MÜNİH MAHKEMESİ NAZİ TERÖR ÖRGÜTÜ DAVASINI DÜNYANIN İZLEMESİNİ ENGELLİYOR
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya’da Neo-Nazi cinayetleri ile ilgili davaya Türk basınının alınmayacak olmasının mahkemenin tarafsızlığına gölge düşüreceğini söyledi. Bozdağ, “Eğer, davaya basın kuruluşları müracaat sırasına göre alınıyorsa ona bir itirazımız yoktur. Böyle bir durum yoksa buna ittirazımız vardır” dedi. Davanın mağdurunun Türk vatandaşları olduğuna vurgu yapan Bozdağ, “Davanın mağduru olan ülkenin basın kuruluşlarından bir tanesinin bile alınmaması, Türkiye’den İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ile milletvekillerinin bile alınmayacak olması adaletsiz bir karardır” diye konuştu.
Mağdurlar Hollandalı değil
Mahkemenin dava başlamadan böyle bir karar vererek tarafsızlığını yitirdiğini söyleyen Bozdağ, “ Hollanda basın kuruluşlarına izin veriliyor ama mağdurlar arasında Hollandalı yok” dedi.
Mahmekenin taraflı pozisyonundan kurtulmak için mutlaka Türk medyasına yer vermesi gerektiğini belirten Bozdağ, “Ümit ederiz ki duruşma gününe kadar Türk medyası ile Türkiye’den milletvekillerinin duruşma salonuna girmelerine izin verilir. Eğer böyle bir izin verilmezse mahkemenin hukuka dayandığını, delilleri hukuk çerçevesinde değerlendireceği konusunda endişe taşıdığı anlamı ortaya çıkacaktır. Türkiye’de davalar aleni olarak yapılmaktadır. Almanya’daki duruşmanın aleni olarak yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.
Beni de almayın o zaman
‘Kurbanlardan Halil Yozgat’ın babası İsmail Yozgat da mahkemenin kararına tepki göstererek, “Böyle ise eğer mahkemeye ben ne diyeyim ki şimdi, biri bana bunu izah etsin. Ben o gün gideceğim mahkemeye. Beni de almasınlar o zaman” dedi.
Mahkeme bize ‘burayı Türkiye mi sandınız’ dedi
Türk Alman Konseyi
Başkanı Tacettin Yatkın:
“Skandal karardan dönülsün, diye mahkeme heyetiyle temasa çalıştık. ‘Burasını Türkiye mi sandınız? Yargıya burada etki edemezsiniz’ yanıtıyla karşılaştık. Almanya’da her an ayrımcılık oluyor ama bu kez çok fazla yaptılar. Bunu kabul etmek mümkün değil. Şimdi de Türk basının geç akredite oluyor diye kabul etmiyorlar. Bizim Türk insanı, temsilciler olmasın diye alelacele birileri listeyi doldurdular, yer doldu deniliyor.”
Yarım saat bile geçmeden süre doldu dediler
Almanya Türk Toplum
Derneği Başkanı Kenan Kolat;
“Skandalı bilerek uzatıyorlar . İki ay önce kendim mahkemeye yazarak ‘Almanya’daki Türklerin başkanı olarak katılmak istiyorum’ dedim. ‘İnceliyoruz’ dediler, sonra büyükelçiye yer ayrılmadığı belirlendi. Bana da yer vermediler. Hürriyet Almanya ile konuştum, 5 Mart 14 Mart arası başvuru bilirsiniz diye akreditasyon kağıdı gelmiş. 5 Mart’ta yarım saat içinde yazmışlar ‘katılmak istiyoruz’ diye, yine akreditasyon almamışlar. Eylem yapacağız.
Bize yapsalar ayağa kalkardık
Alman Gazeteciler Birliği Başkanı (DJV) Michael Konken, “Böyle bir dava yurtdışında olsa ve Alman gazeteci salona alınmasa ayağa kalkardık” derken SPD lideri Sigmar bunun saygısızlık olduğunu söyledi.
Yerel medya bile var büyük ajanslar yok
Davanın görüleceği Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin açıkladığı akreditasyon listesinde 50 medya kurumuna daimi yer verilirken, açıklanan ikinci listede aralarında Türklerin de bulunduğu 73 medya kurumu yer aldı. Davayı takip etmek üzere salona alınacak 50 medya kuruluşu arasında hiç bir Türk bulunmazken, buna karşılık ülkede adı duyulmamış “Mandoga” adlı bir ajans ve ‘’Radio Arabella’’ gibi yerel yayın bir radyo akredite yapılarak listeye dahil edildi.
Neden kabul edilmedi
Yabancı basın olarak Hollanda’dan iki medya kurumu ile Reuters’e yer verildiBaşvuran bazı Alman basın kuruluşları, kendilerine verilen yerlerini Türk basın mensuplarıyla paylaşabileceklerini ifade etmesine karşın, mahkeme buna da izin vermedi. Davayı takip için başvuran uluslararası medyadan New York Times, BBC, El Cezire gibi medya kurumlarına ikinci listede yer verildi. Alman kamuoyunda bu uygulamanın nedeni olarak davanın uluslararası bir boyut kazandırılmaması amacının güdüldüğü yorumları yapılıyor.
Kararla meslek etiği çiğnenmiştir
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Turgay Olcayto: “Bu konuyu arkadaşlarımızla hemen değerledireceğiz. Almanya’daki mevkidaşlarımızla görüşeceğiz. Gazetecilerin, 8 Türk’ün katledilmesiyle ilgili davayı takip edememeleri gazetecilik etiği açısından doğru değildir. Biz de üzerimize düşeni yapıp, bu konuyu araştıracağız, gerekli görüşmeleri yapacağız.”