23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

'Müzik sayesinde farklı insanlarla tanışıyoruz'

Farklı kültürlerin müziklerini kendi tarzlarıyla yorumlayan dünyaca ünlü topluluk Pink Martini dünya turnesi kapsamında Türkiye’ye geliyor. Türk dinleyicileri ile bulaşacakları için heyecanlı olduklarını belirten grubun kurucusu Thomas Lauderdale, “Biz, hikâyesi olan şarkıları araştırıp kendi tarzımızda yorumluyoruz. Bu çeşitlilik arayışı da yeni dinleyicilerle tanışmamıza olanak veriyor.” dedi.

MERVE YILMAZ ORUÇ11 Mayıs 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
'Müzik sayesinde farklı insanlarla tanışıyoruz'

“Sympathique”, “Hang on Little Tomato”, “Hey Eugene!”, “Splendor in the Grass”, “Joy to the World”, “1969”, “A Retrospective”, “Get Happy”, “Dream A Little Dream” ve “Je Dis Oui” albümleriyle büyük bir hayran kitlesine sahip olan Pink Martini, dünya turnesi kapsamında Pasion Turca organizasyonu ile 14-21 Mayıs tarihleri arasında Türkiye’ye geliyor. Kendilerini “Dünyanın değişik köşelerinden melodileri ve ritimleri bir araya getirerek modern bir formda sunan müzik arkeologları” olarak tarif eden topluluk, China Forbes’un sıcak vokali, zengin repertuvarı ve sürprizleri  ile Türk hayranlarının karşısında olacak. Pink Martini; 14 Mayıs’ta Bursa Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu, 16 Mayıs’ta İstanbul Volkswagen Arena, 17 Mayıs’ta İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu, 18 Mayıs’ta Adana Çukurova Üniversitesi Açıkhava Tiyatrosu, 20 Mayıs’ta Congresium Ankara ve 21 Mayıs’ta Konya Selçuklu Kongre Merkezi Anadolu Oditoryum’unda konserler verecek. Pink Martini grubunun kurucuları piyanist Thomas M. Lauderdale ve sesiyle gruba renk katan China Forbes ile müziklerini konuştuk. 

Pink Martini nasıl bir grup?  

Thomas Lauderdale: Pink Martini, farklı kültürlerin müziklerini kendi tarzıyla yansıtan bir grup. Biz tüm kültürleri buluşturan evrensel bir müzik yapmaya çalışıyoruz. Aslında Amerikalı bir grubuz ama yılın büyük bir kısmını Avrupa’da, turnelerde geçiriyoruz. Yeni kültürleri, şarkıları keşfetmek bize heyecan veriyor. Hikâyesi olan nostaljik şarkıları seviyoruz. Müziğimizi global pop olarak tanımlayabilirim. 

Müzik anlayışınızın temelini ne oluşturuyor?  

T. L. : Pink Martini’yi kurarken bana ilham veren 1930’lu yılların Hollywood orkestraları olmuştu. O ruhu yansıtan bir “big band” hayalim vardı. Dünyada farklı kültürlere ait uçsuz bucaksız bir müzik mirası var. Biz de hikâyesi ve melodik zenginliği olan bu şarkıları araştırıp kendi tarzımızda yorumlamayı seviyoruz. Bu çeşitlilik arayışı bizi hem besliyor hem de yeni dinleyicilerle tanışmamıza olanak veriyor. Grubun temel felsefesi ise tüm kültürlere hoşgörülü ve saygılı olmak, insanlara umut ve devam etme gücü vermek. Müzik tüm kültürlerin, farklılıkların üzerinde ve ötesindedir. 

Uzun yıllardır devam eden bir müzik yolculuğunuz var. Zaman içerisinde müzik anlayışınızda değişen noktalar oldu mu?  

China Forbes: Bu sene 25. yılımızı kutluyoruz. Tanıştığımız yeni insanlar, keşfettiğimiz yeni kültürler ve şarkılar sayesinde çok geliştik ve büyüdük ama müzikal olarak temel değerlerimizden şaşmadık. Her şeyden önemlisi sahnede, konserlerde hâlâ ilk günkü kadar çok eğleniyoruz. 

Kalabalık bir topluluksunuz. Sizi bir arada tutan şey nedir?  

C. F. : Uzun yıllar aynı sahneyi paylaşınca aramızda güçlü bir bağ oluştu. Ailelerimizden çok birbirimizle zaman geçiriyoruz. Dolayısıyla birbirimize alan tanımayı öğrendik. Sahnedeki uyumumuz ise sanırım hepimizin müziği çok sevmesinden ve birlikte çalmaktan büyük keyif almamızdan ötürü. 

Dünya üzerinde birçok ülkeden geniş bir dinleyici kitleniz var…  

C. F. : Dinleyicilerimiz bizim performanslarımızın vazgeçilmez bir parçası. Bizim konserlerimize gelenler bilirler, mutlaka izleyicileri sahnemize alır birlikte söyler ve dans ederiz. Bir de sanırım bizim müziğimiz insanları mutlu ediyor, enerjilerini yükseltiyor. 

TÜRK MÜZİĞİNE AŞİNAYIZ 

Daha önce de Türkiye’de konserler verdiniz.  Bu kez Türk müzikseverleri nasıl bir program bekliyor? 

C. F. : Türkiye, yola çıktığımız ilk yıllardan bu yana bize kucak açan, bizi hep çok güzel karşılayan bir ülke. Artık o kadar güçlü ve güzel bir bağ oldu ki aramızda, hiç yabancılık çekmiyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir’de çok konser verdik. Konya, Bursa ve Adana’da ilk konserlerimiz olacak. Türkiye’nin diğer güzel şehirlerini göreceğimiz ve oradaki dinleyicilerimizle buluşacağımız için çok heyecanlıyız. 

Konserlerde sizden Türkçe şarkılar dinleyecek miyiz? 

C. F. : Elbette. Hatta izleyicilerimizle hep birlikte söyleyeceğiz. 

Türkçe şarkılar hakkında ne düşünüyorsunuz?  

T. L. : Türkiye’ye uzun yıllardır gelip gittiğimiz için Türk müziğine çok aşinayız. Albümlerimizde ve konserlerimizde de “Aşkım Bahardı”, “Üsküdar’a Giderken” (Kâtibim) gibi Türkçe şarkılar söylüyoruz. Türk Sanat Müziği’ni ve nostaljik Yeşilçam şarkılarını çok seviyoruz.