Türkiye’nin rengi ve kültürü giyime yansıyor

Moda yıllardır dil, din, ırk fark etmeden kadınların ortak dili olmayı başarıyor. Binbir rengi, çeşidi ve tarzı olan moda piyasasında son dönemde muhafazakârlık selamlıyor bizleri. Yıllardır ülkemizde hâkim olan muhafazakâr giyimde karşımıza birçok modacı çıkıyor. Hatta bu konuda birçok festival, fuar ve defileler de meraklılarıyla buluşuyor. Sınırları genişleyen muhafazakâr modayı ve trendlerini Moda ve marka danışmanı Büşra Erdoğan Toraman’a sorduk. Toraman’la Emine Erdoğan, Sümeyye Erdoğan, Burcu Çetinkaya ve Nilhan Osmanoğlu gibi şıklıkları ile adından söz ettiren başarılı isimlerin de tarzlarını konuştuk.

- Muhafazakâr moda ne demek?

Bunu tanımlamak için önce modanın genel anlamıyla ne ifade ettiğine bakmak gerek. Nasıl ki toplumun büyük kesimi tarafından kabul edilen düşünce ve davranış biçimleri giyime yansıyor ve moda tanımını oluşturuyorsa; muhafazakâr moda denilen tanımda da ölçülü giyinen kadınların talep ve tercihleri ön plana çıkıyor. Mini etekler yerini maksi eteklere bırakıyor, kısa gömlekler tuniklere dönüşüyor, skinny pantolonlar yerine pantolon etekler tercih ediliyor...

- Türkiye dünya çapında muhafazakâr moda konusunda öncü ülke konumunda. Siz neler düşünüyorsunuz bu konu hakkında?

Özellikle son yıllarda Türkiye’de başörtülü genç nüfusun üniversitelerde ya da sosyal hayatta daha çok yer almasıyla ortaya çıkan bir arz-talep dengesinden söz etmek mümkün. Gençlerin taleplerinin farkına varan markaların artması; yeni medya araçları ile hem ülkemizde hem uluslararası platformlarda kendilerine yer edinmeleri, Türkiye’yi öncü ülke konumuna getirdi. Diğer yandan ülkemiz çok kültürlü ve renkli bir kimliğe sahip, bu elbette giyim şeklimize de yansıyor. Her tarza her yaşa her kimliğe hitap eden çeşitlilikte büyük bir endüstriden söz ediyoruz.

PUANTİYEYE DÖNÜŞ

- Peki 2018 trenleri neler? Hangi renkler bu sene daha çok öne çıkıyor?

Dünya trendleri bize bu yazın çok renkli olacağını söylüyor. Özellikle birkaç rengi birlikte kullanacağımız blok görünümler bizi bekliyor. Tek bir renk değil öne çıkan; sarı, kırmızı, turkuaz gibi baskın renkler; diğer yandan lavanta, somon, pembe gibi pastel tonlar… Püskül trendi devam edecek, ek olarak desenlerde puantiyelere bolca rastlayacağız. 

- Muhafazakâr moda konusunda çıtayı yükseltmek için neler yapılmalı?

Türkiye’deki köklü eğitim kurumlarının, muhafazakâr moda dediğimiz bu kavramın varlığını görmezden gelmeleri, bu alanda eğitim için alan açmamaları bence en önemli eksikliklerden biri. 

Türkiye bu anlamda dünyada çok önemli bir kapı görevi görmesine rağmen; ülkemizde düzenlenen moda haftalarında bizlere hitap eden tasarımcılara yer verilmemesi oldukça üzücü. Muhafazakâr modanın belli çıkar grupları tarafından yalnızca sermaye odaklı görülmesiyse diğer üzücü nokta. Bu alanda muhafazakâr genç tasarımcıları destekleyecek kurumların artması oldukça önemli. Diğer bir nokta, pazarın büyümesini, kitlelere ulaşmasını destekleyen en önemli araçlardan biri yayınlardır. Bu anlamda muhafazakâr giyim sektörünü temsil edecek; dergilerin, bültenlerin, gazete köşelerinin, portalların artması sevindirici ve destekleyici olacaktır. 

Mini etekler yerini maksi eteklere bırakıyor, kısa gömlekler tuniklere dönüşüyor, skinny pantolonlar yerine pantolon etekler tercih ediliyor.