Dillere destan Suruç narları

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin dillere destan narları bir zamanlar susuzluk yüzünden yok olma aşamasına gelmişti.

Suruç halkının nar bahçelerini yeniden yaşatması için başlattıkları çalışmalar sonuç verdi ve şimdilerde tadı ve lezzeti ile unutulmayan narlarını pazarlarda görmek mümkün.

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde yetişen dillere destan narları tezgâhlarda görmek ve vatandaşların yogĞun ilgisi şaşırtıyor.

Tezgâhlarda ve Pazarlarda satılan Suruç narlarının tadı ve lezzetinin yanında büyük olması çatlak ve bol sulu olması vatandaşın ilgisini çekiyor.

Sadece tezgah ve pazarlarda degil yol üzerinde satılan narlara yoldan geçenler ilgi gösterip kilolarla almadan geçmiyorlar.

Dillere destan narların birde nar pekmezi haline getirilmesi var, Şanlıurfa’nın akıncı köyünde nar bahçelerinde toplanan narların bazıları satışa sunulurken bazılarıda pekmez yapmak için uzun uğraşlara tabi tutuluyorlar.

Akıncı köyü sakinleri nar bahçelerinde yetişen narları topladıktan sonra ilk başta patlayanları tek tek taneliyorlar.

Narlar köy kadınları tarafından tanelere ayrıldıktan sonra suyunun çıkarılması aşamasına geliniyor. Torbalara konulan narlar basılarak ezildikten sonra çıkarılan suyu bu kez kurulan kazanlara dökülüyor.

Ocakların üzerine kurulan kazanlara dökülen nar suyu bu kez pişirilme aşamasından geçirilerek pekmeze hazır hale getiriliyor.

Nar suyunu basarak çıkan Müslüm Kılıç “nar suyunu basarak çıkardıktan sonra pişirerek pekmez haline getiriyoruz. Yıllardır bu işi yapıyoruz dedi.

Nar üreticilerinden Halil İbrahim Altındağ” burada yapılan pekmez katıksız, saf halinde satıyoruz, Şanlıurfa’da daha çok satıyoruz çünkü vatandaşlar Suruç narını tercih ediyor dedi.

Nar bahçesi bulunan Mevlüt Altındağ” ürettikleri narları pazarlayamamaktan ve çevre illere gönderememekten şikayet ederken durum böyle devam ederse sıkıntı yaşamaya devam edeceklerini söyledi.

Sayıları giderek artan nar bahçelerinden toplanan narlara geniş pazarların olmaması durumunda ürünler elde kalmaya devam edecek.

HABER FOTO: KADİR ÇELİKCAN