18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Yerli ve milli atılımlar yeni Türkiye’nin işi

Türkiye’nin gelişmesini, kendi ayakları üzerinde durmasını istemeyenler, bugün olduğu gibi dün de vardı. Devrim arabası, Hürkuş uçağı ve Aselsan1919 cep telefonu gibi atılımların önü iç ve dış düşmanlar tarafından kesildi. Ancak son 20 yıldır Türkiye artık eski Türkiye değil. Kendi traktörünü, insansız hava aracını, taarruz uçağını, otomobilini, hibrit roketini, mikroişlemcisini, telefonunu üretebilen bir ülke olarak dosta güven, düşmana korku veriyoruz.  

MERVE YILMAZ ORUÇ10 Ağustos 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Yerli ve milli atılımlar yeni Türkiye’nin işi

Dünya’nın Türkiye’ye olan bakışı son yıllarda oldukça değişti. Çünkü artık yönetilen, yönlendirilen ve darbelerle dizayn edilen değil, bölgesinde oyun kurucu olarak etkin bir ülkeyiz. Sanayi, ekonomi, askeri, sağlık, ulaşım alanlarında peş peşe gelen başarılar göz ardı edilemeyecek düzeyde. Cumhuriyet tarihinde zaman zaman ilerlemeye yönelik, ülkenin önünü açacak atılımlar yapılsa da hep gizli bir el bu hamlelerin önünü kesti. Yerli ve milli uçağımız Hürkuş, Devrim otomobili ve telefon projeleri birer birer sabote edildi. Uzun yıllar hiçbir iktidar bu çabaların peşine düşmediği gibi yerli ve milli sanayi adına projeler geliştirmeye de gerek görmedi. Bu yüzden özellikle teknoloji alanında dışa bağımlı hale geldik. AK Parti’nin bugüne kadar ülkeyi yöneten diğer partilerinden en temel farklarından biri yerli ve milli üretimi destekleyen politikaları oldu. Böylelikle geçmişin mirasına sahip çıkıp dünyayla boy ölçüşecek projelere imkân sağlandığında her Türk vatandaşının gurur duyacağı işlerin yapılabileceğini gördük. 

Hürkuş yıllar sonra göklerde yerini aldı 

Ülkemizin ilk uçak hayaliydi Hürkuş. Gökyüzüne aşık bir pilot olan ve ömrünü Türk havacılığına adayan Vecihi Hürkuş’un en büyük ideali Türk havacılığının millileşmesi idi. Hürkuş ilk olarak Vecihi KVI adlı uçağı yaptı. 1920’li yıllardan bahsediyoruz. Kimse o dönemde 20’li yaşlardaki bir Türk gencinin uçak yapacağına inanmıyordu. Vecihi kendi yaptığı uçağı ile uçtu ancak sertifikası olmadığı için cezalandırıldı. Bunun üzerine ordudan ayrıldı. Türk Tayyare Cemiyeti’ne katıldı. Kadıköy’de kiraladığı bir keresteci dükkânında üç ay içinde “Vecihi XIV” uçağını tamamladı ve 27 Eylül 1930’da ilk uçuşunu yaptı. Tayyare Cemiyeti’nde de sorunlarla karşılaşan Hürkuş oradan ayrılıp ilk Türk sivil havacılık okulu olan Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’ni kurdu. Yeni uçaklar yaptı, öğrenciler yetiştirdi ancak okuluna diploma denkliği verilmedi. Ama yılmadı Vecihi Bey. 29 Kasım 1954’te Hürkuş Hava Yolları’nı kurdu. Ancak sefer yapılmayan şehirlere uçuş koyma izni alamayan Hürkuş’un şirketi de kapandı. Kimse bu idealist ve öncü adama sahip çıkmadı. Vecihi Hürkuş hatıralarında şöyle diyordu: “Gezdiğim yabancı ülkelerde nasıl havacılığa başladıklarını, nasıl atölyeler yaptıklarını çok iyi biliyordum. Her şeyden önce milli inanç ve teşvik bu yoldaki başarının tek çaresi. Benim özgürlüğüm milli bağımsızlığa giden tek yolun milli üretimden geçtiğine olan inancıma ömrümü vakfetmekti. Çünkü başkalarının kanatlarıyla uçmaya çalışanlar ‘Hürkuş’ olamazlar.” Türk havacılık sektöründe birçok ilke imza atan Vecihi Hürkuş yaşarken hayal ettiklerini gerçekleştiremedi ama yıllar sonra Hürkuş’un A, B ve C modelleri yapıldı. Türkiye’de tasarlanarak imal edilen, Türk pilot ve mühendis Vecihi Hürkuş’un adından esinlenilen Hürkuş A, uluslararası onay alan ilk Türk malı uçak oldu. Böylece Hürkuş Avrupa Havacılık ve Uzay Ajansı’nın sertifikalandırdığı ilk Türk özgün uçağı olarak tarihte yerini aldı. Hürkuş B ise geçen sene ilk uçuş testinden geçti. Uçak, TSK bünyesinde temel eğitim uçağı olarak görev yapacak. Hürkuş-C’de pilot eğitim ihtiyacının yanı sıra; hafif taarruz ve silahlı keşif görevlerinin, düşük maliyet ve yüksek hassasiyetle yapılabilmesi için geliştirildi. 

“Devrim” yarı yolda bırakıldı 

Yerli otomobil Devrim’in yoluna da Hürkuş’unkine benzer engeller çıkarıldı. İhtilal yıllarının Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, 16 Haziran 1961’de tümüyle yerli üretim bir otomobil yapılmasını emretmiş ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’na (TCDD) bağlı 23 mühendis “Devrim Arabası” projesine başlamıştı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan da işin içinde idi. Mühendisler, Eskişehir’de kendilerine tahsis edilen bir atölyede çalışmalara başladı. 129 günde tamamıyla yerli üretim olan otomobil yapıldı. Projeyle ilgili, hemen her gün, gazetelerde olumsuz haberler çıkıyordu. “Çok pahalı, Lüzumsuz!!” diyenler oldu. Onca engelleme girişimine rağmen yerli tekerlekler üzerinde giden, yerli motorla çalışan, modeli yüzde yüz yerli, tüm parçaları el işçiliğiyle üretilmiş 4 silindirli bir otomobil yapıldı. Araba, Ankara’ya, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e ve halka gösterilmek üzere yola çıktı. Ankara’ya götürülecek araçta çok az benzin bulundurulması gerekiyordu. Protokol ve güvenlik kuralıydı bu. Gürsel, araca bindi, araç bir süre gitse de tekledi ve yolda kaldı. Bu aksaklık bahane edilerek “Devrim” yarı yolda bırakıldı. Yeniden yerli bir otomobil için harekete geçilen tarih ise 2 Kasım 2017 oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle o tarihte imzalanan protokol ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TOBB koordinasyonunda Anadolu, BMC, Kıraça, Turkcell ve Zorlu olarak güçlerini birleştirip Türkiye’nin Otomobili Ortak Girişim Grubu (OGG) çalışmalara başladı. 

Bugün bir Samsung, Iphone olabilirdik 

Aselsan1919 cep telefonunu bilen var mı? Bir zamanlar cep telefonu üreten dünyadaki 9 ülkeden biriydik. Peki ne oldu dersiniz? 1994 yılında Aselsan’da 30 kişilik mühendis grubu yerli cep telefonu için çalışmaya başlamış ve 1919 marka adıyla yüzde yüz yerli cep telefonunu üretmişlerdi. O yıllarda sadece Nokia, Sony Ericsson ve Motorola markaları vardı. Samsung, Iphone henüz üretilmemişti. Bu cihazdan yurt dışına ihraç edildi. İngiltere’deki teknoloji fuarında ASELSAN1919 birinci seçildi. O dönemde ilk titreşim özelliği olan telefon da bizimki idi. 1920 ve 1923 modellerini geliştirmek için çalışmalara başlandı.

Patenti henüz çıkarılmadığı için rakip firmalar uluslararası mahkemelere başvurdular ve davaları kazandılar. Dönemin hükümeti de ASELSAN’a sahip çıkmadı. Dağıtıcı firma da telefonu piyasadan çekti. 

Bugünlerde ise yerlilik oranı tartışılsa da bu konuda da önemli adım atıldı. General Mobile ve Vestel telefonları yerli cep telefonu üretiminde adından söz ettiriyor. 

Muharebe alanlarında önemli bir güç: Hürjet 

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda, Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından Ağustos 2017’de Türk Hava Kuvvetleri ve uluslararası pazarın kısa dönemdeki ihtiyaçları hedef alınarak başlatılan Eğitim ve Hafif Taarruz Uçağı (Hürjet) Projesi kapsamında da çalışmalar devam ediyor. Hürjet Projesi, Jet Tekamül Eğitimi kapsamında kullanılan T-38 uçakları ile Akrotim gösterilerinde kullanılan F-5 uçaklarının yerine Türk Hava Kuvvetleri envanterine dahil edilmek üzere yapılıyor. Hürjet’in, 2020 yazında kritik tasarımının tamamlanması, 2021 yılının Aralık ayında prototipinin hangardan çıkarılması ve 2022 yazında ilk uçuşa hazır hale getirilmesi hedefleniyor. Hürjet’in aynı zamanda hizmet süresi 20 yılı aşkın jet eğitim uçaklarının yerini alması, sayısı hızla artan 5. nesil uçaklar (TFX, F-35, ve benzeri) ve güncellenen konfigürasyonlarına hitap edecek jet eğitim uçağı olarak kullanılması da hedefleniyor. Hürjet, muharebe alanlarında önemli bir güç unsuru olacak. Hürjet donanımlarıyla jet tekamül eğitim, harbe hazırlığa geçiş eğitimi, hafif taarruz (yakın hava desteği), hava devriyesi (silahlı ve silahsız), akrobatik gösteri uçağı rollerini üstlenecek. 

SAVUNMA SANAYİİ’NDE KENDİ AYAKLARIMIZIN ÜSTÜNDE DURUYORUZ  

Son yıllarda savunma sanayi konusunda da ayakları üzerinde duran bir ülke olmaya başladık. Yerli üretim hava ve kara araçlarımız dünya ölçeğinde ilgi ve takdir görüyor. Hatta Savunma Sanayii ihracatında söz sahibi olmaya başladık. Sadece Savunma Sanayii’nde değil pek çok kalemde yabancı bağımlılığını bitirmek için birbiri ardına gurur veren projeler hayata geçiriliyor. Türkiye’nin yüz akı olan yerli ve milli araçlardan bazılarını sizler için derledik. 

Atak Helikopterleri iş başında 

Milli Taarruz Helikopteri Atak T-129 alanında büyük yankı uyandırdı. Terör örgütlerine nefes aldırmayan T129 ATAK Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri, Afrin’deki terör hedeflerini de yerle bir etti. Atak T-129, dünya çapında kendi sınıfındaki en etkin taarruz helikopteri olarak görülüyor. TSK’nın havadaki hakimiyetini arttırmak amacıyla 2007 yılında Atak Helikopter projesinin ilk adımları atıldı ve TUSAŞ - Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TAI/TUSAŞ) tarafından üretimi üstlenildi. Atak T-129’un, 59’u kesin 32’si opsiyonel olmak üzere toplam 91 adet üretilmesi konunda sözleşme imzalandı. 

‘Çakıl’ 2021’de hazır 

Geçen yıl yapımına başlanan milli mikroişlemci Çakıl ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Proje kapsamında silah sistemlerimizde kullanılan yabancı menşeli mikroişlemcilerin yerini alabilecek hızda ve düşük güç tüketen, lisans ve satış hakları ülkemize ait milli bir işlemci tasarlanıyor. TÜBİTAK-BİLGEM öncülüğünde tasarımı yapılan ve tamamen yerli mühendisler tarafından geliştirilen milli mikro işlemci, 2021 yılında kullanılmaya başlanacak. 

Akrep II  

Türk savunma sanayisinin zırhlı kara aracı üreticilerinden Otokar, Türkiye’nin ilk elektrikli zırhlı aracı Akrep II’yi geçen aylarda kamuoyuna tanıttı. Geleneksel zırhlı araçlara kıyasla çeviklik, düşük termal iz, yüksek hız ve sessizlik avantajlarını bir arada sunan Akrep II, tüm dünyada orduların zorlu isteklerini karşılayabilecek yeterlilikte elektrik motora sahip. Taktik performans beklentilerine de en iyi şekilde cevap veren Akrep II, özellikle yakıt verimliliği, hareket, beka kabiliyeti ve entegre lojistik destek anlamında da avantajlar sunuyor. Hedef,  Akrep II’nin Türkiye’nin teknoloji ihracatında öncü ürünlerden biri olması.   

Yerli roket ile uzaya çıkacağız 

Savunma Sanayi Başkanlığı bünyesinde hibrit roket teknolojileri alanında AR-GE ve üretim gerçekleştirmek amacıyla kurulan DELTA V Uzay Teknolojileri A.Ş’de çalışmalarına hızla devam ediyor. DeltaV Uzay Teknolojileri A.Ş’nin hibrit yakıtlı roket denemelerinin devam ettiği ve hibrit roket motorunun başarıyla ateşlendiğine ilişkin açıklama geçen yıl yapılmıştı. Hibrit Uzay Roket Motoru Geliştirme (HURM) Projesi kapsamında, TESOR (Test Sonda Roketi) atış testleri 22-28 Temmuz 2019 tarihleri arasında Aksaray Atış Alanında (Aksaray İli Tuz Gölü güney mevkii) gerçekleşti. Savunma Sanayii Dergilik’e konuşan Delta V Uzay Teknolojileri A.Ş. Proje Mühendisi Coşku Çatori, hedeflerinin hibrit roket motorlarının geliştirilmesi ve ileri uzay uygulamalarında kullanılabilecek hibrit roket türevlerinin ülkemize kazandırılması olduğunu söyledi. Bu yıl da çeşitli sonda atışlarının ve test faaliyetlerinin devam ettiğini belirten Çatori, “2020 yılında da en büyük sondamız olan, uzaya erişimi sağlayacak sondamızı fırlatmayı planlamaktayız.” dedi.

Uçan arabamız da olacak  

Baykar Teknik Müdürü ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Türkiye’nin ilk milli uçan arabası olacak “CEZERİ”nin prototipini hazırladıkları müjdesini verdi birkaç gün önce. Bayraktar, Twitter hesabından Türkiye’nin ilk milli uçan araba projesi CEZERİ’ye ilişkin paylaşımda bulundu. Prototip üretiminin bitirilmesi durumunda TEKNOFEST’te uçuş yapılacağı bilgisini veren Bayraktar, CEZERİ’nin tasarımına ilişkin takipçilerinden de görüş talep etti. 

Gökyüzünün savaşan silahları SİHA 

Özgün tasarım ve teknik gücüyle tüm dünyada dikkatleri üzerine çeken gökyüzünün savaşan silahları SİHA’lar Türk savunma sanayinin son yıllarda gerçekleştirdiği en önemli projelerden biri. SİHA’lar, başta terörle mücadele olmak üzere pek çok görevde etkin olarak kullanılıyor. Silahlı ve silahsız ihalar, başarılı gözlem yeteneği ve istihbarat faaliyetleriyle de Türkiye’nin en etkili silah gücünden biri oldu. 

ANKA da bu alanda önemli araçlarımızdan bir diğeri. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii mühendisleri tarafından tasarlanan ve birçok yerli alt yüklenici firmanın da görev aldığı Türk İnsansız Hava Aracı “ANKA”nın montajı ve üretimi tamamlanarak, 16 Temmuz 2010 tarihinde Türk Havacılık ve Uzay Sanayii  tesislerinde düzenlenen törenle hangardan çıkmıştı. Ayrıca bir sonra ki güçlendirme aşamalarında araca silah eklenme kararı alındı. 

Yeni nesil yüksek performans barındıran ANKA, 30 Ocak 2015 tarihi itibariyle otomatik kalkış ve inişle yapılan ilk uçuşunu gerçekleştirdi.

Terörle mücadelede Bayraktar ile birlikte ilk operasyonal göreve çıkan ANKA-S, Türksat uyduları üzerinden kontrol edilebiliyor oluşuyla öne çıkıyor. TSK tarafından, milli ve yerli savunma sanayi ürünü silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve İHA başta olmak üzere modern harp silah araç ve gereçler etkinlikle kullanılıyor. Türkiye, dünyada İHA’sını tasarlayıp milli akıllı mühimmatını özgün bir şekilde yapabilen 6 ülkeden biri konumunda bulunuyor. 

Ayrıca Türkiye’ye insansız hava aracı teknolojilerinde sınıf atlatacak olan Akıncı İHA da üretim hattına girdi. 

Rahvan ile bir adım öndeyiz 

Türk mühendisler tarafından tasarlanan ve her türlü iklim şartında görev yapabilen yerli ve milli uçak çeker aracı Rahvan, terörle mücadelenin en etkin unsurlarından biri. F-16, F-4, CASA, Couger, uçak veya helikopter, büyük ya da küçük demeden tümünü çekiyor. Rahvan, terörle mücadelenin arka planındaki saklı unsurlarından. Uçak çeker aracı Rahvan, Kayseri’deki 2.Hava Bakım Fabrikası’nda, tamamı Türk mühendisler tarafından tasarlanıp, Türk işçileri tarafından üretiliyor. Yoğun olarak, terörle mücadele harekatına katılan jetlerin üs içerisinde güvenle hareket ettirilmeleri için kullanılıyor. Üstelik yabancı muadillerine göre de pek çok üstünlük barındırıyor. O üstünlüklerden biri yağmurlu ve karlı havalar dahil her türlü iklim şartında görev yapabilmesi. Bir diğer üstünlüğü ise, 60 ton çekme kapasitesine sahip olması. Rahvan uçak çeker aracının yerli olarak üretilmesi, teknolojik ve ekonomik kazanımların yanı sıra, ihtiyaç duyulan zamanlarda yabancı bağımlılığını da sona erdiriyor.