Madde kullanımından dolayı gözaltına alınırken, gecenin kör karanlığında ‘ayakta duramayacak halde’ alkollüyken ekranlara çıktıklarında, dizilerden elde ettikleri şan ve şöhreti de ezip geçiyorlar... Kısa sürede büyük bir hayran kitlesine sahip olup şöhretin yanında lüks bir yaşama da geçiş yapan genç ve yetenekli oyunculardan söz ediyoruz. Bu durum sadece bizim ülkemizde de görülmüyor, örneğin; Disney’in küçük yıldızlarının şimdiki halleri her yerde tartışma konusu... Büyük yeteneklerin sonu ‘ölüm’ bile olabiliyor, geriye trajik yaşamlarını anlatan kitaplar, gazete yazıları, belgeseller kalıyor.
Dünyanın pek çok ülkesinde ünlülerin bu noktaya gelmemesi ya da bir kriz yaşandığında ‘sağsalim’ atlatabilmeleri için psikolojik danışmanlık hizmeti veriliyor. Kendilerine bağlı sanatçılara şöhret yönetimi konusunda destek olan oyunculuk ajansı sahibi Tümay Özokur, tecrübelerini şöyle anlatıyor: “Sıfır noktasından çok iyi yerlere gelen ve o yerde kalma çabası içerisinde hatalar yapıp birdenbire düşen kişiler gördüm. Şöhret suya yazı yazmak gibi... Sanatçılar, iğnenin ucundaki balonları andırıyor. Attıkları adımlara dikkat etmeleri gerekiyor. Ünlülerin bu yoldan rahat geçmeleri için onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Psikoterapist Çağatay Öztürk de destek veriyor.”
KARİYERLERİNİ PLANLIYORUM
Öztürk’ün danışmanlık hizmeti verdiği ünlüler arasında ise Ufuk Özkan, Ceyda Ateş, Öykü Çelik, Fulya Zenginer, Bennu Yıldırımlar, Adnan Koç, Burak Serdar Şanal gibi sevilen oyuncular var. Psikoterapist Öztürk, oyunculara öncelikle bir kişilik analizi yaptığını vurguluyor: “En uygun proje ne ise onlara yönlendiriyorum. Kariyeri bir elbiseye benzetiyorum. Oyuncuların da beğenmedikleri elbiseleri giymelerini istemiyorum! Bu işi sadece maddi kazanç açısından benimseyenler var ama kimi de ömrünün sonuna kadar yapmak istiyor. Oyuncunun kariyerini ne istediğine göre planlıyorum. Medya ile ilişkilerini dengede tutmak için ne yapmaları gerektiğini anlatıyorum.”
Adını Feriha Koydum dizisiyle yıldızı parlayan Ceyda Ateş, Psikoterapist Öztürk’ten destek alan ünlülerden... Ateş, geçmişte yaptığı hataları tekrarlamamaya çalıştığını söylüyor: “Dünya starları gibi son derece disiplinli bir şekilde çalışıyoruz. Şöhret doğru yönetilebilirse marka olabilir. Ünlü bir düşünür ‘Şöhret rüzgar gibidir, her zaman aynı yöne doğru esmez’ der. Şöhret olduğunuzda her şey, her zaman kontrolünüzde olmayabilir. Kurum danışmanımız Çağatay Öztürk bir psikoterapist olarak beni çok iyi anlıyor. İçine girdiğim disiplin beni bunaltacak türden bir disiplin değil. Aksine hayatımı kolaylaştırıyor. Bugüne kadar birçok hata yaptım. Herkes hata yapar, önemli olan tekrarlamamak.”
MENAJERİ DOĞRU SEÇMEK ŞART
Yaprak Dökümü dizisinde Fikret karakteriyle herkesin beğenisi kazanan Bennu Yıldırımlar, ‘menajer’in önemine dikkat çekiyor: “Güvenilir bir dış göze ihtiyaç vardır, oyunculukta... Bu dış gözün adı menajer. Doğru bir menajerle çıkılan yolculukta, samimiyet, sadakat, liderlik gibi özel duyguları paylaştığınız anda başarı daha anlamlı oluyor. Profesyonel bir danışman, özellikle gençlerin şöhret yolculuğunda olmazsa olmazı olmalı.”
HAYATIMI KOLAYLAŞTIRDILAR
Avrupa Avrupa dizisinde Can karakterini canlandıran Burak Serdar Şanal, şöhret kapısını aralayan kişilerin egolarına yenik düşmemesi gerektiği görüşünde: “Oyunculuk özellikle gençler için göz alıcı bir meslek. Eğleniyorsunuz, yeni insanlar tanıyorsunuz, monoton bir hayat yaşamıyor ve para kazanıyorsunuz. İnsanlar tarafından tanınmak ve sevilmek, bazı kişilerin geldiği yeri unutmasına sebep olabiliyor. Egolarımıza yenik düşmemiz an meselesi. Bu ihtimali ortadan kaldırmak adına, güçlü menajerlerle bilgi alışverişinde bulunmak, onların tecrübelerinden faydalanmak, sizi yönlendirmelerine izin vermek gerekiyor. Örneğin, ben Tümay Özokur ve Psikoterapist Çağatay Öztürk ile çalışmaya başladığımdan beri hayatım kolaylaştı. Gittiğim spor salonundan birlikte çalıştığım oyuncu koçuma, aldığım piyano eğitimimden cilt bakımıma her konuda... Şöhret yönetimini bir anne ve babanın çocuklarını büyütüp yetiştirmesi ve hayata hazırlamasına benzetiyorum. Biz oyuncular da öğrenmeye doymayan çocuklarız.”