Organizatör bir annenin 10 yaşındaki kızı Miray Noyan, 10 parmağında 10 marifet bir çocuk. Röportaj esnasında karşınımızda 10 yaşında bir çocuk olduğunu unutup, saatlerce sohbet ettik. Piyona kurslarından, dans derslerine ve tiyatroya kadar birçok alanda yer edinen Noyan, gelecekte dünyadaki en iyi mankenler arasında gösterilebilir. “Bir insana ısınabilmem için bakımlı olması gerektiyor” diyen Noyan ekliyor: Eğer bunları göremezsem o kişiyle konuşamıyorum.
Okullar tatil olmasına rağmen sizi çalışırken buluyoruz...
Tatil böyle daha güzel. Zaten benim tatil anlayışım da denize gidip güneşlenmek değil. Çalışmayı meslek haline getirdim.
Sizin bu sektöre girişiniz nasıl oldu?
Annemin sayesinde başladım. Annem benim doğumumdan sonra direkt defile yapmaya gitmiş. Ben hep kulis arkalarında mankenlerin yanında büyüdüm. Kuliste pusette durduğumu anlatıyorlar.
Yürüyüş konusunda hiç eğitim almadınız mı?
Hayır. Annemi neredeyse bütün provalarında izlediğim için eğitim almaya ihtiyaç duymadım.
İlk podyum deneyiminiz kaç yaşında başladı?
Ben bebekken kucakta podyuma çıkmaya başladım. Daha sonra birinin elini tutarak yürüdüm ve sonra da artık solo bir şekilde yürümeye devam ettim.
Sunuculuk deneyimlerinizde var sanırım...
Çok uzun yıllardır mini model şov yapıyoruz. Birkaç defa bu şovun sunuculuğunu gerçekleştirdim. Yani konuşma konusunda da deneyimlerim oldu.
Tiyatro dünyadaki en güzel şey
Tiyatro oyunculuğuna devam ediyor musunuz?
Evet, bence tiyatro dünyadaki en güzel şey. Bir tiyatro gösterisinde o kadar çok kendimi kaptırmıştım ki. Herhalde şu an hepsini ezbere biliyorumdur. Bir şey yaptığım zaman severek yapamazsam kimse beni ona zorlayamıyor.
Öğrenim hayatınız nasıl gidiyor?
Şimdi beşinci sınıfa geçtim. Arkadaşlarımı da çok seviyorum öğretmenimi de. Hem bakımlı, hem temiz kalbi olan harika bir öğretmen. Nuray Öğretmen’im sayesinde de bu sene eğitimim daha iyi oldu. Çünkü kızan, sert konuşan öğretmenler yüzünden öğrenimlerim kapanıyordu. Bence kesinlikle bir şey öğrenmenin öğretmenle çok alakası var.
Öğretmenin bakımlı olmasından bahsettiniz. Bu durum sizin için önemli mi?
Evet. Çünkü pasaklı olan, temizliğine önem vermeyen, makyajını yapmayan insanlardan uzak dururum. Dışarıda çok bakımlı bir kadın görürsem bir daha bakarım. İnsanların bakımlı olması bence çok önemli bir şey. Herkes kendi bütçesine göre kendine bakabilir. Bende insanı cana yakın yapan şey bakımlı olması. İnsanlarda bunları göremezsem eğer o kişiyle konuşamıyorum.
Peki, bu kadar titiz birisiyseniz arkadaş çevrenizi nasıl seçiyorsunuz?
Özellikle arkadaşlarımın da kendim gibi olmasını istiyorum. Her anlamda onları yakın hissetmem gerekiyor. Bir kere bir sırrını paylaşabilmen için çok yakından tanıman lazım. Herkese güven olmuyor sonuçta. Melek yüzlü biri çıkıp arkanızdan oyun oynayabiliyor.
Çabalamasaydım şu an burada olmazdım
Bu yaşınızda bu kadar başarılı olmanızın hayatınızda etkileri neler?
Ben şu an bu sektörün içerisinde olmasaydım belki de kendimi güneşlenirken bulabilirdim. Geçen seneden bu seneye çok fazla şey kattım kendime. Ben çabalamasaydım şu an bu durumda olmayacaktım.
Podyumda kimlerle yürüdünüz?
Çağla Şikel, Özge Ulusoy, Deniz Akkaya, Çağatay Ulusoy, Şenay Akay... Aklınıza gelebilecek birçok kişiyle...
Podyumun dışında back stage’de de çalışıyorsunuz sanırım...
Annemin yaptığı işlerde podyumda çıkmadığım zaman modelleri podyuma yollama kısmında yer alıyorum.
Ambrosio ile podyumda olmak istiyorum
Önümüzdeki dönemlerde podyumda beraber yürümek istediğiniz isimler kimler?
Ben sadece bir kişiyle yürümek isterim o da Alessandra Ambrosio. Ona karşı ayrı bir ilgim var. Adriana Lima değil mesela. Mesela Doutzen Kroes, o da çok güzel bir kadın. Ama ben bir gün Ambrosio ile podyumda olmayı çok istiyorum.
Podyuma çıkarken heyecanlanır mısınız?
İlk zamanlarda çok heyecanlanırdım ama şimdi hiç heyecanlanmıyorum.
Peki, yürürken neler düşünüyorsunuz?
İnanın hiçbir şey düşünmüyorum. Bakışlarım sabittir. Karşımda sadece anneme bakarım. Annem dön derse dönerim.
Hobileriniz neler?
Okuldan arta kalan zamanlarımda piyano çalıyorum. Bir de dans ediyorum.
Başarınızın sırrını nasıl açıklıyorsunuz?
Azim. Çok çabaladığınız zaman çok farklı boyutlara ulaşabiliyorsunuz. Eğer çabalamazsanız bu başarıya ulaşamazsınız.
Yediklerinize dikkat ediyor musunuz?
Evet. Fast Food ile hiç aram yok. Formumu korumak için bol bol su içip, yürüyüş yapmaya çalışıyorum.
“Kişilerin bakımlı olması bence çok önemli bir şey. İnsanlara alışma kriterlerimde bunu göremezsem eğer o kişiyle konuşamıyorum.”
“Uzun elbise ve siyah bir bluz gardırobumun olmazsa olmazı. Kendime siyahın daha çok yakıştığını düşünüyorum.”
Kızımın her konuda arkasındayım
Organizatör Banu Noyan’a kızı Miray Banu Noyan’ı sorduğumuzda ise şu cevapları aldık; Miray’ın podyum serüveni benim hamileliğimle başladı. Bütün provalarımı karnımdan izledi. İlk podyum denemesini de beş aylıkken yaşadı. Türkiye’de birlikte yürümediği ünlü yok. Bu iş tabii içerisinde yetenek olmadığı zaman yapılacak bir şey değil. Miray’ın manken olmasını tabii ki isteyebilirim. Sonuçta annesinin ekmek yediği bir iş. Eğer Miray’da gelecek hayatında bunu isterse okulunun iyi olması kaydıyla, ahlak kurallarımız içerisinde ve aile bakış açımıza uygun bir şekilde bu işi yapamasında, ailece her zaman arkasındayız. Biz Türk örf ve adetlerine uygun yaşıyoruz, ataerkil bir aileyiz ve bunu çok önemsiyoruz. Ne olursa olsun bu kuralların dışına taşamayacak. Bazen Miray’ın 10 yaşında olduğunu unutsak da aslında çok yaşını yaşayan bir çocuk. Tabii ki her anne gibi benim yapamadıklarımı o yapsın ruhuna sahibim ama kendi tercihidir.
10 yıl sonra mimar olmak istiyorum
Peki, 10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Podyumda. Aslında biraz da kendimi iç mimar olarak görüyorum. Hem bu mesleği devam ettirip hem de iç mimar olmak istiyorum. Şu an dünyada o kadar fazla kişi var ki bu şekilde iki meslek yürüten ben de yapabilirim diye düşünüyorum. Bir kere 30 metrelik bir podyumda yürümüştüm. 10 yıl sonrada kendimi 100 metrelik bir podyumda görüyorum.
Podyumdayken başınıza ilginç şeyler geldi mi?
Evet geldi. Yaklaşık dört yaşında podyuma çıktığım bir gün gözlüğümü takıp havalı havalı yürürken ayakkabım ayağımdan çıkmıştı. Ben de o zamanki amatörlükle ayakkabımı podyumun ortasında giymeye çalışmıştım. Yine o yaşlarda diğer mankenlerin boyu benden çok daha uzun olduğu için toplu fotoğraf çekileceği sırada ben yoktum. Çünkü mankenler benim önümü kapatmıştı. Ben de mankenlerin bacaklarının arasından geçmeye çalışırken arkada kayboldum. Daha sonra çok utanmıştım. Bir keresinde de düşmek üzereydim bileğim burkulmuştu.