Ekranın yeni komedi dizisi Hanımköylü bu akşam ilk bölümüyle Star TV’de ekrana geliyor. Son dönemin yıldızı parlayan yakışıklı oyuncularından Yusuf Çim ile başrolü paylaşan Gülsim Ali güzelliğinin yanında oyunculuğu ile de dikkat çekiyor. Bugüne kadar ‘Bulgar Güzeli’ olarak adını duyuran Ali, henüz 21 yaşında ve ilk başrolü. Dizinin tanıtımlarında gördüğüm ve hikayesini merak ettiğim güzel oyuncuya ulaşmak için hemen telefona sarıldım. Sevgili dostlar sayesinde kendisine ulaştım. Yüz yüze sohbetlerin sıcaklığına inanalardanım ama Gülsim o kadar samimi ki sanki yanındaymışım gibi sorularımı cevapladı.
- Sizi biraz tanıyabilir miyiz
Bulgaristan’in Rusçuk kentinde 18 Şubat 1995’te dünyaya geldim. Baba ve anne tarafım Türk. Eğitimimi Vasil Levski adlı okulda Biyoloji, Kimya ve Japon Dili Edebiyatı üzerine Rusçuk’ta bitirdim. Küçük yaşta kariyer yapma hayalini kurdum, bunun başlangıcı da 14 yaşında dünyaca ünlü Super Ford Models yarışmasını kazanarak gerçekleşti. Bir süre modellik yaptım, sonrasında oyuncu olmak istediğimi anladım. İstanbul’a geldim, döndüm uzun bir süre git gel yapıyordum, çünkü liseyi tamamlamam gerekti aynı zamanda geliştirmem gereken Türkçe dili ve oyunculuk eğitimi de vardı. Değişik oyunculuk atölyelerine katıldım, onlardan çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim, daha da öğrenmeye gayret ediyorum. En son An Dram Atölye’sinde Gamze Süner Atay ile temel oyunculuk ve diksiyon çalışmalarımız oldu.
Aşk bir anda doğdu
- Güzellik yarışması sizi oyunculuğa mı teşvik etti yoksa oyunculuk hep gönlünüzde var mıydı
İlk başta Super Model Ford Models yarışmasını kazandım, sonrasında katalog çekimleri, defiller oldu. Oyunculuk aşkı ise bir anda doğdu içime, daha sonra da diğer hepsinden vazgeçtim zaten.
- Yer aldığınız projelerden biraz bahseder misiniz
Son Yaz Balkanlar 1912 dizisinde ilk defa dizi sektörü ile tanıştım. Hazal Kaya ve Tardu Flordun’un başrol paylaştıkları dizi çekimleri Makedonya’da Bitola şerhindeydi. 2015 yılında Çanakkale’nin 100. Yıl Zaferi için dört bölümlük Seddülbahir 32 Saat adlı projesinde yer aldım, yönetmen Yasin Uslu ve Dolunay Soysert, Okan Yalabık, İbrahim Çelikkol ve Ahmet Mekin gibi oyuncularla aynı projede çalışmak benim için önemli bir deneyim oldu. Hemen ardından TRT’de yayınlanan Son Çıkış adlı dizide rol aldım.
İçimde kelebekler uçuyor
- Gelelim Hanımköylü’ye... İlk başrol büyük bir sorumluluk... Duygularınızı öğrenebilir miyim
Büyük bir heyecan hissediyorum, tıpkı insan aşık olunca içinde o kıpır kıpır kelebekler uçuşur ya, ben de onlar gibiyim. Yapımcımız başta olmak üzere, yönetmen hocamız Mustafa Şevki Doğan, senaristlerimiz, tüm ekibimiz bana bu sorumluluğu teslim etti ve ben elimden en iyisini yapmaya çalışacağım. Onlar için ve tabiiki de seyircimiz için.
- Canlandırdığınız ‘İlkgün’ nasıl biri
İlkgün saf biri, hep güler yüzlü, babasının kızıdır. Üç tane kız kardeşi var onlara hem annelik hem ablalık yapmakta. Bundan dolayı kişilik olarak da çok güçlü. Köydeki kadınlar heyetinin en genç üyesidir, köyüne çok bağlıdır, İstanbul’a geldiğinde asla oraya göre biri olmadığını anlar. Haksızlığa asla gelemeyen bir karakter. İlkgün’ün de her insanın olduğu gibi kırılgan noktaları var ama onları asla karşındakine göstermez hep dik başlıdır. Şimdiye kadar hayatında sadece babası ve kardeşleri vardı, hiç bir erkek hayatına girmemişti. Ferit ile tanıştıktan sonra ona karşı ilk defa değişik duygular hissedecek.
“Heyecan içindeyim içimde kıpır kıpır kelebekler uçuyor.”
- Bu projede neden olmak istediniz
İlk senaryoyu okuduğum zaman evimizi, sokaklarımızı, bahçedeki hayvanları, şelaleyi ve üzerindeki köprüsüne kadar her yeri gördüm, yaşadım resmen. Beni mutlu eden tarafı da şiveli olması, çünkü her ne kadar çalışsam da hala konuşmalarımda bir göçmenlik söz konusu. Hanımköylü dizisi büyükten küçüğe herkese hitap eden samimi olması da benim hoşuma gitti.
- Çekimler Marmaris’te gerçekleşiyor...
Marmaris’e yakın bir köyde çekimleri gerçekleştiriyoruz, buradaki insanlar çok iyi niyetli. Bize çabuk alıştılar ve sevdiler. Ben küçük bir şehirden geliyorum o yüzden alışığım ama İstanbul’un kalabalığı ve güzelliği bendeki yeri başka.
Bu komedi kadınların önemine dair...
- Hanımköylü’de kadınlardan oluşan bir meclis göreceğiz...
Kadınların baş tacı olduğunu ve el üstünde tutulması gerektiğini komedi yoluyla tatlı tatlı anlatmaya çalışacağımız bir iş. Kadına verilmesi gereken önemi samimi ve eğlenceli bir şekilde göstereceğiz. Benim gerçek ailem ise geniş bir aile. Önemli bir karar verileceğinde herkesin fikri alınıp ortak karar verilir. Gülsim’i bilmem ama İlkgün haklı olup olmadığı konularda bile sözünü geçirebilen bir yapıda.
- Oyunculuk hayatınızı değiştirdi mi? Eskiden şöyle biriydim şimdi şöyle biriyim diye bilir misiniz
Genelde çok fazla düşünen biriyim, burada olduğumdan beri aslında kafaya her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmemem gerektiğini anladım.
- Senaryo için kıstaslarınız var mı
Benim için gelen senaryonun inandırıcı olması önemli. Hanımköylü dizinin senaryosuna inandım ben, dünyanın bir köşesinde eminim kadınlar istediğini dile getirilmesinde özgürdür. Bence iyi bir oyuncu olmak istiyorsan da her rolü göze alarak oynamalıyım demeli aktörler.
Klostrofobim var
- Hobileriniz ve fobileriniz neler
Klostrofobim var, küçük kapalı mekânlardan hoşlanmam. Biraz klasik olacak ama oyunculukla ile ilgili kitaplar okumayı seviyorum, aynı zamanda deniz kenarında yürüyüş yapmayı da vazgeçmediğim şeylerden biri.
- Hayat felsefeniz nedir
Mutlu ve huzurlu bir şekilde kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek.
- Oyunculuk dışında farklı şeyler yapıyor musunuz
At binme dersleri aldım, eğer vaktim varsa burada daha profesyonel binmeyi öğrenmek istiyorum.
- Güzelliğinizi kimden almışsınız
Kendimi hem anneme hem de babama benzetiyorum. Bir tek göz rengimi kimden aldığımı bilmiyorum, benden önce ailede yeşil gözlü yok, benden sonra ise erkek kardeşim yeşil gözlü doğdu.
Tatlıya hayır diyemiyorum
- Özel formülleriniz var mı
Şimdiye kadar hiç diyet yapmadım, Ben her şeyden azar azar yiyorum. Tatlı ise benim en hassas noktam, ona hayır diyemiyorum. Set dışında yüzümü dinlendirmeyi tercih ediyorum, makyaj yapmadan sadece nemlendirici sürerim. Çünkü çekimler nedeniyle yüzünüzde sürekli bir makyajla yaşamak durumundasınız.
- Olmazsa olmazlarınız neler
Uzakta olsalar bile hep yanımda hissettiğim ailem ve arkadaşlarım olmazsa olmazlarım...
- Hayatını yaşamak istediğiniz bir roman, film karakteri var mı
Bende özel bir yeri olan Titanic filminde Kate Winslet’in canlandırdığı Rose karakterinin hayatını yaşamak isterdim, Rose’un gerçekte neler hissettiğini ve nasıl bu kadar güçlü ayakta kaldığını öğrenmeyi isterdim.
- Hedefleriniz neler
Canlandırdığım karakterlerin izleyiciler tarafından beğenilmesi, benimsenmesi ve karakterin gerçekten var olduğuna inanmasına sağlayabilmek ilk etaptaki hedeflerim arasında.