11 Mayıs 2024 Cumartesi / 4 Zilkade 1445

Medya planı bu kez ailede! 

Ailede medya planlaması ailedeki tüm bireylerin medyayı nerede, nasıl, ne şekilde kullanabileceklerini belirlerken aynı zamanda içerik konusuna da sınırlar getiriyor. Kısacası bu uygulamayla anne babalar ve çocuklar hem medya enformasyonlarına karşı daha dirençli bir konuma geliyor hem de medyanın olumlu yönlerinden faydalanmaya devam ediyor. 

ALİ DEMİRTAŞ23 Şubat 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Medya planı bu kez ailede! 

Teknolojinin bireylerin günlük yaşamlarına etkisi bağımlılık düzeyine ulaştı. Yetişkinlerin bu ölçüsüzlüğü çocukların yaşamını da doğrudan veya dolaylı olarak etkiliyor. ABD’de yapılan bir çalışma 8-10 yaş grubundaki çocukların günlük ortalama 8 saat, daha büyük çocukların ve ergenlerin ise 11 saatten fazla elektronik medya kullandığını ortaya koydu. Türkiye’de yapılan bir çalışmada ise 6-18 yaş grubunda elektronik medya kullanımının günde ortalama 7 saat civarında olduğu bildirildi. Türkiye’de ilkokul 2. ve 3. sınıf öğrencileriyle yapılan bir çalışmada ise günlük ortalama TV izleme süresi 2.5±1.3 saat olarak saptanmış. Okul öncesi dönem çocuklarını da kapsayan bir çalışma da, çocukların yüzde 62’sinin günde en az 2 saat TV izlediğini ve çocukların TV izlemeye ortalama 2.7±1.6 yaşında başladığını ortaya koymuş. 

Türkiye’de yapılan geniş örneklemli bir çalışmada, 12-18 yaşları arasındaki çocuk ve ergenlerin yaklaşık yüzde 30’unun günde en az 4 saat TV izlediği bildirilmiş. Aynı çalışmada, anne-babaların yaklaşık yüzde 30’unun TV izleme konusunda çocuklarını kontrol etmediği, kontrol edenlerin ise sadece yüzde 22.8’inin programların içeriği konusunda çocuklarını denetlediği bildirilmiş. Türkiye’de 6-18 yaş grubu ile yapılan bir çalışmada ise ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinde günlük ortalama en az 2 saat TV izleme oranının sırasıyla yüzde 48.1, yüzde 61.8 ve yüzde 50.6; internet kullanım oranının da yüzde 26.6, yüzde 47.9 ve yüzde 56.6; cep telefonu kullanım oranının sırasıyla yüzde 14.6, yüzde 35.4 ve yüzde 36.9 ve internet dışında tablet/bilgisayar kullanımının sırasıyla yüzde 25.9, yüzde 43.0 ve yüzde 44.3 olduğu bildirilmiş. Aşırı ve yanlış elektronik medya kullanımının dikkat, yürütücü işlevler, uyku bozukluğu, obezite ve madde kullanımı ile ilişkili olumsuz etkileri de literatürde yer almaya başladı. 

MEDYA KULLANIMINDA SINIRLAR 

Ailede bilinçli medya kullanımı için  bireylerin ihtiyaçlar doğrultusunda medya kullanıcısı olması gerekiyor. 

İhtiyaçlar değil de istekler, hevesler ve belirli tüketim alışkanlıkları dikkate alınarak seçim yapıldığında olumsuz medya içerikleriyle karşılaşma olasılığı artıyor. Bu tür kontrolsüz ve sınırsız medya kullanımı bireysel olarak zaman kaybı yaşatmanın ötesinde aile iletişimine olumsuz etki ederken, bütçede de yüklü bir harcama kalemi oluşturabiliyor. Bu sebeple hangi medya aracının niçin kullanıldığı ve ne kadar kullanılması gerektiği hem birey hem de ailesi açısından önemli bir konu. 

Hâl böyle olunca sağlıklı medya kullanımı ve planlaması için birçok strateji belirleniyor. Son yıllarda dikkat çeken uygulamalardan biri de ailede medya planlaması. Bu uygulamada ebeveyn ve çocukların nerede, nasıl, hangi, ne tür ve ne kadar medya kullanımı yapacaklarının planlaması yapılıyor. Uzmanlar, ebeveynlere çocuklarıyla ekran kullanımı konusunda her gün tartışma yaşamak yerine medya planı oluşturmalarını öneriyor. Ailede medya planı, her aileye özgü olmalı. Önemli olan ailedeki tüm bireylerin bu plana uymaları. Aile medya planınızı oluştururken şu soruları aile üyeleriyle birlikte yanıtlamak gerekiyor: Ekranlı cihazları evin hangi odalarında kullanabiliriz? Nerelerde kullanmamalıyız? Ekranlı cihazları günün hangi saatlerinde kullanabiliriz? İnternette hangi içerikler bizim için faydalı, hangileri zararlıdır? Sosyal medyada nelere dikkat etmeliyiz? İnternette kişisel bilgilerimizi nasıl koruyabiliriz? Oluşturduğunuz aile medya planını herkesin kolayca erişeceği bir yere asarak hatırlamayı kolaylaştırabilirsiniz. Aile medya planına yalnızca çocukların değil, ebeveynlerin de uyması ve çocuklara bu konuda rol model olmaları da önemli.

RAMAZAN USLU: PLANDA ADİL, DÜRÜST VE TUTARLI OLMAK ÖNEMLİ 

Aile terapisti psikolog Ramazan Uslu, “Ailede medya planlamasının bir ihtiyaç haline dönüşmesindeki en önemli etken, medyanın 7’den 70’e herkesi bağımlı hale getirmiş olması” diyor ve ekliyor: “Bugün çocukların, gençlerin ve anne babaların bu mecralar olmadan, hayatlarını dolduramayacak hale geldiği bir dönemdeyiz. Akşamları yemek sırasında, işten eve geldikten sonra evlerde ihtiyaç duyulan ilk kaynak televizyonlar ya da sosyal medya oluyor. Tabi burada tehlikeli olan da artık ailenin asıl işlevlerini, sorumluluklarını ve görevlerini bir kenarı bırakarak herkesin kendi hazzının peşinde olduğu bir kuruma dönüşüyor olması. Anne ve babalar; çocuklarının sevgi, ilgi gibi ihtiyaçlarını göz ardı ederek her hafta müptelası oldukları dizilere, sosyal hesaplarına saatler harcıyorlar. Böylece bazı sorumluluklarını yerine getirecek vakitleri kalmıyor. Sonra aileler çocuklarının aşırı derecede medyaya bağımlı hale gelmesinden dert yanıyor. İhtiyaçların karşılanmadığı ailelerde doğal olarak bireyler kendilerini geçici de olsa rahatlatacak bir alan arıyorlar ve genelde bu alan sosyal medya oluyor.” 

Ailede doğru bir medya planlaması yapmak için öncelikle hangi ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır?  

En önemli üç temel ölçüt; adil, dürüst ve tutarlı olmak. Böyle bir planlama genelde tepeden inme olarak yapıldığı için süreç içerisinde bir yerlerde patlak veriyor ya da planlama sadece çocuklara yönelik yapılmaya çalışılıyor ve ebeveynler kendilerine düşen payı almıyor maalesef. Bu sebeple böyle bir planlama yaparken önce kendimize dürüst olmamız gerekiyor: Planlamaya sadece hanemizdeki diğer üyelerin mi ihtiyacı var? Yoksa benim de planlamaya ihtiyacım var mı? Sonra yapacağımız medya planlamasında adil olmak gerekiyor ki, herkes kendine düşen payı alsın ve tutarlılık sağlansın. 

Ailede medya planlamasının doğru bir şekilde uygulanması  beraberinde çocuk ve ebeveynlere neler kazandırır? 

Aile bireyleri beraber ve yalnız bir şeyler yapabilmeyi deneyimler, yani kendilerini keşfetmeye başlarlar. Zamanı sanki bizim dışımızda akıp giden bir süreçmiş gibi algılamanın ötesine geçip, zamanı daha verimli kullanabilme özelliği sağlar. Doğru şekilde uygulandığında ailedeki adil olma, dürüstlük ve tutarlılık gibi vasıfların varlığı hissedilir ve aslında bir değer kazanılmış olur. Sosyal hesaplar dışında hayatta ne yapacağını bilmeyen çocuklar, gençler yerine kendini tanımaya vakti olan, kendi hobileri, yaşam alanı olan gençler yetiştirilmesinin önündeki büyük bir engel kalkmış olur.