Her bebeğin vücut ve ruh sağlığı için en uygun besin, annesinin sütüdür. Bebeklere gereksinimi olan tüm besin öğelerini tek başına ilk altı ay sağlayabilen bu doğal gıdanın önemini vurgulamak için 1-7 Ekim günleri arasında Dünya Emzirme Haftası kutlanıyor. 30 yılı aşkın süredir emzirme ürünleri sunan Lansinoh, bu haftaya özel bir araştırma yaptı. 18-45 yaş arasında, bebeği iki yaşının altında olan annelerle hamilelerden oluşan 13 bin 519 kişi arasında yapılan araştırma, ABD, İngiltere, Almanya, Türkiye, Fransa, Çin, Meksika, Kolombia, Kanada ve Brezilya’da geçekleştirildi. Lansinoh Uluslararası Emzirme Araştırması 2015 sonuçlarıyla farklı ülkelerin ve kültürlerin emzirmeye bakışını ilginç verilerle ortaya koyuyor.
Süt yetmiyor fikri mamaya yönlendiriyor
Türkiye’de emzirme süreleri birçok ülkenin çok üzerinde. Türk annelerinin yüzde 82’si bebeklerin ideal olarak altı ay ve üzerinde emzirilmesi gerektiğini düşünüyor. Bunu gerçekleştirebilen annelerin oranı yüzde 68. 6-12 ay arasında emzirebilen annelerin oranı yüzde 32, iki yıla kadar emzirebilen annelerin oranı yüzde 31, sonrasında emzirenlerin oranı ise yüzde 5. Fransa’da bir yıldan fazla emzirebilen annelerin oranının sadece yüzde 10 olduğuna bakılırsa Türkiye’deki annelerin bu konuyu önemsediği ortada.
Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı bebeklerin ilk altı ay sadece anne sütü, altı aydan sonra da iki yaşına kadar, ek gıdaların yanında anne sütüyle beslenmesini öneriyor. Türkiye’de emzirme süreleri diğer ülkelere göre uzun olsa da; ilk altı ay bebeğini sadece anne sütüyle besleyen annelerin oranı yüzde 26. Bebeklerine formül süt (hazır mama) veren annelerin sadece yüzde 49’u bunu doktorunun tavsiyesiyle gerçekleştiriyor. Doktor tavsiyesi dışındaki en büyük etken ise annelerin süt üretimi ile ilgili problem yaşadıklarını düşünmeleri.
Toplum içinde emzirmek yanlış bulunuyor
Emzirme konusunda annelerin endişeleri ve yaşadıkları zorluklar tüm ülkelerde ortak. En büyük endişe bebeklerini sağlık profesyonellerinin tavsiye ettiği kadar uzun süre emzirememek ve başlangıçta bebeğin göğsü uygun şekilde kavrayamaması. Yaşanılan en genel zorluk ise emzirmeye başlangıçta yaşanılan ağrılar ve gece yarısı emzirmek için uyanmak. Araştırmaya katılan tüm ülkelerde anneler “Emziremeseydiniz kendinizi suçlu hisseder miydiniz?” sorusuna büyük çoğunlukla evet derken, sadece Alman annelerin çoğunluğu “Hayır” diyor.
Emzirmeyle ilgili birçok deneyim ortak olsa da konu toplum içerisinde emzirmeye gelince ülkeler arasında bu konuya bakışta önemli farklılıklar var. Tüm ülkelerin genelinde toplum içinde emzirme yüzde 38 oranında ‘tamamen doğal’, yüzde 32 oranında ‘utandırıcı’, yüzde 27’si ‘kaçınılmaz’ bulunurken, yanlış bulanların oranı sadece yüzde 3. Türkiye’de ise toplum içinde emzirmeyi tamamen doğal bulanların oranı yüzde 37 iken, araştırmaya katılan ülkeler arasında toplum içerisinde emzirmeyi yüzde 23 ile en yüksek oranda ‘yanlış’ bulan ülke Türkiye. Anneler en çok seyahat ederken ve alışveriş sırasında ezirmmekte zorlanıyor.
Süt izni büyük imkan ama...
Lansinoh Emzirme Araştırması 2015, çalışırken emzirme konusunda da ilginç veriler sunuyor. Türkiye’de doğum izni, öncesi ve sonrası olmak üzere toplam 16 hafta. Bu da annelerin, bebeği henüz iki aylıkken işe geri dönmek zorunda olması demek. Buna karşılık Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü bebeklerin ilk altı ay sadece anne sütüyle beslenmesini, sonrasında da bebek iki yaşına gelene kadar ek gıdalarla birlikte anne sütüyle beslenmeye devam etmesini öneriyor. Türkiye’de çalışan annelerin emzirme süreleri, araştırmaya katılan ülkelerin genelindeki çalışan annelerin emzirme sürelerinin oldukça üzerinde. Türkiye’de 6-12 ay arasında emzirmiş annelerin oranı yüzde 31, bu oran çalışan annelerde yüzde 34.
İş yoğunluğu da büyük bir engel
Peki günlük bir buçuk saatlik süt izni gerçekte ne kadar kullanılabiliyor? Yapılan araştırmada çalışan annelere “Doğum izninizden sonra işe başladığınızda, günlük bir buçuk saatlik süt izninizi bebeğiniz bir yaşına gelene kadar rahatça kullanabildiniz mi ya da kullanabileceğinizi düşünüyor musunuz?” sorusuna “Evet” diyen annelerin oranı yüzde 45. Buna karşılık “Yöneticimin emzirmeye karşı tutumundan dolayı süt iznimi kullanamıyorum” diyen annelerin oranı yüzde 11. “Servisle ulaşım sağladığım için süt iznimi kullanamıyorum” diyen annelerin oranı yüzde 23. Yüzde 17’lik bir kısım ise iş yoğunluğundan dolayı emzirme iznini kullanamıyor.
Çalışan anneler azimli
Lansinoh Türkiye Pazarlama Müdürü Derya İşçioğlu çalışan annelerin emzirme konusundaki azmine dikkat çekiyor: “Türkiye’de anneler, anne sütünün önemi konusunda yüksek bir bilinç düzeyine sahipler. Bebeğini anne sütüyle beslemeye devam edebilmek zaman zaman zor olsa da, çalışan anneler bu konuda çok azimli. Yoğun çalışma programı, trafik, iş yerlerinde yaşanan stresler gibi gün içerisinde birçok zorlukla karşılaşsalar da anne sütünü sağarak, bebeğinden uzakta olduğu zamanlarda da onu anne sütüyle beslemek için çok yoğun çaba harcıyor. Anne sütünün devamının sağlanabilmesi için, annenin düzenli aralıklarla sütünü sağması ve uygun koşullarda saklaması gerekir. Bu günlük çalışma yoğunluğu içerisinde çok kolay olmasa da bu düzeni bozmamak, anne sütünün devam edebilmesi için çok önemli. Burada iş yerinin annelere anne sütü sağmak için uygun bir alan ayırması, yöneticinin bu konuya bakış açısı çoğu zaman kritik derecede önem taşıyor.”
Gülben ve Çağla örnek alınıyor
Ünlülerin hayatı her konuda ilgiyle takip ediliyor ve toplumun önemli bir bölümü için örnek oluyor. Giydikleri ayakkabıdan kullandıkları otomobile kadar herkesin ilgi odağı olan ünlüler özel hayatlarıyla da tüm dünyaya mesaj veriyor. Annelerin üçte ikisi ünlülerin emzirirken görüntülenmesinin kendilerini cesaretlendireceğini düşünüyor. Araştırmaya katılan ülkelerin genelinde annelerin yüzde 73’ü, daha fazla ünlünün emzirirken görüntülenmesinin, kendilerini toplum içinde emzirme konusunda daha rahat hissedeceklerini belirtiyor. Bu oran en yüksek Çin’de yüzde 87, en düşük Fransa’da yüzde 37, Türkiye’de ise yüzde 67. Kadınlara “Annelik yaklaşımını en çok beğendiğiniz ünlü kim?” sorusu soruldu. Türkiye’de Çocuklar Gülsün Diye Derneği ile çocukların okul öncesi eğitimi için çok önemli adımlar atan ve çocuklarıyla sosyal medyada sık paylaşımlar yapan Gülben Ergen yüzde 30 ile ilk sırada yer alırken, Çağla Şıkel yüzde 23 ile ikinci sırada yer alıyor. Araştırmaya katılan diğer ülkelerde ise Angelina Jolie, Shakira ve Kate Middleton öne çıkan ünlü isimler.




