14 Aralık 2024 Cumartesi / 13 CemaziyelAhir 1446

Kültür sanata neden ihtiyacımız yok?

Çünkü kültür para etmez. Bütün gelişmişlik ve başarı göstergelerimiz artık çok başka kriterlerle ölçülür oldu.

Gülcan Tezcan17 Ocak 2015 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Kültür sanata neden ihtiyacımız yok?

Üstelik en genel anlamda kültürün ve sanatın getirisini rakamsal olarak ölçmek çok da mümkün değildir. Sinema ve tiyatroda seyirci sayısı, yayın dünyasında satış rakamları elbette reel olarak kar ve zararı ortaya koyar. Ancak kültür ve sanat alanındaki üretimlerin bireyler ve toplum hayatına kattıklarının maddi ölçütü yoktur. Bu bakımdan kültüre ve sanata salt ‘ticarî’ gözlüklerle bakmak bu mecralarda kar-zarar hesabı gütmek beş yaşından itibaren ezber ettiğimiz o muasır medeniyet seviyesinin hala en alt basamağında olduğumuzu gösterir.

Kapitalizmin hayatlarımızı böylesine kıskaca aldığı bir zamanda ‘para’nın en kutsal değer haline gelmesi aslında son derece doğal. Ne ki insana ‘yatırım’ yapmak istediğinizde de ‘para’dan çok başka şeylere ihtiyaç duymuyorsanız, o insanın kapitalizmin gönüllü kölesi olmasından başka bir şey geçmez elinize. O zaman da kültürel yozlaşmadan, az kitap okunmasından, yeni neslin teknoloji bağımlılığından, dili kötü kullanmasından, kimliksizliğinden vs. yakınıp, ağlaşır dururuz. Tek derdimiz para kazanmaksa heybemizde ‘değer’ adına ne varsa öğütürüz üç, beş akçe için. Yangında ilk feda edeceğimiz de her zaman ve zeminde kültür sanat olur.

YENİ BİR DELİLİK ÖRNEĞİ

Buna rağmen bazı deliler sanat adına faydalı bir şeyler yapmayı para kazanmaya tercih ettiğinde bağzıları gerçekten hayret ediyor. Öyle ya, iyi niyetli bir iki destekçi dışında reklam geliriniz olmayacak, büyük bir yayın grubunun gücünden de yoksun olacaksınız ama sanat alanında üstelik de tiyatro gibi bir alt başlıkta dergi çıkaracaksınız. Koskoca gazeteler sanat sayfası çıkarmayı ‘lüks’ olarak kabul ederken, kitap eklerinin sayfa sayısının hesabını yaparken cebinizdeki üç kuruşla Donkişotluk yapacaksınız... Kapitalist bir dünyada hiç de akıllıca bir tercih değil. Sözü Kulis Tiyatro’ya getireceğim. Bu hafta ikinci sayısı da görücüye çıktı. Dergi, Darülbedayi Özel sayısı ile Türk Tiyatrosu’nun en köklü tiyatro kurumunun 100’üncü yılını kutluyor. Şehir Tiyatroları’nın yakın tarihi hakkında önemli yazı ve röportajları bir araya getiren Kulis Tiyatro, ödenekli tiyatro kurumu tecrübesi olarak Darülbedayi’nin dünü ve bugününe dair farklı bir okuma yapıyor. Toron Karacaoğlu, Nedret Güvenç, Rauf Altıntak gibi ustalar tecrübelerini aktarırken bugün tiyatroyu yöneten isimler Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ve İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen de 100’üncü yılında tiyatronun yeniden dinamizm kazanması için neler yapıldığını anlatıyor.