İkbal Gürpınar: Yardım işleri televizyonculuğun önüne geçti

Uzun yıllardır televizyon dünyasında önemli yapımlara imza atan başarılı sunucu İkbal Gürpınar şimdilerde hem yurt içinde hem de yurt dışında bol bol geziyor, seminerler veriyor. Gittiği yerlere yardım götürüyor, orada yaşayan insanların dertlerini dinliyor. Arakan’da yaşanan vahşeti de unutmayan Gürpınar, bugün Demirciköy’de Uzunya adlı mekanda saat 11’den 15:00’e kadar sürecek ‘Hem Kan Hem Arakan’ adlı organizasyon için harıl harıl hazırlık yapıyor. Etkinlik öncesi bir araya geldiğimiz Gürpınar, duygularını star Cumartesi okuyucuları için anlattı.

İkbal Hanım nasılsınız? 

Özledik sizi…

Vallahi ben de özledim. 

Ekranı da yazmayı da özledim. Nasip, her şeyin bir vakti var demek ki.

Neler yapıyorsunuz?

İletişim fakültesi mezunuyum. Halkla İlişkiler uzmanıyım, 360 derece yaşam koçuyum, bir de medyatörüm. Mutlu Kadın Mutlu Toplum, Kahraman Kadınlar semineri veriyorum. 

Önümüzdeki dönemlerde var mı projeleriniz?

Çok projem var aslında televizyon için. Sundum bütün gerekli yerlere. Nasip. Belki de bu yardım işlerini yapmam için Rabbim çalıştırtmıyor.

Peki bu ara verdiğiniz televizyon dünyasını bir izleyici olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok üzülüyorum. Çok cahilleştik resmen beyinlerimiz uyutuluyor. Anne babalar farkına varmadan bu oyunun bir parçası oluyor. Benim evimde sadece haber ya da belgesel izleriz. Bana yarayan programları tercih eder seyrederim. Ahlaki bir yozlaşma var. Üzülüyorum. Yakın zamanda Hindistan’daydım. Orada bile sormuşlar ‘Türkiye gerçekten Müslüman bir ülke mi?’ diye… Hintliler, yurtdışına satılan dizileri izleyince bu kanıya varmış.

Sık sık yurt dışına çıkıyor musunuz?

Aslında ben bir gezginim. 55 ülke dolaştım bugüne kadar.  Herkesin gitmek istemediği Tanzanya, Alaska gibi farklı yerlere gidiyorum. Fotoğraf çekiyorum, yazıyorum, röportaj yapıyorum. Bu yaptığım çalışmaları da kitaplarımda anlatıyorum. Keşke yurt dışı gezi programı yapsam da anlatsam çok isterim.

KIZILAY’DAN DESTEK GELDİ

Gelelim bugünkü etkinliğe. İnsanlık dramının yaşandığı Arakan için siz de duyarsız kalmadınız ve çok önemli bir organizasyona öncülük ediyorsunuz… Detayları sizden alalım.

Evet. ‘Allah’ım’ dedim ‘Ben de bir şey yapmalıyım Arakan için.’ Yıllardır elimden geldiğince birçok insana yardım ederim ama bunu da reklam konusu hiç yapmam. Bireysel yaptığım hiçbir şeyi duyurmadığım için ahkam kesen bir grup insan ‘Arakan’a gideceğine Türkiye’deki insanları düşünsene’ diye cahil cahil mesajlar yazıyorlar. Bir namaz vakti secdede ‘Arakan için ne yapayım’ diye düşünürken aklıma bu fikir geldi. Evim bahçeli olduğu için her evimi sosyal medyadan paylaştığım zaman keşke biz de orada olsak, gelsek diye takipçilerimden istek gelir. Buraya gelmek isteyen bu kadar kişi varken ‘Biz bunu nasıl hayra dönüştürebiliriz’ dedim. Kızılay’ı aradım. Seve seve destek oldular. Bu yardımın başlığı da hemen aklıma geldi. ‘Hem Kan Hem Arakan’. Gelen misafirlerimiz hem kanını verecek isteyen tabii, hem de en az 100 TL bağışta bulunacak. Bu bağış karşılığı çekilişimiz olacak. Çekiliş karşılığı feraca, eşarp, saat gibi bize destek olan firmaların ürünleri de hediye olarak verilecek. Bu bağış tüm Türkiye için geçerli olacak. Profilimde yer alan telefon numarasına dekontu gönderenler, hem de buraya kadar gelen konuklar çekileşe katılabilecek.

Galiba son dakika da bir değişiklik oldu buluşma noktasında?

Evet, ben bu kadar heyecanlı hazırlanırken site yönetimi ‘Cumartesi günü herkesin dinlenme zamanı böyle bir şeyi kabul edemeyiz’ dediler. İnanın o kadar üzüldüm ki  saatlerce ağladım. Ama Allah yardım etti. Demirciköy’de Uzunya Restaurant’ta buluşacağız. Sahipleri isteyerek kabul etti sağ olsunlar mekanlarını açtılar. Her işte vardır bir hayır. Böylesi daha iyi oldu belki de. Şimdi konuklarımızı Demirciköy’e bekliyoruz. 

Arakan’a gitmeyi düşünüyor musunuz?

Evet. Kızılay’dan ve İHH’dan rica ettim. Haber verdim bekliyorum. Zaten iki ayda bir Mescid-i Aksa’ya gidiyorum. Yarın sabah Allah izin verirse Suriye Azize’ye gidiyoruz. Orada 400 çocuğu eğlendirmek için yapılan bir organizasyona katılıyorum. Sınır ötesine gitmeye kimse cesaret edemiyor. Hiç ölümden korkmuyorum. Öleceksen hayırlı bir iş yaparken ölmeyi nasip eylesin.