11 Temmuz 2025 Cuma / 16 Muharrem 1447

Bakan Fidan'dan Gazze çıkışı: İnsanlık için büyük başarısızlık

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye-ASEAN Sektörel Diyalog Ortaklığı Yedinci Üçlü Toplantısı nedeniyle bulunduğu Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da, Bernama TV'nin sorularını cevapladı. Bakan Fidan, 'Maalesef Gazze'de devam eden soykırım gerçekten içimizi yakan bir gelişme. Ve hiçbir zaman unutamayacağımız olaylar, çok acı olaylar yaşanıyor hepimiz için. Ve insanlık açısından çok büyük bir başarısızlık genel olarak, ama aynı zamanda özellikle de Müslümanlar için büyük bir başarısızlık.' dedi.

AA11 Temmuz 2025 Cuma 15:33 - Güncelleme:
Bakan Fidan'dan Gazze çıkışı: İnsanlık için büyük başarısızlık

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye ve Malezya arasındaki karşılıklı ticaret hacminde 10 milyar dolar hedefi için yoğun çalıştıklarını belirterek Türk iş insanı ve yatırımcıların Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkelerindeki yatırımlarını artırdığını vurguladı.

Bakan Fidan, Türkiye-ASEAN Sektörel Diyalog Ortaklığı Yedinci Üçlü Toplantısı nedeniyle bulunduğu Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da, Bernama TV'nin sorularını yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Malezya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin tarihi olarak son derece güçlü ve sağlam ilişkiler olduğunu vurgulayan Fidan, iki millet arasında parçalanmayacak bağların olduğunu söyledi.

Hakan Fidan, bu güçlü bağları kullanmalarının ve her alanda işbirliklerini geliştirmelerinin kendilerinin görevi olduğunu dile getirdi.

Liderler arası diplomasinin de son derece önemli olduğunu vurgulayan Bakan Fidan, iki ülke liderlerinin çok yakın ilişkilere sahip olduğunu ve bu nedenle de güçlü bağlarının olduğunu ifade etti.

Fidan, liderlerin yakın ilişkisinin dışişleri bakanları olarak gündemlerini sürdürmeleri açısından temel sağladığını belirtti.

Türkiye-Malezya işbirliğini geliştirmek için yapılabilecek birçok şeyin olduğunu vurgulayan Fidan teknoloji, ticaret, savunma sanayisi ve eğitim alanlarında birlikte hareket edebilecekleri birçok alanın olduğunu söyledi.

"EN YAKIN HEDEFİMİZ 10 MİLYAR DOLAR"

Dışişleri Bakanı Fidan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin dostluğu yansıtmayan bir seviyede olduğunu belirterek "5 milyar Amerikan dolarını yeni geçtik ve en yakın hedefimiz aslında 10 milyar Amerikan doları olacaktır. Bu, bizim çok yoğun çalıştığımız bir alan." ifadelerini kullandı.

ASEAN'ın kendileri için son derece önemli bir platform olduğunu vurgulayan Fidan, "ASEAN bizim için son derece önemli bir coğrafya. Malezya da çok önemli bir ülke, ASEAN üyesi olarak... Ve bizim birlikte çalışmamız ve ilişkilerimizi bu çerçevede geliştirmemiz çok önemli." değerlendirmesini yaptı.

"10 milyar dolar hedefi için belirli bir zaman çizelgesi var mı?" sorusu üzerine Fidan, "Eğer Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan'ı tanıyorsanız tek bir zaman çizelgesi vardır, o da dün. Yani bugün bile değil. Yani bu 10 milyar dolara dün ulaşmış olmalıydık Cumhurbaşkanı Erdoğan'a göre. Bu bize durumun ne kadar acil olduğunu gösteriyor ve bizim bunu geliştirmemiz için ve ticareti artırmamız için ne kadar uygun bir ortam olduğunu ortaya koyuyor." ifadelerine yer verdi.

Bakan Fidan, her iki ülkedeki yatırımcı ve iş insanlarının farkındalığını artırmaları gerektiğini belirterek Malezya'nın ticaret ve yatırım konusunda özellikle teknoloji ve mikroelektronik alanlarında rekabetçi avantajının olduğunu ve bundan faydalanmak istediklerini söyledi.

Türk savunma sanayisi ve savunma sanayisi şirketlerinin buradaki fırsatlardan yararlanmak istediklerini kaydeden Fidan hem geleneksel hem de yenilenebilir enerji kaynakları açısından iki ülkedeki şirketlerin üçüncü ülkelerde yapabileceği çok şey olduğunu dile getirdi.

"TÜRK İŞ ADAMLARI VE YATIRIMCILAR ASEAN ÜLKELERİNDEKİ YATIRIMLARINI ARTIRIYOR"

ASEAN Sektörel Diyalog Ortağı olarak planlarının sorulması üzerine Fidan, burada büyük bir gündemlerinin olduğunu, her iki taraf için de fırsatları ortaya çıkarmak için burada olduklarını belirtti.

Bakan Fidan, "Özellikle Türk iş adamları ve yatırımcılar özellikle de son birkaç yılda, angajmanlarını ve ASEAN ülkelerindeki yatırımlarını artırıyor. Bu bizim için çok önemli bir artı." değerlendirmesini yaptı.

İki ülke halkları arasındaki etkileşimin arttığını, Türk vatandaşlarının ASEAN ülkelerine yoğun ilgi gösterdiğini kaydeden Fidan, bu ülkelerden de Türkiye'ye turistik ve eğitim amaçlı ziyaretler yapıldığını söyledi.

Fidan, Türkiye'nin ASEAN ile uzun dönemli ilişkisini nasıl değerlendirdiklerinin sorulması üzerine, bu ilişkiyi pozitif bir gündemle sürdürdüklerini, bunun kendilerine büyük bir destek verdiğini vurguladı.

Savunma sanayisi, enerji, teknoloji gibi birçok farklı alanda yatırım imkanı olduğuna vurgu yapan Fidan, "Çünkü Türkiye son derece önemli, sağlam bir temel oluşturdu savunma sanayisinde. Çünkü bölgemiz gerçekten sorunlu bir bölge. Kendimizi savunmak durumunda kaldık. Burası ise ASEAN bölgesi ise genellikle daha barışçıl ilişkilerin olduğu bir bölge. Belki bu anlamda çok fazla savunma sanayinin geliştirmesine gerek kalmadı. Bu anlamda birbirimizi tamamlayabiliriz." ifadelerini kullandı.

"GAZZE İNSANLIK VE MÜSLÜMANLAR İÇİN BÜYÜK BAŞARISIZLIK"

Gazze'ye insani yardım ve Gazze'nin yeniden inşası konusunda Türkiye ve Malezya'nın somut olarak ne yapabileceklerine ilişkin soruya Fidan, "Maalesef Gazze'de devam eden soykırım gerçekten içimizi yakan bir gelişme. Ve hiçbir zaman unutamayacağımız olaylar, çok acı olaylar yaşanıyor hepimiz için. Ve insanlık açısından çok büyük bir başarısızlık genel olarak, ama aynı zamanda özellikle de Müslümanlar için büyük bir başarısızlık." yanıtını verdi.

Fidan, Türkiye ve Malezya'nın Gazze konusunda belirli sorumluluklara sahip olduğunu belirterek Malezya Başbakanı Enver İbrahim'in baskı altındaki, zulme uğrayan Filistinliler ve işgal edilmiş Filistin topraklarıyla ilgili olarak sesini yükselttiğini bildiklerini kaydetti.

Bu konuda yakın bir işbirliği içerisinde omuz omuza hareket etmeleri gerektiğini vurgulayan Fidan, "Çünkü eğer bu tür bir barbarlık karşısında bir araya gelmezsek, bir gün gelip bu bizi de bulabilir." dedi.

Fidan, Gazze'ye insani yardım sağlanması konusunda koordine baskının önemli olduğuna işaret ederek "Çünkü 2 milyon Gazze vatandaşı şu anda esir alınmış durumda ve Gazze sanki bir toplama kampı gibi. (Gazze) İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma bir toplama kampını andırıyor. Buradaki Filistin halkı kasten aç bırakılıyor ve zorlu koşullara maruz bırakılıyor. Bütün bunlar hepimizin gözü önünde gerçekleşiyor. Bunun devam etmesine izin veremeyiz." ifadelerini kullandı.

"TRUMP İDARESİYLE AÇIK VE DÜRÜST BİR DİYALOG SÜRDÜRDÜĞÜNÜZDE BİRLİKTE YAPABİLECEĞİNİZ ÇOK ŞEY VAR"

Diplomasinin Batılı ülkeler ve özellikle ABD ile ilgili olarak belirli gündemleri ön plana çıkarma açısından çok önemli bir rol oynadığını kaydeden Fidan, "Özellikle (ABD) Başkan (Donald) Trump'la ilişkiler açısından bakıldığında bizim deneyimimiz şu, Trump idaresiyle açık ve dürüst bir diyalog sürdürdüğünüzde, birlikte yapabileceğiniz çok şey var. Bizim Türkiye olarak deneyimimiz bunu gösteriyor." ifadelerine yer verdi.

Fidan, Malezya veya Endonezya gibi ülkelerin arabuluculuk ve çatışmalara diplomatik çözümler bulma konusundaki sürece nasıl dahil edilebileceğine ilişkin soruyu, "Daha önce belirttiğim gibi bölgemizin kendine has özellikleri nedeniyle aslında çok da fazla seçeneğiniz yok. Çünkü ya çatışacaksınız ya da bir arabuluculuk gerçekleşecek. Bu anlamda arabuluculuk sadece bizim çıkarımıza değil ama aynı zamanda bölgede sorumlu bir ülke olarak bizim bölgesel anlamda da bir sorumluluğumuz bu." şeklinde cevapladı.

ARABULUCULUK

Bunun, öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politika vizyonunun önemli bir parçası olduğunu ifade eden Fidan, bu nedenle Gazze'de, İsrail-İran ve Rusya-Ukrayna arasında arabuluculuk faaliyetlerine katkıda bulunmaya çalıştıklarını söyledi.

Fidan, bunun dışında farklı bölgelerde de arabuluculuk konusunda çok katkılarının olduğunu belirterek arabuluculuğun çok önemli bir diplomasi aracı olduğunu dile getirdi.

Arabuluculuk konusunda çok yoğun çalıştığını, arabuluculukta başarısız olunduğu takdirde askeri çözüm ve diğer alanlara daha fazla yük kaldığını kaydeden Bakan Fidan, çok karmaşık arabuluculuk teknolojilerini uygulamaya çalıştıklarını dile getirdi.

Türkiye'nin bulunduğu bölgedeki problemlere değinen Fidan; Suriye, Irak, İran ve bu ülkelerin hepsinin hem ülke içinde hem ülke dışında, küresel anlamda problemlerinin olduğunu ve çok karmaşık bir dizi problemin bu bölgede yaşandığını ve bütün bunların da Türkiye'nin üstünde etkileri olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Fidan, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla önce belirlemeniz, incelemeniz ve spesifik bazı diplomatik metodolojileri kullanmanız lazım her tür sorun için. Dolayısıyla bu stratejiyi uygulamaya başlamanız gerekiyor ve burada hedef şu; öncelikle diplomatik çözümleri bulabilmek, bütün mevcut sorunlara... Bunu yapabilmek için de şeffaf olmanız gerekiyor. Diğer tarafa bir sempati duymanız gerekiyor ve Cumhurbaşkanımız hep şunu söylüyor: Her çözümün mutlaka kazan-kazan çözümü olması gerekiyor. Sadece kendinizi düşünemezsiniz her zaman. Diplomasi gerçekleştirdiğinizde aynı zamanda diğer tarafın çıkarlarına da odaklanmanız gerekiyor. Aksi takdirde bu, gerçek bir çözüm ve diplomasi olamaz."

"HER ULUSLARARASI SİSTEM ZAFER KAZANAN TARAFLAR TARAFINDAN KURGULANIYOR"

Küresel sistemin varoluşsal problemler yaşadığını vurgulayan Fidan, dünyanın herhangi bir noktasında bir problem olduğunda uluslararası sistem içerisinde bu problemin mutlaka herkesi kötü yönde etkilediğini söyledi.

Fidan, mevcut uluslararası sistemin İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra kurgulanan bir sistem olduğunu hatırlatarak o dönemde 55 ulus devletin olduğunu, halihazırda ise Birleşmiş Milletler'e (BM) kayıtlı 193 ulus devletin olduğunu dile getirdi.

Fidan, şöyle devam etti:

"Eğer niyetiniz bir egemenlik kurmaksa uluslararası sistem üzerinde egemen olmak istiyorsanız ve sadece kendiniz için bir ortam yaratmaya çalışıyorsanız bu, başka bir gündem ama eğer sizin niyetiniz ve politikanız uluslararası sistemin herkese eşit ve adil davrandığı bir sistem haline gelmesini sağlamaksa, kimsenin geride kalmadığı bir sistem yaratmaksa o zaman sistem başkalarına da yardımcı olabiliyor. Maalesef her uluslararası sisteme baktığımızda tarih boyunca geliştirilen bütün uluslararası sistem yapılarına baktığımızda bu yapıların zafer kazanan taraflar tarafından kurgulandığını görüyoruz. Dolayısıyla doğal olarak bu sistemler zafer kazanan tarafların çıkarlarına hizmet ediyor. Ancak bunu her gördüğümüzde bu sistemlerin kısıtlı bir raf ömrü olduğunu görüyoruz."

Türkiye olarak, "Sadece kazananların bakış açısını değil de kimsenin geride kalmadığı ve bu sisteme dahil olduğu bir sistem haline nasıl dönüştürebilir?" sorusuna çözüm aradıklarını belirten Fidan, bunun Türkiye'nin dış politika misyonunun temeli olduğunu belirtti.

Hakan Fidan, mevcut sistem içerisinde kimsenin rekabetçi avantajından vazgeçmek istemediğini gördüklerini belirterek "Gerek veto yetkisi olsun gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde bir daimi üye olsunlar. Bunlar sanki onlara baştan verilmiş haklar gibi görünüyor ve kimse bundan vazgeçmek istemiyor ancak bu haklar da uluslararası toplumun geri kalanının çıkarının aleyhine hareket ediyor. Dürüst olmak gerekirse korkum şu; eğer biz tarihten bir ders çıkarmazsak maalesef yeni bir uluslararası sistem kurgulamak için çok büyük bir çatışma yaşamak zorundayız gibi geliyor. Ancak insanlık olarak tarihten bir ders çıkarmış olmamız lazım. Bu hatayı tekrarlamamamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ve Malezya'nın dünyanın farklı bölgelerinde yaşadığını ama aynı değerlere sahip olduklarını dile getiren Fidan, iki ülke liderlerinin, toplumlarının, halklarının bir fırsat bulduklarında hemen omuz omuza yan yana geldiklerini söyledi.