Mevlana Camisi'nin cemaatinin Skalitzer Caddesi'nde cuma namazını kılması için Berlin polisinden gerekli izni alan Berlin İslam Federasyonu'nca caddeye halı serildi.
Öğle saatlerinde caddede namaz kılmak için toplanan yaklaşık bin kişiye Berlin İslam Federasyonu Başkanı Fazlı Altın, namaz kıldırdı.
Namazın ardından basın açıklaması yapan Altın, Mevlana Camisi'nin kullanılamaz halde gelmesi nedeniyle bugün Skalitzer Caddesi'nde yaklaşık bin kişi ile cuma namazını kıldıklarını söyledi.
Caddede namaz kılarak Mevlana Camisi cemaatinin durumunu gözler önüne serdiklerini ifade eden Altın, "Camimiz yandı, şu an kullanıma kapalı. İbadet edecek yer bulamıyoruz bunu sokakta cuma namazını kılarak göstermek istedik'' dedi.
Camindeki yangın olayına Alman basının ve siyasetçilerinin ilgi göstermediğine dikkati çeken Altın, ''Bugüne kadar ne belediye başkanı ne de Berlin senatörler burayı ziyaret etti. Caminin kundaklanmış olması gerekmiyor bunları yapmak için'' ifadelerini kullandı.
- "Dini yapılara saldırılar, dine yapılmış saldırıdır"
Bugün Berlin Eyaleti İçişleri Bakanı Frank Henkel'in cami enkazında yanıcı madde bulunduğunu açıkladığını hatırlatan Altın, bu kapsamda polisin de kundaklama üzerinde yoğunlaştığını vurguladı.
Olayın araştırılması için polisin özel ekip kurduğunu dile getiren Altın, " Umudumuz meselenin açıklığa kavuşmasıdır. Çünkü rahat uyuyamıyoruz, artık endişeli, kaygılıyız" diye konuştu.
Geçmişte bir sina düzenlenen saldırıda ilgili kişileri arayarak geçmiş olsun dediklerini hatırlatan Altın, "Aynı hassasiyet başkalarından göremedik, siyasetten, medyadan göremedik. Dini yapılara saldırılar dine yapılmış saldırıdır. Bugün onları yarın bizi bulur ki bizi de buldu. Temennimiz gelecekte tekrarlanmamasıdır" şeklinde konuştu.
- İslam karşıtlığıyla mücadele
Almanya'da İslam karşıtlığıyla mücadele edilmesi konusunda birtakım önlemlerin alınması gerektiğini dile getiren Altın, "Nasıl Yahudi düşmanlığına karşı önlem alınıyorsa aynı şeyi İslamofobi için de bekliyoruz. Yapılmazsa Müslümanların başına daha çok şey gelir" şeklinde konuştu.
Fazlı Altın, Alman medyasının konuya gerekli ilgiyi göstermediğini, haberlerin cami yangını şeklinde değil de cami bahçesindeki inşaat malzemelerinin yandığı şekilde verildiğini sözlerine ekledi.
- ''Biz bunun bir kundaklama olmamasını umut etmiştik''
Friedrichshain-Kreuzberg Belediye Başkanı Monika Herrmann, Mevlana Camisi'nin iki gün önce ziyaret ettiğini ve gördüklerinin kendisini sarstığını belirtti.
Bu caminin hayatın bir parçası olarak gören Kreuzberg'de yaşayanlarla dayanışma içinde olduğunu ifade eden Herrmann, ''Biz bunun bir kundaklama olmamasını umut etmiştik'' dedi.
Herkese itidal çağrısı yapan Herrmann, şimdi komplo teorilerinin ortaya atılmamasını istedi. Soruşturmanın sonucunun beklenilmesi gerektiğini ifade eden Herrmann, ''Bir sonuç çıkmasını ümit ediyorum. Polis ile emniyet yetkilileri bu olayı ciddiye aldı. Bir saldırı olmadığı yönünde ilk izlenim olmasına rağmen incelemelerini sürdürdü. Bugün gerçekten bu korkutucu ve sarsıcı sonucu aldık'' şeklinde konuştu.
- "Çoğulculuğu korumalıyız''
Almanya İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya da yanan Mevlana Camisi'nin Berlin'e ve Almanya'ya ait olduğunu vurgulayarak, "Camiler, sinagoglar olmadan kiliseler olmadan kültürümüz çok fakir olur. Çoğulculuğu korumalıyız'' diye konuştu.
Kızılkaya, son dakikaya kadar caminin kundaklanmadığını temenni ettiklerini ancak son bulguların kendileri şüphelendirdiğini ifade etti.
Geçmişte Almanya'da yaşanan elim olayları hatırlatmak istemediklerini ifade eden Kızılkaya Almanya'da yaşayan farklı toplumların karşılıklı saygı ve sevgiyle bir arada barış içerisinde yaşayabileceğine dikkati çekti.
Almanya'daki herkesin aynı gemide yaşadığını unutmaması gerektiğini ifade eden Kızılkaya Almanya'daki Müslüman toplumunun bu ülkenin zenginliklerinden olduğunu belirtti.
Berlin'deki siyasetçilerin olaya gerekli hassasiyeti göstermemesine üzüldüklerini de vurgulayan Kızılkaya, sözlerini şöyle tamamladı:
"'Kötü durumda hep birlik olmalıyız. Herkes böyle durumlarda bir araya gelmeli. Berlin Eyalet İçişleri Bakanı'nın bugün en azından burada olmasını isterdim. Bu işin ciddi bir şekilde açıklığa kavuşacağına inanıyoruz."
Berlin Mevlana Camisi'nde 11 Ağustos'ta çıkan yangında 1 milyonluk hasar meydana gelmiş, Berlin polisince yapılan araştırmada ise camide yanıcı sıvı madde bulmuştu.
Berlin Eyalet İçişleri Bakanı Frank Henkel, Mevlana Camisi'ndeki yangına ilişkin, Berlin'de bir ibadethane yanıyorsa bunun kilise, havra ya da cami olmasının fark etmeyeceğini, olayı ciddiye aldıklarını bildirdi.
Henkel, yaptığı yazılı açıklamada, Berlin polisinin Mevlana Camisi'nde çıkan yangının aydınlatılması için elinden geleni yapacağını belirtti.
''Bizim şehrimizde ibadethane yanıyorsa bu kilise, havra veya cami fark etmez, bunu çok ciddiye alırız'' ifadesini kullanan Henkel, kundaklama şüphesi olsa bile bunun ivedilikle aydınlatılması gerektiğini kaydetti.
Emniyet teşkilatının incelemesine tümüyle güvendiğini ifade eden Henkel, kurulan soruşturma birimiyle bu çalışmanın daha da derinleştirileceğini vurguladı.
Güvenlik birimlerinin bu konuda gerekli önem ve duyarlılıkla hareket edeceğini belirten Henkel, Berlin polisinin son günlerde ilgililerle yakın diyalog içinde olduğunu, bu iletişimin sürdürüleceğini kaydetti.
Henkel ayrıca, Türkiye'nin Berlin Başkonsolosu Ahmet Başar Şen'e gelişmelerle ilgili malumat verdiğini de ifade etti.
Öte yandan Berlin polisi, Mevlana Camisi'nde 11 Ağustos'ta çıkan yangınla ilgili olarak yürüttüğü incelemede, camide yanıcı sıvı madde izine rastlandığını açıklamıştı.
İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu, Mevlana Camisi'ndeki yangının sebebinin hızlı ve eksiksiz şekilde ortaya çıkarılması gerektiğini bildirdi.
Yeneroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, 11 Ağustos'ta yangın çıkan Mevlana Camisi'nde yapılan araştırmada yanıcı sıvı madde tespit edildiğini hatırlattı.
"Güvenlik birimleri, yangının sebebini hızlı ve eksiksiz şekilde ortaya çıkarmalıdır" ifadesini kullanan Yeneroğlu, şunları kaydetti:
"Özellikle yeterince araştırmada bulunmadan ve olayın siyasi bir arka planının bulunup bulunmadığından emin olunmadan açıklama yapılması konusunda dikkatli olmalıdırlar. Aksi takdirde, Müslümanların hâlihazırda zedelenmiş olan güvenleri telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar görecektir."
Kriminal incelemelerden şu ana kadar elde edilen sonuca göre yangının kasıtlı olarak çıkarılmış olma ihtimalinin ağırlık kazandığını vurgulayan Yeneroğlu, "Aksi takdirde, Müslümanların bilhassa NSU cinayetlerinden sonra güvenlik birimlerinin icraatleri hususunda zedelenmiş olan güvenleri ağır yara alacaktır'' ifadesini kullandı.
Cami yangınının ardından Müslümanların son derece tedirgin olduğuna dikkati çeken Yeneroğlu, şunları belirtti:
''Birkaç istisna dışında, geçtiğimiz günler boyunca hiçbir politikacı olay yerini ziyaret etme veya resmi bir açıklama yapma gereği duymamıştır. Bu noktada ise doğal olarak akla bazı sorular gelmektedir. Gelişmelerden endişe duyan Müslümanlar, kamusal ilginin nerede kaldığını sormaktadır. Ateşe verilen bir ibadethanedir. Takınılması gereken tavrın tam aksine, bazı medya kuruluşları camiyi ve üyelerini karalayıcı yayınlar yapma fırsatçılığına dahi tevessül etmiştir. Bundan daha küstahça ve saygısızca bir davranış olamaz."