26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Yapay zeka ‘Derin Şehir’de sanat ile buluştu 

Çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul, sanatseverlere inanılmaz deneyimler yaşatmaya devam ediyor.

13 Eylül 2019 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Yapay zeka ‘Derin Şehir’de sanat ile buluştu 

Bu yıl kapılarını 12 Eylül Perşembe günü açan 14. Contemporary İstanbul, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı ile İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşiyor. Yarına kadar açık olacak fuarda bu yıl 22 ülkeden, 74 galeri, 510 sanatçı ve 1400’den fazla çağdaş sanat eseri sanatseverlerle buluşuyor. Fuarda sergilenen ve ilgi çeken eserlerden biri de dünyaca ünlü Türk sanatçı ve mimar Güvenç Özel’in Derin Şehir adlı çalışması oldu. Contemporary Istanbul’un “Dijital İletişim Sponsoru” olan Vodafone Red, Özel’in fuarda ilk kez sergilenen Derin Şehir adlı dijital eserine de sponsor olarak destek veriyor. Makinelerin gözünden şehirleri anlatan Derin Şehir, Yapay Zekâ kullanılarak üretilmiş görseller ile endüstriyel robotların bir arada bu ölçekte kullanıldığı, dünyadaki ilk sanat eseri olma özelliğini taşıyor. 

2015 yılında NASA’nın düzenlediği “Mars Kolonisi” adlı yarışmada 3. olan Özel’in bu yeni dijital eseri, içinde yaşadığımız şehirlerde sürekli olarak insan faaliyetlerini ve kent formunu belgeleyip denetleyen makinelerin bu şehirleri nasıl gördüğü düşüncesinden yola çıkarak tasarlandı. Derin Şehir adlı eserinin yıllardır Yapay Zekâ ve animatronik hareket teknolojileri üzerine yaptığı araştırmalarının sanatsal bir sonucu olduğunu belirten Özel, “İzleyiciler, bu eserde makine öğrenmesi aracılığıyla üretilmiş hayali bir şehri deneyimlerken, aynı zamanda dev bir robot tarafından hareketlendirilen kinetik heykel üzerinde de kendi yansımalarını gözlemleyebilecek. Bu eserde kullandığımız algoritmalar makinelerin algısını, robotlar da makinelerin vücutlarını temsil ediyor” dedi. 

4 dünya şehrinden esinlenen meta-şehir 

Güvenç Özel’in ifadesine göre, Derin Şehir, izleyicinin çağdaş kentlerde var olan algoritmik ve optik gözetleme ve kontrol mekanizmalarını deneyimleyeceği benzersiz bir mekânsal deneyim sunuyor. Bu çalışma, izleyicinin, Yapay Zekâ ve robotların kesiştiği, makinelerin zihni ve gövdesi arasında kalan kurgusal bir alanı işgal etmesine olanak tanıyor. Çalışma, İstanbul, Hong Kong, Roma ve New York gibi farklı sosyoekonomik, demografik, mimari ve kentsel kimliklere sahip 4 dünya şehrinden oluşan bir gözetim veritabanı oluşturulmasına dayanıyor. Dron görüntüleri, güvenlik kamerası videoları, üç boyutlu modeller, haritalar ve diğer görsellerden oluşan bu devasa veritabanı, Derin Öğrenme diye adlandırılan Yapay Zekâ algoritmalarına yüklenerek hayali bir kentsel ortam, başka bir deyişle bir “meta-şehir” oluşturulması amacıyla kullanılıyor. Yapay Zekâ tarafından oluşturulan bu görüntüler daha sonra sürekli bir videoda birleştiriliyor ve duvarlara yansıtılıyor. Videoyla eşzamanlı olarak, yüzeyi aynalı ve optik özelliklere sahip bir heykel, bir endüstriyel robot tarafından yörüngesel bir biçimde hareketlendiriliyor. Projeksiyonlar ve robot arasında konumlanan izleyici, heykel üzerinde kendi yansımasını Derin Şehir’in oluşturduğu sentetik peyzajlarla bir arada görebiliyor. Bu mekânsal kurulum sayesinde çalışma, makinelerin şehirleri nasıl algıladığı üzerine spekülatif ve deneyimsel yaklaşımlar sunuyor.