türk Edebiyatı Vakfı Müdürü Özcan Ünlü

Doğu Türkistan kırmızı çizgisi idi

Merhum Servet Kabaklı, son nefesine kadar Türkistan davasının yılmaz bir neferi olarak yaşadı. Farklı gazetelerde birlikte çalıştık. Özellikle Türkiye Gazetesi’nde Türk Dünyası masası şefi olarak çalıştığı dönemde çok mühim işlere imza attı. Sağlam vatansever bir ekiple Rumeli’den Altaylar’a bütün coğrafyalardaki Türklerin meseleleriyle hemdert oldu. Bulgaristan’daki Belene zulmü, Doğu Türkistan’daki Çin mezalimi, Irak’taki Türkmen soykırımı başta olmak üzere bütün bu gönül coğrafyalarına kulak kabarttı. Özellikle Doğu Türkistan’ın sürgündeki lideri İsa Yusuf Alptekin’i Türkiye kamuoyuna tanıttı ve o bölgedeki trajedinin doğru anlaşılması için büyük bir mücadele verdi. Dönemin başbakanı Turgut Özal’ı bu meselenin tam ortasına çekmeyi başardı. Servet Kabaklı, merhamet timsali bir insandı. Sadece sözünü ettiğim coğrafyalara dair değil, çevresindeki insanlara karşı da öyle. Türk Edebiyatı Vakfı’nın merhum Ahmet Kabaklı’dan sonraki başkanı oldu. Vakıf çalışanlara veya yolu bu kurumdan geçenlere sorsanız onun dev cüssesine rağmen sol göğsünün altında nasıl bir kelebek kalbi taşıdığını herkes söyler. Maalesef bu insanların sayısı giderek azalıyor. Rabbim ondan razı olsun. Önden giden iyi insanlar kervanına dahil etsin onu ve sayılarını çoğaltsın.