Çin ve Rusya'ya karşı sert politikalar izleyen önceki ABD Başkanı Donald Trump'tan koltuğu devralan Joe Biden, fikir ayrılıklarına rağmen Trump'ın politikalarını sürdürecek gibi görünüyor.
Dün yaptığı açıklamada Trump dönemine atıfta bulunan Biden, 'Rusya'nın agresif eylemleri karşısında ABD'nin boyun eğdiği günler sona erdi.' diyerek, Rusya'ya karşı sert bir politika izleneceği mesajını verdi.
Biden aynı zamanda, Rus muhalif Aleksey Navalny'nin 'derhal ve koşulsuz' serbest bırakılması söyledi.
Biden, göreve gelmesinden bu yana yürüttüğü ilk görevde, ABD Donanmasına bağlı USS John S. McCain'in'ı Güney Çin Denizi'nde, Çin'in kontrolündeki adaların ötesine gönderdi.
ABD Donanmasından yapılan açıklamada, savaş gemisinin uluslararası hukuka uygun olarak Parcel Adaları çevresinde seyrüsefer serbestliğiyle bölgede olduğunu duyurdu.
Savaş gemisi, Perşembe günü Tayvan Boğazı'ndan geçerek, anakara Çin ile Tayvan'ı ayıran bölgede göreve başladı.
Biden yönetimi, ABD ordusunun "uluslararası hukukun izin verdiği her yerde uçacağını, yelken açacağını ve faaliyet göstereceğini " ilan ederek daha fazla görevin yapılacağını belirtti.
BİR DE TEHDİT
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çinli mevkidaşı Yang Jiechi ile görüşmesinde Çin'i "İndo-Pasifik bölgesinde güvenliği tehdit eden adımlarından" dolayı sorumlu tutacaklarını söyledi.
Pekin, Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, Amerika'nın 'tehditlerini ve provokasyonlarını' sert bir dille eleştirdi.
Perşembe günü basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Wenbin, "Çin her zaman yüksek düzeyde tetikte olmaya, tüm tehdit ve provokasyonlara her zaman yanıt vermeye ve ulusal egemenliğini, toprak bütünlüğünü kararlı bir şekilde savunmaya devam edecek." dedi.
Çin, Biden yönetimini "bölgesel barış ve istikrar için yapıcı bir rol oynamaya" çağırdı.
Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Biden'ın ültimatomlarının 'kabul edilemez' olduğunu söyledi.
Peskov, 'Bir tür mentorluk dersi olan bu tür ifadelere aldırmayacağımızı zaten söylemiştik. ABD'nin Moskova ile yapıcı ilişkiler sürdürmek için yeterli "siyasi iradeye" sahip olmasını umuyoruz.