10 Haziran 2025 Salı / 14 ZilHicce 1446

Makyaj o kadar iyiydi ki tek başıma aynaya bakamadım

‘Korku filmlerinin unutulmaz yönetmeni’ Hasan Karacadağ ve oyuncular Cansu Kurgun ile Murat Özen yeni filmleri Dabbe: Cin Çarpması’nı STAR cumartesi’ye anlattı.

Serdar Akbıyık3 Ağustos 2013 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Makyaj o kadar iyiydi ki tek başıma aynaya bakamadım

Murat Özen: “Filmin cin çıkarma sahnesinden sonra yerel halka dönüp ‘Büyüye inanmayın’ dedim. Kadınların ‘Amin deyişleri ve jestleri o kadar gerçekti ki... Korkudan ağlayanlar oldu.”

Türk sinemasında korku türü 2000’lere kadar neredeyse yoktur. Son 10 yılda ise birkaç yönetmenin ürettiği filmler ile bir Türk korku sinemasından bahsedebilmeye başladık. Bu isimlerin başında Japonya’dan gelip kendi kültürümüzün değerleriyle korku filmleri üretmeye başlayan Hasan Karacadağ gelir. Özellikle Anadolu’yu gezip yerel hikayeleri sinemaya aktaran Karacadağ’ın filmlerinin de böyle bir gerçekliği vardır ki ben korkacağım için o filmleri seyretmemeyi tercih ediyorum. Ben korkudan bu filmleri seyredemezken filmin oyuncularına ‘Ya siz çekimlerden sonra ne yapıyorsunuz?’ diye sordum. Buyurun cevapları...

-Dabbe Cin Çarpması gerçek bir hikayeden mi alıntı?

Hüseyin Karacadağ: Son üç-dört yıldır Anadolu’da anlatılan cin ve büyü hikayelerini topluyorum. Türkiye’de çalışan bir Bulgar göçmeni kadına açtım konuyu ‘Sizin oralarda nasıl?’ diye sordum. Hiç duymadığım şeyler. Bu filmde biraz birleştirdim bunları. Filmde sürekli çatışan bir doktor ve bir psikiyatrist var. Esasında konu bilimle dinin uyuştuğu ve uyuşmadığı noktalar. Bazı konularda psikiyatristin ağzından mantıklı ya da kendim cevabını bulamadığım sorular koydum. Anadolu’da mesela bir cin seansına katıldım. Adam ‘Bu kadının ağzından, midesinden çıkardım’ diye bir obje gösterdi. 20 yıl psikiyatristlik yapmış, hastaları iyileştirmiş ciddi bir adam ama beni şüpheye düşürdü o hareketi ve filme koydum. Bilgilerin yüzde 99’u doğru. Kullanılan dualar, büyüler, olaylar yaşanmış ya da yaşandığı söylenen şeyler.

ÇEKİMLERDE ÜRKMEYE BAŞLADIK

-Siz bu projeye nasıl katıldınız?

Cansu Kurgun: Korku filminde böyle bir karakteri bir daha yakalama olasılığım çok düşük. O yüzden çok heyecan vericiydi.

-Senaryonun gerçek öykülere dayanması sizi nasıl etkiledi?

C.K: Hiç inanmasanız bile o ortama girdikten sonra sürekli o konunun içindesin, sürekli o senaryoyu okuyorsun, insanlarla sürekli bu konuları konuşuyorsun. Bir noktada çekimlerde ürkmeye başlıyorsun....

Murat Özen: Korku kültürü, edebiyatı ülkemizde çok sınırlı.Bir oyuncunun tecrübe etmesi gereken bir şey korkuyu oynamak. Korkmak değil, korkuyu oynayabilmek çok zor bir şey.

-Filme nasıl hazırlandınız?

M.Ö: Cin konusu Kur’an’ı Kerim de var, korkulacak da bir şeydir ve biz filmde imamın bundan korkmasını canlandırmaya çalışıyoruz.

C.K: Hasan Hoca’nın tavsiye ettiği filmler vardı. Korku filmi kurallarıyla ilgili küçük ipuçları olması gerekiyor. Hareketlere, mimiklere yabancı filmlerden bakabildim. Daha sonrasında internetten cin çıkarma, şeytan çıkarma ayinlerini izledim.

-Filmdeki karakterinizden biraz bahseder misiniz?

C.K: Karakterim Kübra’nın, Muğla’da kına gecesinde damadı öldürmesiyle başlıyor öykü. İçine cin girmiş. Biri içine cin girmiş haliyle bir de Kübra ile muhatabız, iki ayrı kişi gibi.

-Türk sinemasında alışık olmadığımız kadar yoğun makyaj

C.K: Makyajın günde beş altı saati bulduğu oldu. Makyaj ekibimiz o kadar başarılıydı ki tek başıma lavaboya girdiğimde kendime bakamadığım zamanlar oldu. Dışarıda çay molasında otururken setteki insanların benden korktuğu anlar oldu.

TÜRK SİNEMASINDA KORKU YOK 

-Filmi Muğla’da çektiniz. Hoca rolünde oynuyorsunuz, sanıyorum köyde de setiniz oldu. Oradaki halkın yaklaşımı nasıldı? Tecrübeleriniz nelerdir?

M.Ö: Filmin bir sahnesinde cini çıkardıktan sonra yerel halkı kullandık. Cin çıktıktan sonra onlara dönüp ‘Büyüye inanmayın, muskaya inanmayın, bu tür şeyler yapmayın’ dedim. Kadınların ‘Amin’ deyişleri ve jestleri bir imamı dinler gibiydi. Çok benimsemişlerdi, bu beni çok etkiledi. Kına gecesinde kalabalık içindeki köylü kadınlar ağlamaya başladı, gerçekten korkmuştu.

H.K: Biri de bayıldı. Senaryoyu bilmiyor ya... Güzel bir kız oynuyor kına gecesinde ve birden bir şey oluyor kıza, bir terör estiriyor ve onu görünce korkmuş kadın.

-Bu filmi çektikten sonra korku filmlere bakışınızda değişiklik oldu mu?

C.K: Çok korku filmi izlemezdim çünkü korkuyordum.

M.Ö: Ben korku filmleri severim. American Horror Story çok hoşuma gitmişti. Korku insanın en doğal duygularından biri ama bizim sinemamızda yok. Bu bir eksikti bunu Hasan Hoca’yla tecrübe ettim.