16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

Sinemanın en akademik festivali

Suç ve Ceza Film Festivali adalet kavramını akademik ve pratik açıdan sorgulayan filmlerle karşımıza çıkıyor. Festivalin direktörü Prof. Dr. Bengi Semerci festivalin temasıyla ilgili olarak “Adalet tüm yaşamı içeren bir konudur. Sadece suç, kolluk, mahkeme ve cezadan oluşmaz. Kişinin yaşam alanlarının hepsini aynı oranda kaplar. Vicdan ve kişisel adaletle başlayan yaşam serüveninin sonunda da adalet vardır.” diyor.

ALİ DEMİRTAŞ11 Ağustos 2018 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Sinemanın en akademik festivali

Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin sekizincisi bu yıl 9 -16 Kasım tarihleri arasında gerçekleşiyor. Başvuruların 3 Ağustos’ta sona erdiği festivalde, her yıl “adalet” temasında çekilen uzun ve kısa metrajlı filmler yarışıyor ve gösterimleri oluyor. Bu festivalin temel amacı ise suç, ceza ve adaletle ilgili sorunların sinema sanatındaki yansımasını kitlelere ulaştırmak ve sinema sanatı aracılığıyla yerel ve evrensel planda hukukun üstünlüğüne katkı sağlamak. Temasının adalet olmasının en önemli nedeni başlangıç noktasının İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve fikir babasının Ceza Hukuku Profesörü Adem Sözüer olması. Akademik programı her yıl değişen festivalde bu yılın konusu ise ‘madde bağımlılığı’. Bu anlamlı festivalin direktörü Prof. Dr. Bengi Semerci ile konuştuk. Prof. Semerci, her yönüyle bağımsız bir festival yapmaya çalıştıklarını söylerken, adaletin tüm yaşamı içeren bir şey olduğunu sinemanın ise toplumun bir aynası olduğunu belirtiyor.

SEYİRCİYE SÖZ HAKKI TANIYOR

Bu festival sinemayla ilgilenenlere ve seyirciye nasıl bir perspektif kazandırıyor? Direktöründen dinliyoruz: “Tematik bir festival olması ve film festivali ile birlikte bir akademik programın sürdürülmesi bu festivali diğerlerinden ayıran bir özellik. Film festivaline katılanlar filmleri izlemek ve film dünyası ile söyleşilere, panellere katılmanın yanı sıra adaletin o yıl seçilen alt temasında dünyanın her yerinden gelen hukuk, psikoloji, sosyoloji ve politika alanında önemli isimlerin verdiği bilgilere ulaşabiliyor ve tartışmalara katılabiliyor. Ayrıca sinemalarda oluşturulan film sonrası panellerle direkt olarak seyirciye adalet, toplum, sinema konularında söz hakkı tanıması fark oluşturan bir diğer nokta.”

Tematik festivallerin sürdürülebilirliği zordur. Semerci ise tematik bir festivali sürdürmenin en büyük zorluğunun sponsor bulmak olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Herkes adalet istediğini söylemekle ve sürekli konuşmakla birlikte konu festival, destek, bir katkıda bulunmak hatta tartışmak olduğunda uzak durmakta. Dolayısıyla yurt dışı konuşmacı ve sanatçıları davet etmek, tüm oraganizasyonu yapmak ve gerçekten önemli filmleri gösterebilmek için maddi destek gerekiyor. Her yıl çok az sayıda insanın desteği hatta fedakârlığı ile festivali sürdürüyoruz. Her zaman söylediğim gibi festivalin bir kumbarası var. O kumbarayı dolduracak parası yok ama her yıl o kumbaraya dünyanın her yerinden eklenen adalet dostları var. Adalet dostları şimdilik sürdürmemizi sağlıyor.”

BAĞIMLI ADALET OLMAZ

Adalet kavramını sorgulayan bir festivalin tümüyle kişi ve kurumların etkisinden bağımsız olması gerekir. Bu bağlamda Semerci, festivalin tam bağımsız olduğunu ve sekizinci yıla geldiklerini, şimdiye değin çok sıkıntı çektikleri süreçlerde bile bağımsızlığını engelleyecek destekleri kabul etmediklerini söylüyor. Danışma kurulunu her yıl değiştirdiklerini, dünya ve Türkiye’den farklı alanlarda festivalin bağımsızlığına saygı duyan kişilerden bir danışma kurulu oluşturduklarını belirten Semerci, “Bağımlı adalet olmayacağını bilmeden adalet temalı festival yapamazsınız.” diyor.

FESTİVALİ DESTEKSİZ BIRAKMAYIN

Bu yıl festivalde çeşitli sürprizler de var. Yönetmen, senarist, oyuncu katılımıyla düzenlenen söyleşi ve tartışma programları olacak. İnteraktif olan bu toplantılar özellikle sinema ile ilgilenen gençler için eğitici, kendi fikirlerini tartışabilecekleri süreçleri kapsayacak. Her yıl olduğu gibi festivalin bu yılki en büyük sürprizleri seçtikleri filmler. 2017 ve 2018 yılına ait, Berlin, Cannes gibi festivallerden seçilen bir seçki var. Bu seçki, dijitalde ulaşılamayan, belki bir daha Türkiye’de izleme imkânı bulunmayacak filmlerden oluşuyor. Prof. Semerci bu filmlerin sinema tekniği ve yeni yaklaşımlar açısından sinemaseverlere cazip geleceğini söylüyor. Ayrıca bu filmlerin birçoğunun gösterim sonrası yönetmen ve oyuncuları ile de söyleşisi olacak. Festival filmlerinin her iki yakada da gösterilecek. Akademik program İstanbul Üniversitesi ana bina salonlarında ücretsiz düzenlenecek. Sinemaseverlere, adalet için kafa yoranlara, özellikle toplumla, gelecekleriyle ilgilenen gençlere festivali yakından takip etmelerini öneriyoruz. Direktör Semerci ise önerimizi destekliyor: “Eğlenmek, eğlenirken öğrenmek, kendi için istediği adalete katkıda bulunmak isteyen herkesten tek beklentimiz var. Salonları doldurun. Adaleti ve festivali takipçisiz, desteksiz bırakmayın. Malum hepimize gerekli.”