Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, AB Konseyi'nin AB'nin Türkiye ile ilişkilerine yönelik aldığı kararları değerlendirdi.
Meyer-Landrut, temel yönelimin ise yine aşamalı, orantılı ve tersine çevrilebilir bir şekilde olmak kaydıyla iş birliği imkanlarını artırmanın yollarını bulmaya çalışmak olduğunu ifade etti.
Meyer-Landrut, AB Komisyonu'nun, Türkiye ile kişiler arası iletişim ve hareketlilik konusunda iş birliğinin nasıl güçlendirilebileceğine yönelik araştırma yapmaya davet edildiğini söyledi.
Meyer-Landrut, "Daha fazla iş birliği için belirli somut adımların belirdiği alanlar şunlardır. Birincisi, AB Komisyonu'nun, Gümrük Birliği'nin uygulanmasındaki mevcut zorlukları ele almak için Türkiye ile görüşmeleri yoğunlaştırmaya davet edildiği ve aynı zamanda AB Konseyi'nin, metnin formüle edildiği şekliyle modernizasyon için bir yetki üzerinde çalışmaya davet edildiği ekonomik iş birliğinin haziran ayında Avrupa Konseyi tarafından yeni bir değerlendirmeden sonra kabul edilmesi. İkinci unsur ise Türkiye ile karşılıklı kaygı uyandıran konularda üst düzey diyalogların yeniden başlatılması. Bahsedilen alanlar mevcut durumda anlaşılabilir olan halk sağlığı, iklim, terörle mücadele ve aynı zamanda bölgesel konular." dedi.
AB Konseyi'nin Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapma çabalarını takdir ettiğini söyledi.
Tüm göç yollarıyla ilgili daha geniş bir AB stratejisi çerçevesinde Türkiye ile iş birliğinin güçlendirilmesi gereken bir diğer konunun göç yönetimi olduğuna değinen Meyer-Landrut, böylece ele alınan konulara genel bir bakış sağlanacağını dile getirdi.
Meyer-Landrut, "aşamalı, orantılı ve tersine çevrilebilir" olarak nitelendirilen yaklaşımı hatırlatarak, bunun iş birliğini geliştirmeye yönelik konular arasından sadece bir başlangıç olduğunu söyledi.
"Türkiye aday statüsündedir"
Türkiye'nin AB üyeliğine yönelik değerlendirmede bulunan Meyer-Landrut, "Türkiye'nin AB üyelik statüsünü kimse sorgulamıyor. Türkiye aday statüsündedir. Yeni mali çerçeve kapsamında alınan mali kararlar ve yeni düzenlemelerin oluşturulması açısından baktığınızda Türkiye, tüm aday ülkeler için geçerli olan programların bir parçasıdır" dedi.