19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Odunpazarı Modern Müze Eskişehir'e çok yakıştı

Koleksiyoner Erol Tabanca’nın kurucusu olduğu OMM - Odunpazarı Modern Müze Koleksiyoner Erol Tabanca’nın kurucusu olduğu OMM - Odunpazarı Modern Müze gerekse diyaloğa ve anlık buluşmalara açık olmasıyla farklı aynı zamanda önemli bir yerde duruyor. Kısacası OMM, çevresiyle kurduğu diyalogla Eskişehir’e çok yakıştı.

ALİ DEMİRTAŞ14 Eylül 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Odunpazarı Modern Müze Eskişehir'e çok yakıştı

Sanatın merak uyandıran ve bir araya getiren gücü ile sadece Eskişehir’e değil, Türkiye’de müzecilik anlayışına farklı bakış açıları sunmaya hazırlanan OMM, herkesin keyifle vakit geçirebileceği yeni bir nefes alanı ve sanatsal bir buluşma noktası olarak geçtiğimiz günlerde kapılarını açtı. Koleksiyoner Erol Tabanca’nın memleketi Eskişehir’de kurduğu Odunpazarı Modern Müze’nin açılışı da en az kendisi kadar ilginç bir deneyim oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı OMM’nin dinamik ve çok yönlü yapısını yansıtan açılış etkinliğinde günümüzün yetenekli bambu ustası Tanabe Chikuunsai IV’ün müzeye özel ürettiği enstalasyon çalışması büyük ilgi toplarken, Marshmallow Laser Feast’in Türkiye’de ilk kez sunduğu çok algılı etkileyici sanal gerçeklik deneyimi davetlilere unutulmaz bir gece yaşattı. Kültür ve sanat dünyasının tanındık isimleri, iş dünyası insanları, sanatçılar, Türkiye ve yurt dışından basın mensupları, Japonya’dan ve Eskişehir’den üst düzey davetliler ve müzenin hayata geçmesinde katkısı olan herkes gün batımında Tasigo Otel’de bir araya geldi. Lin Pesto’nun özel performansının ardından gece OMM’de devam etti. OMM’yi ilk kez ziyaret eden davetliler müze meydanındaki etkileyici mapping gösterisi ile karşılandı. OMM’nin şaşırtıcı mimarisi ve sergileriyle ilk kez buluşmanın heyecanının yaşandığı davet, Jonathan Bree performansı ile devam etti.     

İLK SERGİ: VUSLAT 

Müzenin Haldun Dostoğlu küratörlüğünde gerçekleşen ilk sergisi ise Vuslat oldu. Sergide Erol Tabanca Koleksiyonu’ndan özel bir seçki sunuluyor. 1950’lerden günümüze farklı disiplinlerden 60’ın üzerinde yerli ve yabancı sanatçının eserlerinden oluşan 100’e yakın eserin görülebileceği sergide yer alan sanatçılar arasında Türkiye’den ve yurt dışından birçok isim bulunuyor. 

İLK KEZ HALKA AÇILIYOR 

Küratör Haldun Dostoğlu sergiyle ilgili olarak ​“OMM’nin ilk sergisi için çalışırken üç kavuşma sahnesinden ilham aldım. Bunlardan biri Eskişehir ilk kez bir özel modern sanat müzesine sahip oluyor; Erol Tabanca uzun yıllardır büyük emek ve özveri ile bir araya getirdiği sanat eserlerini müzede sergileyerek, koleksiyonunu sanatseverlerle buluşturma hayalini gerçekleştiriyor ve son olarak ​ bugüne kadar sadece sınırlı sayıda izleyiciye ulaşan eserler ilk defa halka açılıyor. Bu üç kavuşma sahnesi açılış sergimizin içeriğini oluşturmamıza yön verdi.” dedi. 

BAMBUNUN USTASI OMM’DE

Dünyaca ünlü Japon bambu ustası Tanabe Chikuunsai IV, OMM için özel olarak tasarladığı enstalasyonun çalışmalarını Eskişehir’de gerçekleştirdi. Aile geleneği olan bambu ustalığını başarıyla sürdüren ve görenleri hayran bırakan eserleriyle tanınan Tanabe, kendi döneminin en yetenekli bambu sanatçısı olarak kabul ediliyor. Japonya’nın Kochi isimli köyünde bulunan ve sadece o bölgede yetişen “kaplan bambu” adıyla bilinen malzeme ile çalışan Tanabe ve ekibi müze mimarisi ile iç içe geçen bu özel enstalasyonda örme bambu tekniğini kullandı. Gelenekleri korurken, onları geleceğe doğru bir şekilde taşımak gerektiğinin altını çizen Tanabe, OMM için özel olarak ürettiği eserini bu fikirle tasarladığını söyledi.

OMM’Yİ JAPON MİMAR TASARLADI 

OMM’ye gelen ziyaretçileri, tüm dünyanın tasarımlarını ilgiyle takip ettiği ünlü Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates​’ın (KKAA) imzasını taşıyan, Odunpazarı sivil mimarisi, Osmanlı kubbe mimarisi ve geleneksel Japon mimarisindeki öğelerden aldığı referanslarla tasarladığı 4500 m2’lik çağdaş bir sanat alanı bekliyor. ​Farklı büyüklüklerdeki sergileme alanlarının yanı sıra kafe, müze dükkânı ve atölye alanları da müzenin dinamik yapısını yansıtıyor. Odunpazarı’nın tarihi dokusuna gönderme yapan ahşap yapı sistemi ve etkileyici mimarisi ile gündüz olduğu kadar gece de semte hayat verecek müze binasının bu bölgenin odak noktası, sembolü ve aynı zamanda  kamusal bir toplanma merkezi olması öngörülüyor. OMM, farklı disiplinlere açık, kültürlerarası iletişim odaklı yenilikçi sergi programları ve etkinlikleri ile bu alanda yepyeni bir sayfa açmayı hedefliyor. 

Giriş Ücretleri 

Tam: 20 TL 

İndirimli: 15 TL 

Ücretsiz: OMM üyeleri, engelliler, 12 yaş ve altı çocuklar, ICOM kart sahipleri, MMKD üyeleri, basın mensupları 

ERSİNHAN ERSİN'DEN AĞACA ÖVGÜ

Dünyanın önde gelen dijital sanat kolektifi Marshmallow Laser Feast’in teknoloji ve bilimi sanatla bir araya getiren çok algılı, üç boyutlu yerleştirmesi ilk defa OMM’da izleyiciye sunuldu.

Kolektif, Ağaca Övgü (Treehugger) ve Bir Hayvanın Gözlerinden (In The Eyes of the Animal)  isimli, birden çok duyu organını aynı anda harekete geçiren, etkileyici sanal gerçeklik deneyimini Dijital İletişim Sponsoru Vodafone Red’in katkıları ile OMM ziyaretçilerine sundu. Canlı performans ve sanal gerçekliği kesiştiren çalışmalarıyla insanların dünyayı algılama biçimine yeni bir boyut getiren Marshmallow Laser Feast’in yerleştirmeleri; çevreye duyarlı, çağımızın sorunlarına dikkat çeken, teknoloji ve sanatı bir araya getiren projeler gerçekleştirme misyonuyla örtüşen Ağaca Övgü ve Bir Hayvanın Gözlerinden, çevremizdeki doğal güçleri ortaya çıkararak izleyiciyi büyülerken aynı zamanda birlikte yaşadığımız organizmaları fark etmemizi ve onlara karşı sorumluluklarımızı bize hatırlatmayı amaçlıyor. 
 
HAYATA HAYVANLARIN GÖZÜNDEN BAKMAK 
 
Sanat ve aktivizmi birleştiren bir çalışma bu. Aslında bir yüzleşme. Ama tehdit eden veya parmak sallayan bir yüzleşme değil. Sanatı arkasına alan bir yüzleşme. Sadece durumu belirten bir yüzleşme. Sanat ve bilimle sizi etkilemeye çalışıyor. Bu olağanüstü çalışmayı deneyimledikten sonra “Neden 4 farklı hayvanın gözünden doğayı görüyoruz. Sanatçı neden bunu deneyimlememizi istiyor?” sorusunu kendisine sorduğum sanatçı Ersinhan Ersin şöyle yanıtlıyor: “Çünkü sadece insanın merkezinde olduğu, kendimizi evrenin merkezine koyduğumuz hem bireysel hem de ırk olarak durumunun dışına çıkmak için bir fırsat tanımak insanlara. Çünkü empati dediğimiz şey kolay kolay kazanılmıyor. Çok ciddi bir duygusal eğitimden geçmeniz gerekiyor bunu anlamak için. Toplumsal veya ailevi olarak; zaten bu konudaki eksiklik küresel ısınmanın ve iklim değişikliklerinin nedenlerinden bir tanesi. Kendimizi o süreçten o kadar farklı ve dışında görüyoruz ki bağlantılı bile değiliz. Acaba sivrisinek kadar basit olup, gözünüzün önünde olup, umursamadığınız, hatta TV’lerde öldürmek için onlarca reklamın döndüğü bir canlının gözünden görseniz nasıl olurdu? Bunu deneyimletmek istiyoruz. Bu hissi paylaşabilme fikri… Tecrübe sırasında ne olduğu önemli değil. Tecrübe sonrasında bir sineği gördüğünüzde ne düşüneceksiniz? Aynı şekilde mi davranacaksınız? Önemli olan bu.”