20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Kuzey Irak’ta neler oluyor

Kuzey Irak’tan son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. IKBY’den Irak hükümetine ve BM’ye çağrı! Dünyayı karşısına alıp bağımsızlık referandumuna giden Barzani komşularından gelen yaptırımlarla köşeye sıkıştı.

30 Eylül 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Kuzey Irak’ta neler oluyor

Erbil ve Süleymaniye'ye dün 18.00 itibariyle tüm uçuşların durdurulması, IKBY yönetimine ağır darbe vurdu. Barzani, Bağdat yönetimi ve BM'ye çağrıda bulunarak uçuş yasağının bir an önce kaldırılmasını istedi. Dünyayı karşısına alıp bağımsızlık referandumuna giden Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), Bağdat yönetimi ve komşularından gelen yaptırımlarla köşeye sıkıştı. Son olarak dün saat 18.00 itibariyle Erbil ve Süleymaniye'ye tüm uluslararası uçuşların durması, Mesut Barzani'ye ağır darbe vurdu. Barzani'ye ait yayın organı Rudaw, Erbil yönetiminin Bağdat ve Birleşmiş Milletler'e (BM) çağrıda bulunarak uçuş yasağının bir an önce iptal edilmesini istediğini bildiriyor. Kararın tamamen siyasi olduğunu savunan Barzani'nin iptal talebindeki gerekçe, uçuş yasağının toplumu cezalandırması.

BM ve ABD, bölgesel yönetime referandumun ertelenmesini isteyen bir plan sunmuş ancak Barzani bu adımı reddetmişti. Türkiye, dün akşamüstünden bu yana Erbil ve Süleymaniye'ye olan tüm uçuşları süresiz olarak durdurdu.

Türkiye ve İran başta olmak üzere bölge ülkelerinden Suriye referanduma karşı çıkıyor. ABD, dün akşam yaptığı resmi açıklamayla referandumu tanımadığını ilan etti. Dışişleri Bakanı Tillerson: "ABD, tek taraflı referandumu tanımamaktadır. Oylama ve sonuçlar meşruiyetten yoksundur; biz birleşik, federal, demokratik ve müreffeh bir Irak'ı destekliyoruz" dedi.

Avrupa ülkelerinden İngiltere, Fransa ve Almanya da referanduma karşı olduklarını duyurmuştu. Rusya da oylamadan sonra yaptığı açıklamayla Irak'ın toprak bütünlüğüne destek verdiğini ilan etmişti. 25 Eylül'de gerçekleşen tartışmalı referandumda yüzde 92 oranında 'evet' sonucu çıkmıştı.



BARZANİ'DEN FLAŞ AÇIKLAMA

Barzani: Sınırları teslim etmeyeceğiz! Erbil yönetimi, Bağdat yönetiminin talebine rest çekti ve hiçbir sınır kapısının teslim edilmeyeceğini açıkladı. Erbil yönetimi, Bağdat yönetiminin talebine rest çekti ve hiçbir sınır kapısının teslim edilmeyeceğini açıkladı. Referandum sonrası oy pusulasında dikkat çeken daylara göre, Barzani Türkiye için de oylama yapmış! Kuzey Irak’taki gayrimeşru referandumda kullanılan oy pusulası Erbil’in, Türkiye, İran ve Suriye topraklarına da göz diktiğini ortaya koydu. Kuzey Irak’taki korsan referandumda insanlara yöneltilen soru tartışma konusu oldu. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) gerçekleştirdiği gayrimeşru referandumda oy pusulalarında yöneltilen soru, terör devleti İsrail adına hareket eden işgalcilerin Irak’ın dışında Türkiye, İran ve Suriye gibi bölge ülkelerinin topraklarına da göz diktiklerini açıkça ortaya koydu.

25 Eylül’deki pusulada katılımcılara, “Kürdistan Bölgesi’nin ve Bölge’nin yönetimi dışındaki Kürt alanlarının bağımsız bir devlet olmasını istiyor musun?” sorusu yöneltildi. Sorunun içeriğinin son derece muğlak ve geniş bir bölgesel alanı içerdiği görülüyor. Yöneltilen sorunun sadece 2005 Irak Anayasası ile çizilmiş IKBY sınırları dışında yaşayan Iraklı Kürtleri değil, geniş yorumlandığı takdirde Türkiye, İran ve Suriye’deki Kürt kökenlileri de hedef aldığı kaydediliyor.



NİYETLERİ PARÇALAMAK

Korsan referandumda açık uçlu formüle edilen soru ile ilk başta Kerkük, Tuzhurmatu gibi Türkmen ve Arap nüfus ağırlıklı şehirlerin de oldu-bitti bir işgalle IKBY bölgesine dahil edilmesi amaçlanıyor. Öte yandan yine aynı açık uçlu soru ile coğrafyayı parçalamaya niyetli proje sahiplerine Irak’a komşu ülkelerde kullanmaları için bir maşa da sunuluyor.

BARZANİ: KENDİMİZİ SAVUNMAYA HAZIRIZ

IKBY Generali Şirvan Barzani, "Hiçbir komşumuzun ya da Irak ordusunun Kuzey Irak'a saldırı gerçekleştireceğini sanmıyoruz. Kendimizi savunmaya hazırız fakat bu duruma gelmeye gerek yok” dedi.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nden (IKBY) General Şirvan Barzani, Erbil'deki karargâhta İHA’ya özel açıklamalarda bulundu. Bağdat’ın ve çevredeki ülkelerin referanduma karşı tavrına değinen Barzani, “Hiçbir komşumuzun ya da Irak ordusunun saldırı gerçekleştireceğini sanmıyoruz. Kendimizi savunmaya hazırız fakat bu duruma gelmeye gerek yok. Bağdat ile görüşmelere başlayacağız” dedi.

Referandum sonrası gelişmelerin Türkiye'yle ticari ilişkileri etkileyip etkilemeyeceğine yönelik soruya cevap veren Şirvan Barzani, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Eğer, Türkiye yaptırımlar uygularsa bizi etkiler. Fakat komşularımız ve Bağdat’ı da etkiler. IKBY ekonomisini etkiler ama biz bunun için hazırız. Yüz yıldır yaptırım, savaş, baskı ve saldırı altındayız. Bu şekilde devam edemeyiz. Bu da karşımızdaki insanların mantalitesini gösteriyor. Bölgedeki projelerin yüzde 70’ini Türk firmaları yapıyor. Çünkü firmalar iyi ve biz Türkiye ile komşuyuz. Bu şekilde devam etmeyi düşünüyoruz.’’

"Erdoğan ile görüşmeyi denedik"

Barzani, Türkiye’nin referanduma tepkisine değinerek “IKBY ve Türkiye arasında iyi ilişkiler olduğu için 2 ay boyunca Erdoğan ile görüşmeyi denedik ama sürekli yoğun olduğu söylendi. Eğer görüşme yapılsaydı burada neler olduğunu anlatacaktık. Belki çok şey değişecekti, bizi dinleyip belki bu konudaki fikirlerini belirteceklerdi. iki ay boyunca bizi reddettiler.  Şu an Türk medyasından duyduğumuz kadarıyla Erdoğan referandumdan pek memnun değil" diye konuştu.

"Barış sürecine devam edebileceğimizi umuyorum"

Türkiye’de 2013 yılında başlayan barış projesine değinen Barzani, “Barış projesi, Barzani ve Erdoğan’ın çabaları ile başladı. HDP de parlamentoya girdi. HDP büyük hatalar yaptı. HDP’nin ve PKK’nın bu hataları yüzünden bir çok kasaba ve köy zarar gördü. Referandumdan sonra kaldığımız yerden barış sürecine devam edebileceğimizi umuyorum. Barış sürecini bozdular ama süreci yeniden başlatıp devam edebileceğimizi umuyorum. AK Parti ve liderimiz tekrar görüşüp yeniden başlatabilirler. Devamlı savaşta kalacağız diye bir durum yok” dedi.

"Uluslararası camianın karşı çıkacağını düşünüyorum"

Barzani, Bağdat yönetiminin aldığı kararlara ilişkin “Bir referandum yüzünden 6 milyon insana ceza vermek haksızlık. Irak hükümetinin bu kararının geçici olacağını düşünüyorum. Uluslararası camianın da buna karşı çıkacağını düşünüyorum. Bağdat iyi bir karar almadı. Peşmergeler veya Türkmenler hastalanıp Türkiye’ye veya başka ülkelere gitmek zorunda kalsa ne olacak. Pasaportsuz, kimlik kartsız ne yapacaklar. Özelikle çocuklar ve yaşlılar hastalanırsa ne olacak. Bu hiç adil değil. Bütün bunların geçici olacağını umuyorum. Bu durum Bağdat’taki insanların gerçekçiliğini ve mantalitesini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“DEAŞ’ı IKBY’ye tercih ediyorlar”

Bulundukları bölgede 25 yıldır hiç kimseyle kötü ilişkileri olmadığını iddia eden Barzani, “Komşularımızla hep iyi ilişkiler içinde olduk. Ekonomik açıdan da bu böyle. Iraklı milisler Esad’a yardım ediyor. Hiçbir şekilde bunu anlamıyorum, anlamıyoruz. Esad, 15 bin radikali insanları öldürmesi için Bağdat’a yolladı. Bağdat’taki intihar eylemlerinin çoğu Bağdat’taki Şiilerin yaşadığı bölgelerde gerçekleşti.  Şimdi Esad iyi biri diyerek ona yardım ediyorlar. Biz 1 milyon 800 bin mülteciyi kabul ettik, DEAŞ’ı ortadan kaldırdık, Musul için Irak ordusuna yardım ettik ve şimdi biz kötüyüz. Esad iyi adam diye, ona yardım için milisler yolluyorlar. Bunu hiç anlamıyorum. Ülkenin adından dolayı mı? Ülkenin adı Kürt ülkesi değil, sadece Kürtler için değil, herkesin yaşadığı Kürdistan” dedi.

Irak yasalarına göre silahların yüzde 25’inin peşmergeye verilmesi gerektiğini kaydeden Barzani, “Bağdat’tan 11 yıldır sıfır mali yardım geliyor. Askeri eğitim konusunda hiç yardım almıyoruz. Son 10 yıldır Irak ve ABD, Irak ordusu için 61 milyar dolar harcadılar. Peşmergeye hiçbir şey yok. Hatta şu an, DEAŞ’la 3 yıl süren savaştan sonra biliyorsunuz ki biz 12 bin civarında kişi kaybetmemize rağmen hala yaptırım altındayız. Haklarımızı geri vermiyorlar. Irak hükümeti silah almak istediğiniz zaman buna izin vermiyor. Bu haksızlık ve bu şekilde devam edemeyiz. Biz İbadi’nin köleleri değiliz. Fazladan hiç bir şey istemiyoruz. Hiçbir komşumuzun 1 metrekare toprağında bile gözümüz yok. Sadece toprağımızı kendimiz ve herkes için güvenli bir hale getirmek istiyoruz. Ama İbadi bize daha fazla yaptırım uygulamaya kalkıyor. Irak ordusu göçmenler ve Musul’dan kaçmak zorunda kalmış insanları Erbil’deki hastanelere gönderdiler. Onlara fazladan ilaç vermediler. Bu insanlar Irak’a ait. Hiçbir şey yapmadılar ve 1.5 yıl boyunca DEAŞ’a ödeme yaptılar. Hem de resmi bir şekilde ödeme yaptılar. DEAŞ’ı IKBY’ye tercih ediyorlar. Artık yeter. Bu ülkede barış ve demokrasi  içinde yaşamak için 200 bin kişiyi kaybettik’’ dedi.

"Kerkük Kürdistan’dır"

Kerkük’ün IKBY'ye dahil olup olmadığı konusuna yanıt veren Barzani, “Kerkük Kürdistan’dır. Saddam zamanında Arap toprağıydı. Türkmen, Kürtler, Araplar, Süryaniler ve Hristiyanlar Kerkük’te güzel bir mozaik halinde yaşıyor. Birçok gazeteci eğer referandum olursa Kerkük, Şengal, Süleymaniye, Erbil, Duhok referandum olursa ne olacağını soruyorlar. Bu sadece bir referandum, peşmergeyi oralara yollayıp toprakları işgal edecek değiliz. İnsanlar oylama yapacaklar. Belki Erbil, Süleymaniye veya Duhok 'evet' demeyecek. Kerkük’te referanduma katılan insanlar Halepçe’de katılanlardan daha fazla. Eğer insanlar oy veriyorsa neden Irak veya komşu devletler kabul etmeyecekler ki? İnsanların güven içinde yaşamaya ihtiyacı var. DEAŞ bölgeden temizlenip peşmerge bölgedeki güvenliği sağlamadan önce, Kerkük’te her gün bombalar patlıyordu ve insanlar ölüyordu. Kerkük’ü yüzde yüz koruyamayız. Çünkü orası dağlık arazi, göçmenler ve Suriye’den gelenlerle iki milyona yakın insana bakıyoruz. Bin 100 kilometreden fazla bir cephede bölgeyi teröristlerden koruyoruz. Kerkük’ü 3 yıldır koruyoruz ve 3 yılda sadece iki kere bomba patladı. Eğer Irak ordusunun ülkede kontrol ettiği bölgelerle kıyaslama yaparsanız şu an durum daha iyi. Şimdi insanlar güvende. Bölgede yaşayan farklı kökenli insanlar arasında hiçbir farklılık ve aralarında sorun yok. Çok mutlular. İnsanlar peşmergenin kontrolü altında güven içinde olmak için oylama yapıyorsa neden kabul edilmiyor. Irak’ın bir çok bölgesi hala DEAŞ kontrolü altında. Iraklılar bu bölgeyi kontrol edemezler" diye konuştu.