Türk sinemasında yeni yüzler görmek her zaman heyecan verici. Raga Oktay’ın çektiği Mc Dandik filminde de yepyeni ve güzel bir oyuncu başrolde. Zerrin Arıkan bu yola başkoymuş hatta bu yüzden öğretmenliği bırakmış genç bir isim. Vildan Atasever, Tülin Özen, Devin Özgür Çınar ve daha birçok isimle yaptığımız ilk röportajlar gibi, Arıkan’la yaptığımız bu görüşmeyi de ‘Yıllar sonra hatırlarız’ diye umut ediyorum.
-Oyunculuğa nasıl başladınız?
Aslında bu benim ilk ciddi işim diyebilirim. Öncesinde reklam filmleri, klip çekimleri ve bölüm oyunculuğu tecrübem var. Gökçe Doruk Erten Ajansı ile tanıştım. Tanıştığımızda Oktay’ın (Ragga Oktay) projesine deneme çekimine gönderdiler. Yan rol için oyun verdim, sağ olsunlar başrole seçtiler! O şekilde Mc Dandik’e başladım. Aslında dört sene öğretmenlik yaptım ama öğrencilik dönemimden beri tiyatro kulüplerine dahil oldum. Okul bitince ‘Mesleğimi tecrübe edeyim’ diye düşündümsem de oyunculuk hep aklımdaydı.
-Senaryoda sizi etkileyen şey neydi?
Senaryodaki espriler bana çok evrensel gemişti. Sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da anlaşılabilecek esprilerdi. Hatta Özay (Fecht) Hoca’yla birlikte okuduk: çok eğlendik, çok güldük. Aslı karakterinin hem çocukluğunu hem gençliğini oynadım. Çok fazla şey yapabildiğim için bana çok cazip geldi.
ASLI KARAKTERİ GİBİ OLAMAM
-Korku ve komedi oyunculukları hem tecrübe, hem de hazırlık gerektirir.
‘Aslı nasıl bir kız olabilir, neler katabilirim ona?’ diye düşündüm. Raga Oktay’ın beni tercih etmesinin sebebi gerçekten Aslı’ya çok yakın bir karakter olmam aslında. Rol için özellikle çocukları gözlemledim.
-Yeşilçam filmlerini sever misiniz? Mc Dandik biraz onları hatırlatmıyor mu?
Kemal Sunal, Şener Şen, Filiz Akın ve Tarık Akanlar ile büyüdüm. Çok izledim, aşinayım. Bir Yeşilçam tadı var; kötü karakter, iyi karakter, daha saf, güzel kız. Çok benziyor ama bizim filmin şöyle bir renkli tarafı var; Oktay’ın senaryonun içinde olması ve yönetmesi, bu projenin içinde müzisyen yönüyle de bulunması filmi karnaval haline getirdi. Müzik, dans ve çok fazla dansçımız vardı... Bir de yurtdışında yaşamış biri olması diğer filmlerden ayıran özelliği.
-Ders alırken dans yeteneğiniz olduğunuzu hissettiniz mi?
Seviyorum dans etmeyi, yapabildiğimi de düşünüyorum. Kendimi de keşfettim aslında dediğiniz gibi. Bollywood, farklı figürler daha önce denemediğim bir danstı.
Radikal bir karar aldım
-Bollywood etkisi var filmde sanıyorum.
Dansçılarımız Türktü; ama bir Bollywood sahnesi canlandırdık Hint kostümleri ve figürleriyle. Öyle bir hayal sahnemiz vardı.
-En çok sevdiğiniz film türü hangisi?
Fantastik film ama Türkiye’de daha yapılmadı. Bilimkurgu ve komedi de seviyorum.
-Örnek aldığınız bir oyuncu var mı?
Özgü Namal’ı beğeniyorum, özellikle son tiyatro oyunundan sonra ona karşı hayranlığım daha da arttı. Özay’ı çok çok başarılı buluyorum, örnek alacaksam onu alırım. Yabancı oyunculardan ise Kate Winslet geliyor aklıma. Aslı çok komik bir karakter değil ama durumun içinde bir komedi oluşuyor. Bir drama içinde gibi daha doğal oynadım, bunu fark edeceksiniz zaten. Senaryodaki Aslı da öyleydi, daha ayakları yere basan bir kız.
-Öğretmenliğe devam edecek misiniz?
İkisi bir arada olmuyor, onu denedim ve olmadı. Geçen sene radikal bir kararla bitirdim öğretmenliğimi. ‘Oyunculuk için emek harcamalıyım’ dedim.
-Beğendiğiniz yönetmenler var mı?
Çağan Irmak’ı seviyorum, onunla çalışmayı çok isterim.
Karnaval havasında 90 dakika
-İzleyiciye vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Bir karnaval havasında, çok renkli, çok eğlenceli, sıkıntı ve streslerinden uzaklaşabilecekleri bir 90 dakika geçirecekler. Hepsini bekliyoruz. Beyazperdeyi farklı görüyorum; ben orada olacağım, insanlar bana bakacak. İlk filmim olmasının inanılmaz heyecanı var. Kendimi merak ediyorum, umarım güzel eleştiriler gelir. Belki yan rolle başlayınca hatalar daha az göze batacaktı, bilmiyorum ama bir yandan da güzel oldu. Tabii ki eleştirilere açığız, onlar bizi geliştirecek.