Cep telefonları, ATM’ler, bilgisayar oyunları... Çevremizde gördüğümüz, hemen her an kullandığımız hizmetlerin ve ürünlerin temelinde ‘yazılım’ yatıyor. Teknolojik gelişmeler yaşamın akışını etkiliyor. Öyle ki çocuklar bilgisayarda oyun oynamak yerine kendi oyunlarınının yazarı haline geliyor. Özellikle uluslararası firmaların yazılım sektörüne yönelik yatırımları ve ABD Başkanı Barack Obama’nın gençlere yönelik şu sözleri, yazılımın temeli olan ‘kod’ eğitimine ilgiyi artırdı:
“Çocukların ellerinden düşmeyen bilgisayar, tablet ve telefonları kendi yararları için kullanmak mümkün. Bilgisayar oyunu satın almayın, kendiniz yapın, telefonunuzda sadece oyun oynamayın, program yaratın. Yalnızca kullanan değil üreten de olmanın vakti geldi.”
“Dünyada durum böyleyken Türkiye bu gelişmelerin neresinde?” sorusuna cevap ararken karşımıza ODTÜ mezunu iki genç mühendisin kurduğu GameLooper Platformu çıktı. GameLooper, çocukların, bilgisayar kodu yazmadan iki boyutlu mobil oyun geliştirmesini sağlıyor. Bu projeleriyle girişimcilik alanındaki başvuruların değerlendirildiği Geleceğin Patronları 2014 yarışmasında 50 bin liralık ödüle layık görülen ODTÜ İşletme Bölümü’nden mezun Kutay Yalçınkaya ve ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nü tamamlayan Umut Demirel, amaçlarını şöyle anlatıyor:
“GameLooper, çocukların oyunlarını geliştirmeleri, kod yazımı için gereken algoritma kurma yeteneği kazanmalarını ve bilgisayar bilimlerine giriş yapmalarını hedefleyen bir yapı. Kod yazmadan kendi oyunlarını geliştirmeye başlayan çocukların, yazılım konusunda ilk adımlarını atacaklarına inanıyoruz. Böylece analitik düşünme becerisi kazanacaklar ve yaratıcılıkları da gelişecek.”
Çocuklar bu platformu www.gamelooper.com adresinden indirebiliyor. Birbiri içine giren ‘sürükle-bırak’ kod bloklarıyla oyunlarını istedikleri gibi yazabiliyorlar. Ayrıca yazılan bu ‘oyun cümleleri’nin üzerine herhangi bir kaynaktan resim, ses ya da animasyon yüklemek de mümkün. “Yaptığınız oyunları simülatörde test edebiliyor ve isterseniz uygulama marketlerine de yükleyebiliyorsunuz” diyen Yalçınkaya, yazılımın içerisine basitten karmaşığa doğru farklı oyunların nasıl yapılacağını adım adım anlatan bir müfredat eklediklerini de söylüyor. Müfredattaki hedeflerin hepsini tamamlayan çocuklar, tüm telefonlarda oynanan iki boyutlu oyunların çoğunu yapabilecek seviyeye ulaşıyor. Yalçınkaya ve ortağı Demirel, çocuklarla bire bir ya da sınıf ortamında bir araya geliyor ve aldıkları geribildirime göre iyileştirmeler yapıyor.
TEKNOLOJİDEN UZAKLAŞTIRMAYIN
Çocukların oyun yazma ve yazılım becerisi kazanmasında anne babaların tavrının da belirleyici olduğuna dikkat çeken Yalçınkaya, şunları söylüyor:
“Tablet, cep telefonu ya da bilgisayarlar, çocukların elinden düşmüyor. Anne babalara düşen görev çocukları teknolojiden uzaklaştırmak yerine bilgisayar başında geçirdiği saatleri verimli hale getirmelerini sağlamak. ABD ve İngiltere’de algoritma kurma dersleri ilkokul müfredatlarına eklendi. Obama tüm dünyaya ‘Sadece yeni bir oyun almakla kalmayın, siz de bir tane yapın’ diye seslendi. Bugün nasıl İngilizce bilmek standart bir kriter haline geldiyse, ileride de algoritma kurarak bilgisayarla iletişime geçebilmek öyle olacak. Biz yeni neslin bu ihtiyacını erken yaşlarda gidermeye başlaması gerektiğini düşünerek böyle bir uygulamaya yöneldik.”
Türkiye’deki yazılım eğitiminin Batı standartlarında olmadığını ancak bu konudaki bilinçlenmenin giderek arttığını söyleyen Yalçınkaya, “Algoritma kurmanın genç yaşta öğrenilmesinin önemini gören bazı yazılım şirketleri ve dünya devi yazılım firmaları kısa online kurslar düzenlemeye başladı. Dünya çapında düzenlenen CoderDojo aktivitesi Türkiye’de belli illerde her hafta ücretsiz düzenleniyor. Aktivite daha çok ilkokul düzeyindeki öğrencilere yönelik” diyor. Genç mühendis gelecekten umutlu:
“Aslında Türkiye’de kaliteli yazılım çıkartacak bilgi birikimi bulunuyor. Bazı başarılı oyunlar yurtdışında da yayılmaya başladı. Devletin girişimcilere sağladığı destekler ile artık yazılım fikirleri olanlar bu fikirlerini daha kolay hayata geçirebiliyorlar. Yine de ABD’de çıkan bir yazılım çok daha hızlı bir şekilde dünyaya yayılabiliyor. Girişimcilik trendinin Türkiye’ye de gelmesiyle dünya çapında kullanılan yazılımların Türkiye’den çıkma oranının artacağına inanıyoruz.”
Hedef 10 bin çocuk
Çocuklara bilgisayarda kod yazımını öğreten ve tüm dünyada bağımsız olarak uygulanan Hour of Code Projesi Türkiye’de de Microsoft’un önderliğinde gerçekleştirildi. Çeşitli illerdeki okullarda 5-12 yaş aralığındaki çocuklara kod yazım eğitimi verildi. Projeyle, yıl sonunda kadar Türkiye’de 10 bin çocuğa ulaşılması hedefleniyor. 75 ülkede 40 milyon gencin yazılımla tanışmasını sağlayan projeyle bu yıl 100 milyon kişiye ulaşılması öngörülüyor.