Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre, Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, BM Genel Kurulu'nun Filistin'de işgale son verilmesini ve iki devletli çözümü talep eden kararı kabul etmesine ilişkin açıklama yaptı.
BM Genel Kurulu'nun bu kararını "Filistin halkının meşru hakları açısından bir zafer" şeklinde nitelendiren Ebu Rudeyne, bunun başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti'nin kurulması gerektiği konusundaki uluslararası fikir birliğini ifade ettiğini dile getirdi.
Ebu Rudeyne, bu kararın, ABD yönetimi ve İsrail için "uluslararası hukuk kararlarına uygun bir Filistin Devleti kurulmadan bölgede ne güvenlik, ne istikrar ne de refahın sağlanabileceği"ne ilişkin açık bir mesaj olduğunu kaydetti.
Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün tek bir coğrafi ve siyasi yapı olduğunu vurgulayan Ebu Rudeyne, bu ilkenin de gerçek anlamdaki barışların her biri için temel oluşturduğunu ifade etti.
Ebu Rudeyne Filistin yönetiminin, halkının haklarını, özgürlüğünü, bağımsızlığını ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletinin kurulmasını destekleyen sarsılmaz uluslararası fikir birliğini yüksek takdirle karşıladığını kaydetti.
BM Genel Kurulu, BM'nin Filistin'e karşı sorumluluğunu yeniden teyit eden, İsrail'in 1967 sonrası işgaline son verilmesi ve iki devletli çözümün desteklenmesini talep eden karar tasarısını kabul etmişti.
151 ÜYE ÜLKE "EVET" OYU KULLANDICibuti, Ürdün, Moritanya, Katar, Senegal ve Filistin tarafından hazırlanan tasarı, BM Genel Kurulu'nda oylamaya sunulmuştu.
"Filistin sorununun barışçıl çözümü" başlıklı tasarının oylamasında 151 üye ülke "evet" oyu kullanırken, İsrail ve ABD başta olmak üzere 11 ülke de "hayır" oyu kullandı. Oylamada, 11 ülke de çekimser kaldı.
Kabul edilen karar, BM'nin Filistin sorununa ilişkin sorumluluğunu yeniden teyit ediyor, İsrail'in 1967 sonrası işgalinin sona erdirilmesini ve iki devletli çözümün desteklenmesini talep ediyor.
Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin faaliyetlerini durdurup İsrail'in uluslararası hukuka uyması istenen kararda, ayrıca müzakerelerin yenilenmesi ve devletleri, ciddi bir insani krizin ortasında Filistinlilere yardımı artırırken sınır değişikliklerini tanımamaya çağırıyor.




