Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de 3 Mayıs Türkçülük Günü dolayısıyla "Dilde, Fikirde, İşte Birlik: Türk Dünyasının Geleceği" başlıklı panel gerçekleştirildi. Türk Devletleri Teşkilatı üye ve gözlemci ülkelerden temsilcilerin katıldığı etkinlik, Haydar Aliyev Kültür Merkezi'nde yapıldı. İletişim Başkanlığı'nın desteğiyle düzenlenen panelde, Türk dünyasında ortak kimlik, vizyon ve iş birliği konuları ele alındı. Ayrıca, program kapsamında, bir piyano konseri de gerçekleştirildi.
İsmail Gaspıralı'nın dilde, fikirde, işte birlik şiarının yalnızca geçmiş bir dönemin ideali değil, bugün de Türk dünyasının gelişmesinde yol gösterici bir ilke olduğunu belirten Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Birol Akgün, "Bu ilke bu anlayış dil birliğimiz ile ortak bir iletişim zemini kurmayı fikri birliktelik ile müşterek aklı ve ortak toplumsal vizyonu inşa etmeyi iş birliğimiz ile bu zeminde somut projelere hayat vermeyi öngörür. Bugünün entelektüelleri, düşünce insanları olarak bizler bu üç sacayağını yeniden tanımlamak ve çağın gereklerine uygun biçimde geleceğe yön vermek adına kurumsallaştırmak durumundayız. Tarih boyunca Orta Asya'dan Balkanlara, Kafkaslar'dan Anadolu'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada varlık göstermiş Türk toplulukları dilsel ve kültürel kök birliğine sahip olmalarının yanında siyasi, iktisadi ve sosyal açılardan da birbirleriyle derin bağlara sahiptirler. Bu bağların sistemik ve kurumsal düzlemde tahkim edilmesi yönünde iki bin yirmi bir yılında Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) kurulmuştur. Bu önemli bir adımdır" dedi.
TDT'nin sadece bölgesel bir platform değil aynı zamanda toplumsal dayanışma ruhunun bir tezahürü olduğunu belirten Akgün, "Türkiye olarak teşkilatımızı 21. yüzyılın yükselen işbirliği modeli olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim. Bu çerçevede siyasi dayanışmadan ticaretin kolaylaştırılmasına enerji güvenliğinden dijital dönüşüme eğitimden kültürel diplomasiye kadar geniş bir yelpazede ortak hedefler doğrultusunda çalışıyoruz. Bizler rekabetin değil tamamlayıcılığın öne çıktığı çatışmanın değil istikrarı güveni ve barışın tesis edildiği bir bölge inşa etmeye çalışıyoruz. Türkiye bu anlayışla Türk dünyasının kurumsal kapasitesini artırmaya bölgesel entegrasyonunu derinleştirmeye ve küresel sorunlara ortak çözümler geliştirmeye kararlıdır. Bilim ve teknolojiden eğitim ve gençlik politikalarına dijital dönüşümden enerji iş birliklerine kadar uzanan geniş bir yelpazede ortak stratejiler programlar projeler geliştirilmesi elzemdir ve biz bütün bu çalışmaları destekliyoruz" diye konuştu.
Türk üniversiteleri arasında öğrenci ve akademisyen hareketliliğini artıran ortak ders materyallerinin geliştirmesi gibi girişimlerde öncülük edilmesini savunduğunu belirten Akgün, "Ayrıca medya kültür ve sanat alanlarında yapılacak iş birlikleri toplumsal hafızanın ortak unsurlar tarafından yeniden inşasına ve genç kuşaklar arasında ortak kimlik bilincinin pekişmesini sağlayacaktır. Ortak televizyon yayınları, belgesel projelerimiz, dijital arşiv çalışmaları, müzik ve sanat festivalleri bu hedefin gerçekleştirilmesinde güçlü enstrümanlar olarak kullanılabilir. Kültürel diplomasi alanındaki faaliyetlerin derinleştirilmesi sadece Türk dünyasında değil uluslararası kamuoyunda da olumlu bir Türk imajının oluşmasında önemli katkı sağlayacağı kanaatindeyiz. İçinde geçtiğimiz dönem küresel düzeyde belirsizliklerin arttığı, jeopolitik risklerin çeşitlendiği, teknolojik gelişmelerin hız kazandığı bir topyekun jeopolitik dönüşüm sürecine işaret etmektedir" ifadelerini kullandı.
Türk Dünyası'nın kendi iş dinamiklerini güçlendirerek harici etkilere karşı daha dirençli hale gelmeli ve uluslararası sistemde daha etkili bir aktöre dönüşmeli olduğunu belirten Akgün, "Bu hedefe ulaşmanın yolu karşılıklı güven, stratejik uyum ve çok katmanlı iş birliğinde geçmektedir. Türk dünyasının teşkilatının kurulması ve Türk toplumları birbirleriyle dayanışması esasen birleşmiş üçüncü kuşak insan hakları arasında yer alan kalkınma çevre ve dayanışma haklarına da uygun bir perspektif sunmaktadır. Böylece üye ülkelerin ortak refah ve güvenliğini temin etmek amacına hizmet ettiğine inanıyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı herhangi bir üçüncü dünyaya herhangi bir üçüncü ülkeye karşı bir yapılanma değildir. Tam tersine uluslararası alanda birleşim üretme çerçevesinde iş birliği, bölgesel istikrar ve dayanışma temelinde diyalog kanallarını geliştirme platformudur. Üye ülkeler kendi ulusal çıkarlarını güvenlik ve refahını sağlama çerçevesinde karşılıklı dayanışma ve koordinasyon hakkını meşru ve barışçı yollarla kullanmaktadır" dedi.