21 Ağustos 2025 Perşembe / 27 Safer 1447

Sıkılgan ve tembel oyuncularla çalışmak kabus!

Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinin fettan yengesi Neriman rolüyle dikkatleri çekmişti. Daha sonra Bana Hicran De, Zeyrek ve Çeyrek’te karşımıza çıktı. Başarılı oyuncu Zeyno Eracar, şimdi Yeşilçam filmleri tadındaki Kara Sevda adlı dizide sakin, huzurlu, evlatlarına ve eşine düşkün Fehime adlı bir anneyi canlandırıyor. Oyunculuğu kadar sesi de ünlü olan Eracar ile anneliği ve genç oyuncuları konuştuk.

Nil Özer14 Kasım 2015 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Sıkılgan ve tembel oyuncularla çalışmak kabus!

- Canlandırdığınız diğer anne karakterlerinden Fehime’nin farkı nedir?

Fehime vapurda, metrobüste, pazarda rastlayabileceğiniz gerçek bir anne. Abartıları yok, evlatlarına tutkun, kocasına büyük bir sevgi ve saygı duyuyor. Tabii ki her insanda olduğu gibi içinde gerekirse dışarıya çıkabilecek küçücük bir canavarı var. Bir karakteri oluştururken küçücük farkları işleye işleye ve ‘senaryonun el verdiği ölçüde’ davranıyoruz. Bu aşamada kreatif ekibin oyuncuya tam desteği gerekiyor. Benim şansım son yıllarda gerek tiyatroda gerekse ekranda çok iyi yönetmen ve yazarlarla çalışmak oldu. Fehime’nin sakin, huzurlu, hırçın ve sabırsız yanları oya gibi işleniyor.

- Sert mi yoksa daha ılımlı karakterleri mi canlandırmayı seviyorsunuz?

Beni zorlayan, katmanlı karakterleri tercih ediyorum. Karakteri içselleştirmeyi, hayata onlar gibi bakabilmeyi, onları bir hamur gibi yoğurmayı seviyorum. Bu aşama o kadar uzun ki sonunda o karakterle akraba oluyorsunuz.

- Kara Sevda dizisi eski Yeşilçam filmleri tadında... O dönem filmlerini izliyor musunuz?

Rastladığımda hiç kaçırmam. Hem filmleri hem müzikleri tadından yenmez bence. Aşk, sevgi, nefret ve saygılarını tam yaşayan hakkını vererek yaşayan insanlar.

- Fehime’yi eleştiriyor musunuz? İyi bir anne ama iyi bir arkadaş olmak da gerekmiyor mu? Mesela Kemal sorunlarını Leyla ile paylaşıyor.

Fehime’yi daha hiç eleştirmedim ama işin başındayız. Belki de ilerleyen bölümlerde senaryo sürprizler yapabilir. İyi bir anne, aslında her zaman iyi bir arkadaş olmak zorunda değil. Mesela benim annem hem mükemmeldi, bana arkadaş da oldu. Ama açık konuşayım bu çok büyük bir lüks. Hani bir söz var ya ‘Hayatta bir tek annem olsun bana bir şey olmaz’ işte tam olarak öyle. Allah kimsenin anne ve babasını başından eksik etmesin. Evet, Kemal sorunlarını şimdilik Leyla ile paylaşıyor ama ilerleyen bölümlerde Fehime’nin de yeri geldiğinde ne kadar iyi bir sırdaş ve arkadaş olacağını göreceğiz.

- Siz nasıl bir annesiniz?

Onu Derin’e sormak gerek. Sanırım henüz annem kadar sabırlı değilim ama olacağım, çok çaba harcıyorum. Tutkulu, aşık ve tedirginim... Sanırım hepsi bir dengeye oturacak. Vicdanımın sesi çok açık, Derin de öyle olacak diye biraz endişeliyim. Dengeli ve mutlu bir çocukluk geçirmesi için elimden geleni yapıyorum. Ben çok mutlu bir çocuktum, annem ve babam tarafından gerçekten çok sevildiğimi hissederek, bilerek büyüdüm. Büyük fırtınalardan sağ çıkmamın tek gerçeği budur. ‘Gerçekten sevildiğini bilmek’ insanı güçlü ve huzurlu yapıyor. İsterim ki Derin de böyle hissetsin.

Netleştim ve sakinleştim

- Genç oyuncularla çalışıyorsunuz? Zaman zaman onları eleştirdiğiniz oluyor... Ne söylemek istersiniz?

Bizim mesleğin temelinde var, eleştirmek ve eleştirilmek... Eleştirinin olumlu ve yapıcı olması çok önemli. Ben aynı zamanda oyuncu koçluğu ve eğitmenlik de yaptığım için gençlerle çalışmak beni çok diri tutuyor. Onlardan önceliklerini belirlemeleri ve zamanlarını daha doğru kullanmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu mesleği bir görev gibi değil tutku, sadakat ve bir yaşam tarzı olduğunu kavramaları gerektiğini düşünüyorum. Sıkılgan, tembel ve söylenen, ‘bitse de gitsek’ kafasında olan insanlarla çalışmak benim için bir kabus. Kabul edemediğim bir durum. Öte yandan tiyatroda ve sette tecrübe, yaşam tarzı, duruşu, yeteneği ve profesyonellikleriyle öne çıkan öyle usta oyuncular var ki... İşte onlarla çalışmak doyumsuz bir şey. Öğrenmenin yaşı yok, her gün bir sınav bize.

- Oyunculuk olarak nasıl bir dönemdesiniz?

Oyunculuk olarak daha netleştiğim, sakinlediğim ve içselleştiğim bir dönemdeyim. Ekranda bambaşka bir kadınım, mutlu bir anneyim; sahnede alkolik, şiddet görmüş mutsuz bir Mine’yim.

Dizide Fehime, sahnede Mine

Zeyno Eracar, Özen Yula’nın yazıp yönettiği Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda Ben O İstanbul’u Çok Sevdim adlı oyunda da rol alıyor. “İçinde huzur bulduğum, güldüğüm, ağladığım kendi sınırlarımı zorladığım bir oyun” diyen Eracar, henüz izlemeyenler için oyunu şu sözlerle anlatıyor: “Kara komedi tarzındaki bu taptazecik oyunda kadına şiddet ve içimizdeki cesaret var. Hayatın içinden bir kesit. Oyunda canlandırdığım Mine ile dizideki karakterim Fehime arasında uçurumlar ve dağlar kadar fark var. Ama ortak noktaları da bulunuyor; ikisi de kocaman yürekli, umutlu ve cesaretli.

ANGELINA JOLIE DE OLDU DEMI MOORE DA

- Sizin kadar sesiniz de şöhret... Dublaj sanatçısı olmak, yabancı dilde o duyguyu vermek müthiş bir yetenek olsa gerek...

Dublaj başlı başına bir konu. Karşında oynayan oyuncunun ne üzerine çıkmalısın ne altında kalmalısın, yaptığı oyunun tam hakkını vermek gerekiyor. 20 yıldır reklam, dizi ve film dublajı yapıyor, çok keyif alıyorum. Sesini doğru kullanmayı, tonlamayı, vurguyu tam öğrenememiş bir oyuncu için dublaj çok risklidir çünkü seslendirme sanatçısı sadece sesiyle oynar, bedenini kullanmaz. Mimar Sinan Üniversitesi’nde okurken ‘hocaların hocası’ Müşfik Kenter dublaj yapmamızı pek istemez ‘Sahneye bir çıkın da önce oyunculuk sonra seslendirme sanatçılığı’ derdi. Yıllar geçtikçe ne kadar haklı olduğunu çok daha iyi anlıyorum. Bu iş için ilk olarak bedenin ve sesin ritmini bulması gerekiyor sonra ayıklamak...

- En çok kimleri seslendirdiniz? Dublajın oyunculuğa katkıları neler oldu?

Son dönemde yönetmen Pedro Almodovar’ın çılgın kadınlarını seslendirdim. Onun dışında Hollywood’da sesimle özdeşleşen isimler var; Demi Moore, Meryl Streep, Susan Sarandon, Angelina Jolie, Lucy Liu, Catherine Zeta Jones, Jodie Foster, Felicity Huffman, Lucy Lawless ile Lost dizisinde Elizabeth Mitchell ilk aklıma gelenler...

- Siz tiyatro oyuncusu olarak yıllardır bu işi yapıyorsunuz. Şimdi moda oldu, bu işte deneyimi olmayan şarkıcılar ve bazı oyuncular dublaj yapıyor...

Animasyon filmlerin yapımcılarıyla emekçi dublaj sanatçılarının arasında dublaj yönetmenleri duruyor. Biraz daha vicdanlı olmaları, başka kişilere de şans tanımaları ve para kazandırtmaları gerektiğini düşünüyorum.

 

ÖNERİLEN VİDEO

Soykırımcı İsrail'den Gazze'ye bombardıman!

Kapat
Video yükleniyor...