18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Lynne Ramsay: Denemekten korkmayın cesur olun ve oynayın

“Asla bir şeyi deneyimlemekten korkmayın, cesur olun ve oynayın. Sinemada o kadar çok gelenek ve kural var ki. Film yapmanın bir formülü yok. Hiç kimse bir filmin başarılı olup olamayacağını formüllerle açıklayamaz.” 

ALİ DEMİRTAŞ20 Nisan 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Lynne Ramsay: Denemekten korkmayın cesur olun ve oynayın

İstanbul Film Festivali bu yıl 38. kez sinemaseverlerin karşısına çıktı. Dünyadan ve ülkemizden farklı biçimsel formatlarda birçok filmin gösterildiği ve yarıştığı festival 16 Nisan akşamı ödüllerin dağıtılmasıyla sona erdi. Festival aynı zamanda dünyaca ünlü birçok sinemacıyı da ağırladı. Bu isimlerden biri de You Were Never Really Here (2017), We Need to Talk About Kevin (2011), Ratcatcher (1999) gibi çok ses getiren filmlerin yönetmeni, aynı zamanda festivalin Uluslararası Yarışma Jüri Başkanı Lynne Ramsay idi. Festival kapsamında Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde verdiği söyleşinin ardından konuşabildiğim Ramsay, söyleşi sırasında ise katılımcıların sorularını yanıtladı. Bu iki sohbette de Ramsay sinemaya ve kendi hayatına dair oldukça önemli açıklamalarda bulundu.

FİLM YAPMAK ÇOK ZOR VE ÇILGIN BİR SÜREÇ 

Son filmi You Were Never Really Here ile Cannes’da En İyi Senaryo ödülü alan Ramsay bir filmi izleme ve anlama sürecini şöyle özetledi: “Gidip bir David Lynch veya başka bir film izlediğinizde birinin bilinçaltına girmiş gibi oluyorsunuz. Eğer kendinizi o filmin içerisinde hissederseniz, o kişinin bilinçaltına girersiniz ve bu kişinin bir parçası olursunuz ve ben bunu çok seviyorum.” İstanbul’a geldiği için çok heyecanlı ve mutlu olduğunu dile getiren başarılı sinemacı, buraya gelmeden önce çevresi tarafından İstanbul’un tehlikeli bir yer olduğuna dair uyarıldığını ve onlara şu yanıtı verdiğini söylüyor: “Her yer tehlikeli, dahası dünyanın kendisi tehlikeli. Bu sizi bir yere gitmekten alıkoymamalı.” Etkinliğe katılan öğrencilere, üniversite yıllarının insanı şekillendiren çok önemli bir dönem olduğunu hatırlatan Ramsay, sinema yapmak isteyen gençlere şunları söyledi: “Bana verilen en iyi tavsiye arkadaşlarımla çalışmam hakkında oldu. Film yapmak çok zor ve çılgın bir süreç. Tartışmalar oluyor veya başka şeyler… Kısacası aile gibi oluyorsunuz. Bu nedenle güvendiğiniz ve sevdiğiniz insanlarla çalışmanız çok önemli. İlk filmimden itibaren her zaman bu şekilde çalıştım.” 

KEVIN AÇISINDAN DA BİR FİLM YAPMAK İSTİYORUM

Kevin Hakkında Konuşmalıyız filminden sonra çocuk sahibi olmak sizi korkuttu mu? 

Kevin benim içinde bir soru işaretiydi. Aslında o gerçek değildi ama anne olarak çocuğuma annelik duygusuyla yaklaşmazsam ne olur? Bu her zaman herkesin kafasında olan bir soru işaretidir. Hayatta bazı zor sorular var. Bunlar biraz da karamsar sorular olabilir. Sonuçta soru sormayı sürdürmemiz gerekiyor. Benim de film yapımcısı olarak bu soruları sormak görevim diye düşünüyorum. Özellikle kaygı duyduğum konularla ilgili olarak… Ben de bir anne olarak çocuğumu dünyaya getirdiğime göre bu sorulara kafa yoruyorum. Kevin bazı anlarda komikti de bence. Tabii tuhaf yanları da vardı ama komikti. Ayrıca kulağa tuhaf gelebilir ama Kevin’ın açısından da bir film yapmak istiyorum. 

Kevin Hakkında Konuşmalıyız filminin özüne nasıl ulaştınız? Bir çocuğun anne ve babadan bu kadar farklı olması nasıl mümkün olabilir? 

Öncelikli olarak ana karakterin çok da güvenilmez bir tip olduğunu düşündüm ve öyle canlandırdım. Anne bayağı sonradan bazı sonuçlara ulaşıyor. Bir yandan da kendini suçluyor yani: Ben bunu gerçekten istiyor muyum? Daha önce ne güzel bir hayatımız vardı… Kendini bu şekilde sorgulamaya başlıyor. Baba da öyle bir karakter ki ‘Tamam her şey iyi olacak yoluna girecek’ diyor ama neredeyse hayatları bir Yunan tragedyasına dönüyor. Ben kadını ve babayı yargılamak istemedim. Mesela son sahneyi hatırlayın. Kadın soru soruyor: “Neden bunu yaptın?” Kevin da şöyle yanıt veriyor: “Bildiğimi sanıyordum ama artık emin değilim.” Çocuk ekstrem bir şekilde annesinin ilgisini çekmeye çalışıyor. Böyle birçok öge var. Anne ile ilgili bir film yapıldığını görmemiştim ve ben de bu açıyı yansıtmaya çalıştım.   

İMGELER DAİMA KAFAMIN İÇİNDE

Filmlerinizin çoğunda bir küvet var. Neden? 

Her gün yüzüyorum. Bilmiyorum suyla ilgili bir takıntım var sanırım. Ama aslına bakacak olursanız böyle şeyleri de çok analiz etmiyorum. Ben eskiden fotoğrafçıydım. Resim de yaparım. İmgeler belirir gözümün önünde. Bir yerden ilham alırım ve bir imge belirir. Filme başlamadan önce bir kitap dolusu imge çizerim. Gözümün önüne bir imge gelir ve hemen onu deftere geçiririm. Bu benim çalışma tarzım. 

Kendinizi kadın film yapımcısı olarak tanımlıyorsunuz. Snema endüstrisinde cinsiyet eşitliği sorunu var mı? 

Ben bütün film yapımcılarının sadece filmlerine kafa yorduklarını düşünürüm. Kültürel kimlik ve cinsiyet eşitliği tabii ki bir aşamada devreye giriyor ama bu kişisel bir şey. Kadın film yapımcısı olmak nasıl hissettiriyor diye bana sorduklarında zaman “Bilmiyorum” diyorum. Erkek film yapımcısı olmaktan farklı mıdır? Mesela bu yıl kadın film yapımcıları tarafından harika filmler yapıldı. BAFTA veya Oscar’a bile aday olanlar oldu. İnsanlar bir şeylerin değiştiğini veya geliştiğini söylüyor ama aslında ister kadın olsun erkek olsun genç film yapımcıları için film yapmak o kadar zor bir şey ki. İlk etapta bunu düşünelim. Hepimiz için birçok engel var. 

DÜNYAYI BELGESELLERDEN TAKİP EDİYORUM 

Belgesel yapacak mısınız?

Evet, aklımda birkaç fikir var. Bir şeyler yapmak istiyorum. Belgesellerin organik doğasını seviyorum. Önümüzde gerçeğin bölüm bölüm ve sayfa sayfa açılıyor olması çok güzel. Bu arada ben sosyal medyada yokum ve gazete okumuyorum. Dünyayı belgesellerden takip ediyorum. Bu nedenle de belgesel yapmak istiyorum. Sonuçta benim dünyaya açılan pencerelerim belgeseller.

Komediye nasıl bakıyorsunuz?

Her film yapımcısı komedi film yapmak ister. Ama bu hiç kolay değildir. Ben muhtemelen kara komedi yaparım diye tahmin ediyorum. Hayatın her açıdan yansıtılması önemli. Ben aslında şu anki filmlerime mizah da katmaya çalışıyorum ama biraz delice oluyor sanırım ve başka bir yere sapıyor. Ben Glasgow şehrinden geliyorum. Genelde orada insanlar çok sarkastiktir. Herkes hem komik ama aynı zamanda iğneleyicidir. 

WE NEED TO TALK ABOUT KEVIN / KEVIN HAKKINDA KONUŞMALIYIZ

Eva, bütün kariyer planını bir kenara koyarak Kevin’ı dünyaya getirmeye karar verir. Fakat annenin oğlu için yaptığı bu fedakarlık maalesef Kevin’in çocukluk yıllarından itibaren başlayarak hayatlarını ters yönde etkilemeye başlar. Kevin’ın çocukluğu sorunlarla doludur. Finalde ise bütün bu sorunlar Kevin’dan bir katil meydana getirir. Filmde Eva’nın bu süreçte yaşadığı duygusal çöküşe tanıklık ederiz.