Ülkü Hilal Çiftçi, Dede Korkut İlköğretim Okulu üçüncü sınıf öğrencisi…
Üç yıldır sinema filmlerinde, dizilerde ve sayısız reklam filminde rol aldı. Son olarak onu Neredesin Birader TV dizisiyle evlerimize, salonlarımıza konuk ediyoruz.
Henüz dokuz yaşında olmasına rağmen, öylesine büyük bir özgüven yüklü çocuk var ki karşımda sorularımı sorarken gayet ihtiyatla davranıyorum. Hani, “büyümüş de küçülmüş” derler ya…
Tam da öyle güzel bir kız çocuğu var karşımda. Foto muhabiri arkadaşım Adnan Gül’ün çekimleri sırasında o kadar profesyonel bir karakterle karşılaşıyorum ki, çocuk değil, bir sanatçı adayı olduğunu düşünmeye başlıyorum.
BABA EKRANDA OLMAK İSTİYORUM
Reklamlarda çocukları izlediğinde kendisinin de ‘Ekranda görünmek’ istediğini ailesine ısrarla anlatan minik Ülkü’nün serzenişlerine babası Ünal Çiftçi kayıtsız kalamaz ve bir ajansa kayıt yaptırırlar.
Zonguldak Devrek’ten 2014 yılının Ağustos ayında İstanbul’a gelen Çiftçi Ailesi’nin babası eski pizza şefi Ünal Çiftçi, kızının isteğini, yeteneğini ve yorulmak bilmeyen azmini görünce neler yapabileceğini de araştırmaya başlar... Bir cast ajansında uzun bir bekleyiş sırasında babasının “Evimize gidelim” teklifi üzerine küçük Ülkü’nün verdiği cevap ailenin bu yoldaki dönüm noktasını olacaktır... Ülkü babasına, gözünden akan bir damla yaşla birlikte, “Sen değil miydin? ‘Çekmeyince kimse eremez. Biraz çekelim, ereriz’ diyen. Biz de biraz çekelim, ereceğiz babacığım” deyince Çiftçi Ailesi’nin artık yol haritası da belirlenmiş. Bu söz üzerine iş yerini arayarak istifa ettiğini belirten baba Ünal Çiftçi artık tüm vaktini Ülkü’nün oyunculuk kariyeri üzerine odaklayacaktır. Baba Ünal Çiftçi kendisi de oyunculuk yapmaya başlar, gittiği her projede de kızını ilgilendirebilecek castları gözlemler: “Ben olaya bir baba değil, seyirci gözüyle yaklaşıyorum. Duygusallıktan uzak olaya yaklaştım ve kazandım. Ülkü 2015-2016’da reklam yüzü seçilerek ilk ödülünü aldı.”
İKİ YILDA ARANAN İSİM OLDU
Birçok reklam filminde o tatlı yüzüyle ‘ana yüz’ olarak boy gösteren minik Ülkü Hilal Çiftçi için artık, kapılar tek tek açılmaya başladı.
Ülkü ve kardeşinin reklam filmi, sinema, TV dizi çalışmalarından oluşan kazançlarını üç kardeşin eğitimi ve geleceği için ayrı bir aile fonunda değerlendirdiklerini söyleyen baba Ünal Çiftçi, “Ülkü iki yıl içerisinde kendisini çok geliştirdi ve aranan bir isim haline geldi. Yönetmenler direkt Ülkü’nün ismini vererek bizi çağırıyorlardı. Ahlaklı, set adabını bilen, ‘Oyun ver’ demeden oyunu verebilen bir oyuncu Ülkü Hilal. Bunları duymak, baba olarak beni gururlandırıyor” diyor…
ROL YAPARKEN ZORLANMIYORUM
Karadayı’da Ziya karakterini canlandıran baba Ünal Çiftçi, Ülkü’ye setlerde hiçbir zaman gözyaşı damlası kullanmadığını anlatırken “Zor olmuyor mu?” diyorum Ülkü Hilal Çiftçi’ye…
Hiç zorlanmıyorum, çok kolay. O duyguya giriyorum. O anları düşünüyorum. Senaryoyu okuduğumda görüyorum.
- Nasıl hazırlıyorsun kendini?
Mesela elimde bir albüm oluyor dizide rol gereği. Bakıyorum içinde fotoğraflar var. O fotoğraflara bakınca gerçekten gözlerim doluyor.
İki sinema filmi, bir başrolde yer aldığı kısa filmi, bir de korku filmi olan Ülkü Hilal Çiftçi, rol aldığı Siccin 3/Cürm-ü Aşk korku filmini, korkudan izleyememiş… Bu noktada ailenin menajeri Özcan Ür devreye giriyor: “O dönemde tanıyor olsaydık Ükü’nün bu projede yer almasına izin vermezdim.” Baba Ünal Çiftçi, menajer Özcan Ür’ü ailelerinin bir parçası olarak gördüklerini belirterek, “Aklımızın yetmediği yerde bize yol gösteriyor” diyerek anlatıyor çalışma sistemlerini… Ülkü’nün geleceğinin şekillenmesinde önemli adımlar attıklarını kaydeden Amsterdam doğumlu Özcan Ür, “Ülkü’ye ekstra İngilizce dersleri aldırıyoruz. Ülkü ile tanıştık, çok yetenekli bir çocuk. İnanılmaz büyük bir yetenek. Birkaç çocuk oyuncum daha var. Bu çocuklar inanılmaz kabiliyetler. Olgun, senelerce eğitim almış oyuncular istenileni veremiyor. Ama bu çocuklar, harikalar. Bunu iş olarak görmesini ailesiyle birlikte istemiyoruz. El bebek gül bebek tutuyorlar ve Ülkü asla şımarmıyor…” diyor.
ÇEKİMLER HAFTA SONUNA DENK GELİYOR
- Zorlukları var mı bu mesleğin şekerim?
Tabii ki de var. Ama benim için değil. İşimi severek yaptığım için çok zor olmuyor.
- Bugüne kadar çok zorlandığın bir sahne oldu mu?
Hayır, istenilen her rolü rahatlıkla verebiliyorum…
- ‘Sana büyümüş de küçülmüşsün’ diyorlar mı Ülkücüğüm?
Evet, bunu çok sık duyuyorum!..
- Öğreniyoruz ki, Ülkü, hem sınıf başkanı hem de sınıf birincisi…
Ders programı, yazılı, sözlü çalışmaları düşünülerek Ülkü’nün çekimleri genellikle hafta sonlarına denk getiriliyor.
- İlerisi için ne düşünüyorsun?
Buna büyüyünce karar vermek istiyorum. Bilinçaltım geniş değil. Her şeyi tam olarak, bir büyük insan gibi düşünemiyorum.
- “Genç bir kadın olduğunda hangi mesleği tercih etmek istersin? Bir fizik profesörü mü, sınıf öğretmeni mi yoksa bir sosyolog mu olacaksın?”
Şu anda meslekleri çok iyi bilmediğim için hiçbir mesleğe bakamıyorum.
- Film izliyorsun musun?
Çizgi film de izliyorum, bazen film…
- Ayla filmini izledin mi?
Setten fırsat bulamadım ama ilk fırsatta babamla sinemada izlemek istiyorum.
“Bir gün önce dizim varsa arkadaşlarım sınıfta heyecanla yanıma gelip, tebrik ediyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor.”
BİR GÜN HOLLYWOOD NEDEN OLMASIN?
Bu noktada baba Ünal Çiftçi giriyor devreye: “Ben kızıma söz verdim. ‘Bir dizide başrol oynatacağım’ dedim. Bu sözümü tuttum. Ardından da ‘ödül alacaksın’ demiştim. Şimdi sıra ona geldi. Ben inanıyorum bu diziyle aday olacak ve En İyi Çocuk Oyuncu seçilecek. Kızım diye değil, izleyici gözüyle yaklaşıyorum. Set ortamı, duygusallığı bir kenara bıraktırıyor. Bizler olmadan hayatını sürdürebileceği, ülkesini en iyi işi şekilde temsil edebileceği şekilde yetiştirmeye çalışıyorum.”
Bu noktada Ülkü’ye bu işte hedefinin ne olduğunu soruyorum ve şu yanıtı veriyor: “Ülkemi yurt dışında temsil etmek, İstiklal Marşı’mızı tüm dünyaya dinletmek istiyorum. Bir gün Hollywood’ta olabiliriz. Bunun için İngilizce dersleri alıyorum.”
ÖDÜL ALMAK ÇOK GURUR VERİCİ
Kardeşi de şu an üç farklı projede rol alan Ülkü Hilal Çiftçi, aynı zamanda kardeşine de oyuncu koçluğu yapıyor. Gökçen ise şu anda Babamın Günahları dizisinde başrolü üstleniyor. Ülkü ve Gökçen’in en büyük hayali ise aynı dizide rol almak. “Çocuklarla mı büyüklerle kamera karşısında olmak daha keyif veriyor” diye soruyorum Ülkü Hilal Çiftçi’ye… “Büyük-küçük değil ama kamera karşısında olmayı çok seviyorum” diyor minik yıldız. “Peki Ödül almak ne hissettiriyor?” dediğimizde ise “Çok gururlanıyorum. İnşallah daha güzelleri olur” diyor.
TATİLDE UÇTUM SANKİ MELEKTİM
Sertab Erener’in Aldırma Deli Gönlüm parçasını yorumlayan ve eleştirmenlerden de ‘Pekiyi’ alan Ülkü’nün çalışma defteri çok yoğun; dans, şan, İngilizce, piyano, gitar, tekvando…
Sokakta onu tanıyanların olup olmadığını sorduğumuzda “Tabii. ‘Fotoğraf çektirebilir miyiz?’ diyorlar. Ünlü olmak çok güzel bir şey” diyor. Tatilde neler yaptığını sorduğumda ise Hilal’in “Uçtum” yanıtı karşısında bu kez benden bir çığlık yükseliyor. “Kollarını aç diyordu, açtım. Gözlerimi kapattım, sanki meleğim. Altta masmavi bir deniz… Dağlara doğru gidiyor, beni korkutuyor. Arkaya, öne doğru savurdu, ama hiç korkmadım.