12 Ağustos 2025 Salı / 18 Safer 1447

İstanbul’a kar düşmenden Türkiye'ye kış gelmez

Buz tutmuş Boğaz hikayeleri bugün Caddebostan Kültür Merkezi’nde bir söyleşiye konu oluyor. 1929 ve 1954 kışlarını kitaplaştıran Cengiz Kahraman o yıllarda da İstanbul’a kar gelmeden Türkiye’ye kış gelmediğini anlatıyor.

Aslı Gür9 Ocak 2016 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
İstanbul’a kar düşmenden Türkiye'ye kış gelmez

Buz kütleleri üzerinde Boğaz’ı geçenler, devasa kardan adamlar, metrelerce yükseklikteki kar yığınları... Soğuk iklim kuşağında yer almasa da arada bir yaşadığı şiddetli kışlarla da ünlüdür İstanbul. Soğuk hava, Orta Avrupa’dan, Balkanlar’dan, Karadeniz’in kuzeyinden geldiği zaman hayatı çekilmez kılar. Evler, yollar kar altında kalır. İstanbul’un meşhur 1929 ve 1954 kışlarını artık duymayan ise yoktur. Peki o yılların efsanevi kışlarını, farklı hikayelerini fotoğraflar eşliğinde bir söyleşide dinlemek ister misiniz? Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık ve Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nin düzenlediği ‘Kültür Sanat Dosyası’nda bu ay 1929 ve 1954 yıllarında İstanbul’da yaşanan en ağır kışlar konu ediliyor.

300’ü aşkın fotoğraf

Bugün saat 18.00’de gerçekleştirilecek, fotoğraf tarihçisi ve koleksiyoncusu Cengiz Kahraman, Erol Üyepazarcı ve Ozan Sağdıç’ın konuşmacı olacağı söyleşide geçen bahar ayında Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan İstanbul Kış Günlüğü 1929 ve 1954 kitabından esinlenilerek şehrin binbir yüzünden biri gözler önüne serilecek. Peki ne anlatıyor bu kitap? Fotoğraf tarihi, İstanbul ve gündelik hayat hakkında araştırmalar yapan yazar Cengiz Kahraman aynı zamanda bir fotoğraf koleksiyoncusu. İstanbul Fotoğraf Müzesi’nin küratörlüğünü de yapan Kahraman 1929 yılında yayınlanan gazete haberlerinde kışa dair haberler görmüş. Kısa süre sonra da Denizler Kitabevi’nde aynı yılın mart ayında İstanbul Boğazı’na gelen ve Foto Sender tarafından çekilmiş iki fotoğrafa rastlamış. Zaman içinde 1929’da yaşanan kışa dair topladığı basılı fotoğraf ve negatiflerle bir kitap yapabilecek duruma gelmiş.

Her fotoğrafın bir rastlanma ve peşine düşülme hikayesi olduğunu belirten Kahraman, kendisi için ilk heyecan verici anı anlatıyor: “Beyoğlu’ndaki Cihannüma Sahaf’ın sahibi Cihan Demircioğlu’nun dükkanında benim için ayırdığı 5 Şubat 1929 tarihli kış fotoğrafına rastladım. Ardından ise devamı geldi. Kitabımda toplam 300’ü aşkın fotoğraf, karikatür ve illüstrasyon var.”

1929’daki kış daha sertti

Boğaz donduran kış hikayelerini fotoğraflarla işleyen İstanbul Kış Günlüğü 1929 ve 1954 adlı kitapta çoğumuzun hiç görmediği resimlerle bambaşka bir İstanbul anlatılıyor. Kahraman, elindeki tüm verilere bakarak 1929’daki kışın daha şiddetli geçtiğini düşünüyor: “Bunun nedeni hem dönemin şartlarında hayatın daha zor olması hem de yardım için olanakların daha sınırlı olması. Örneğin 1954’te küçük uçaklarla mahsur kalanlara yiyecek yardımı yapma şansı olmuş. Ayrıca 1929 yılında Tatavla, yani Kurtuluş’ta, büyük bir yangın felaketi yaşanması da sanki o yıl kış daha zor ve şiddetli yaşanmış diye düşünmeme neden oluyor. Günümüzle kıyaslayacak olursak  artık İstanbul’u buz ordularının zaptetmesi mümkün değil. Böyle bir duruma bir daha rastlamayız. Çünkü bu büyük buz kütleleri henüz Tuna nehrinden yola çıkarken yetkililer tarafından imha edilir. Ayrıca yiyecek kıtlığı, yakacak buhranı gibi şeyler de çok sınırlı yaşanır. Benzerlik ise basının İstanbul’daki kışı çok daha fazla haber  yapması. Sanırım ‘İstanbul’a kış gelmeden Türkiye’ye kış gelmez’ lafı o yıllardan günümüze kaldı.”

Cengiz Kahraman: “Bugünkü etkinlikte 1929 ve 1954 kışları konuşulacak. Ozan Sağdıç ve Erol Üyepazarcı 1954 yılındaki kışa tanıklık etmiş çok önemli isimler. Bu şehrin hikayelerine merak duyanlar kış sohbetini kaçırmayın.”

BOĞAZ’DAKİ BUZLAR HAYRANLIK UYANDIRICI

Kitaptaki fotoğrafların hikayeleri de kendileri gibi güzel. Kahraman hiçbirini diğerinden ayırmıyor: “Her fotoğrafın ayrı değeri ve hikayesi var. Kimi görsel açıdan çok güçlü, kimi de anlattığı olay açısından çok etkileyici. Benim için usta fotoğrafçı Ozan Sağdıç’ın 1954 yılında Kabataş Lisesi bahçesinden çektiği Boğaz’a gelen buzlar serisi haber - sanat fotoğraf birlikteliğine ait örnekler  olması açısından hayranlık uyandırıcı.”