Gazze'deki soykırım nedeniyle İsrail'in Eurovision'dan ihraç edilmesi için yapılan çağrıların sonuçsuz kalması ve İsrail'in yarışmaya katılması, uluslararası kurumlarda İsrail'e yönelik tavırla ilgili soru işaretleri doğurdu.
Almanya'da uzun yıllar gazetecilik yapan Dr. Gak, İsrail'in Eurovision'dan çıkarılmamasında Almanya'nın aktif bir rol oynadığını öne sürerek, organizasyonun yarışmadan Rusya'yı çıkarmasına karşın İsrail'i çıkarmamasını AA muhabirine değerlendirdi.
ALMANLAR, İSRAİL YOKSA BİZDE YOKUZ DEDİ
Gak, İsrail'in Eurovision'dan çıkarılması taleplerinin özellikle Almanya tarafından engellendiğini iddia ederek, "Almanya, EBU'nun güçlü bir parçası. Çeşitli yayın kuruluşları İsrail'in ihraç edilmesini talep etmek için masaya otururken, Almanlar, İsrail'in katılımı askıya alınırsa kendilerinin de çekileceklerini söyledi." ifadelerini kullandı.
Eurovision'un organizatörü EBU içinden bir kaynağın bu bilgiyi verdiğini aktaran Gak, "Alman hükümetlerinin İsrail ile ilişkisine bakarsanız, bu tutumları bu iddiayı güvenilir kılıyor." dedi.
"HOLLANDALI YARIŞMACI İSRAİL'İ ELEŞTİRDİKTEN SONRA DİSKALİFİYE EDİLDİ"
Gak, 2024 Eurovision'unda Hollandalı yarışmacı Joost Klein'in, İsrail'i eleştirdikten kısa süre sonra yarışmadan diskalifiye edildiğini anlatarak, "Eurovision'un favorisi olarak gösterilen Hollandalı yarışmacı, basın toplantısında İsrailli yarışmacının yanında otururken İsrail'i eleştirdi ve İsraillilerin yarışmada olmasına karşı olduğunu açıkça belirtti." diye konuştu.
"Birkaç gün sonra, durup dururken, Klein'in kuliste bir kadın ekip üyesine karşı taciz veya zorbalık yaptığına dair bir söylenti dolaşmaya başladı ve EBU bu olayı soruşturduğunu açıkladı." diyen Gak, İsraillilerin Klein'i suçladığını ve EBU'nun soruşturmanın tamamlanmasını beklemeden Hollandalı yarışmacıyı finallerden diskalifiye ettiğini belirtti.
Gak, İsrail'in Eurovision'a katılımını eleştirdiği için Hollandalı yarışmacıya itibar suikastı yapıldığını dile getirdi.
RUSYA ÇIKARILDI, İSRAİL ÇIKARILAMADI
Gak, 2022'de Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra Eurovision'dan çıkarıldığını hatırlatarak, "Eurovision organizatörleri, Rusya'nın katılımını askıya aldıklarını açıkladıklarında, gerekçe olarak Rusya'nın katılımının 'yarışmanın itibarını zedeleyeceğini' söylediler. İnsani bir kaygı değil, Eurovision'un itibarına yönelik bir kaygıydı." ifadelerini kullandı.
"İki yıl sonra, 2024'te, İsrail Gazze'yi yok ediyor ve kitlesel olarak sivilleri öldürüyor. Aralarında gazeteciler, binlerce çocuk ve kadın var." diyen Gak, ayrıca sıra sivil altyapı, kültürel kurumlar ve üniversitelerin tahrip edilmesine rağmen İsrail'in yarışmadan çıkarılmamasını eleştirdi.
Gak, İsrail'in eylemlerinin Avrupa yayıncılarının değerleriyle çeliştiğini vurgulayarak, "İsrail'in eylemleri, yalnızca Avrupa yayıncılarına rehberlik edebilecek ahlaki sezgilerle değil aynı zamanda politik taahhütler, hukuk ve insan haklarıyla da kesinlikle tutarsız. İsrail bayrağının sahnede dolaşmasına izin vermek, doğrudan EBU'nun ve Eurovision'un itibarını riske atıyor." diye konuştu.
Rusya'nın 2022'de itibar endişesiyle ihraç edildiğini hatırlatan Gak, "Ruslar itibar zedeleme endişesiyle yarışmadan ihraç edildiyse, İsrailliler sağduyulu hiç kimsenin ilişkilendirilmek istemeyeceği çok daha vahim eylemler sergiledi. Şimdi yine çok garip bir sessizlik var." ifadelerini kullandı.
Gak, İsrail'in yarışmaya katılma amacının "TikTok" nesli olarak adlandırılan genç nesle ulaşmak olduğunu vurgulayarak, "Eurovision'da İsrail'in amacı tamamen politik. İsrail'in Eurovision sahnesinde olmasına izin vermek, finale taşınmasına izin vermek, İsrail'in kamu imajı için başarı anlamına geliyor." dedi.
"ALMANYA'NIN DESTEĞİNİN NEDENİ ANLAŞILAMAZ"
Almanya'nın tutumunu genellikle "Alman suçluluğu" ile açıklandığını aktaran Gak, "Burada 15 yıl yaşadıktan sonra biraz farklı bir psikolojik açıklamam var. İsrailliler temel olarak Almanlara İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ahlaki ve ruhsal kurtuluş sertifikası sağlıyor." diye konuştu.
Gak, Almanya-İsrail ilişkisinin karşılıklı çıkarlara dayandığını belirterek, "Almanlar İsrail ile ilişkiden büyük ticari fayda sağlıyor. İsrail'e satıyorlar, İsrail'den satın alıyorlar, İsrail'e silah veriyorlar, istihbarat araçlarının değiş tokuşunu yapıyorlar. Gerçekten oldukça sıkı bir ilişki var." dedi.
Almanya'nın tarihsel olarak insan hakları konusundaki tutumuyla çelişen İsrail politikasını eleştiren Gak, şu değerlendirmede bulundu:
"Tarihsel olarak İnsan Hakları İzleme Örgütü'nü, Uluslararası Af Örgütü'nü çok destekleyen, uluslararası hukuk ve uluslararası kuruluşlar için savunma kalesi olan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taraf olan, Birleşmiş Milletler'in, Oxfam'ın, Save the Children'ın yardım çalışmalarını savunan bir ülke Almanya. Sınır Tanımayan Doktorlar'ın logosuyla gezerler. Avrupa ve Alman yayıncıları, basın özgürlüğünden bahsetmeyi çok severler. Ancak Alman politik sisteminin saydığım tüm bu kurumlarla çelişmesi ve İsrail'deki aşırı sağcı gruplarla yan yana durması, suçluluk duygusunun ve İsrail'e sadakatin çok ötesine geçiyor. Sol görüşlü Almanlar bile bir şekilde (Binyamin) Netanyahu'yu savunmaya çalışıyor."
Gak, sözlerini şöyle tamamladı:
"19 aydır cep telefonlarımızda çocukların öldürülmesini görüyoruz. Alman politik sınıfına yabancı olmayan bir şey bu. Bir yayıncı İsrail bayrağıyla dolaşan parlak ve gala elbiseli bir İsrailli'yi öne çıkardığında, temel olarak Gazze'de öldürülen çocukları izleyen halkının, duygularını veya ahlaki sezgilerini çok da umursamadığını söylüyor."