27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Japonya Başbakanı Abe: Tayvan'ın Dünya Sağlık Meclisi'nde olmaması çok üzücü

DSÖ'nün, Tayvan'ın gözlemci ülke statüsünde olmasını engellemesine, ABD'nin ardından Japonya'da tepki gösterdi. Başbakan Abe, 'Tayvan'ın Dünya Sağlık Meclisi'nde olmaması çok üzücü.' dedi. ABD ve Japonya'nın talebinin nedeninin bilimsel mi, yoksa 'Tek Çin'i parçalamak mı? olduğu tartışılıyor.

star.com.tr11 Haziran 2020 Perşembe 13:12 - Güncelleme:
Japonya Başbakanı Abe: Tayvan'ın Dünya Sağlık Meclisi'nde olmaması çok üzücü

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) üye devletleri, geçtiğimiz haftalarda düzenlenen Dünya Sağlık Meclisi oturumu sırasında, ABD'den gelen talebe rağmen Tayvan'a gözlemci statüsü verilmesine ilişkin tartışmayı erteleme konusunda anlaştı.

Ertelemeye tepki gösteren ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, DSÖ'nün Tayvan'ın gözlemci statüsü almasını engelleyerek güvenilirliğine zarar verdiğini söyledi.

Japonya Başbakanı Şinzo Abe de, Tayvan'ın DSÖ'deki statüsüyle ilgili devam eden görüşmelerle ilgili yaptığı açıklamada, Tayvan'ın geçen ay da gözlemci olarak yer almasına izin verilmediğini, durumun çok üzücü olduğunu söyledi.

ÇİN'İN BÜTÜNLÜĞÜNE DARBE OLUR

Tayvan'ı ayrılıkçı bir parçası olarak kabul eden Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesinin ihlali olduğunu savunarak, Tayvan'a DSÖ gözlemci ülke statüsü teklifi verilmesine şiddetle karşı çıkıyor.

ABD ise, DSÖ'yü bağımsız kararlar almamakla suçlayarak, Tayvan'a mutlaka gözlemci ülke statüsü verilmesini talep ediyor.

BÖLME STRATEJİSİ Mİ, BİLİMSEL VERİLER Mİ?

Çin'in tüm tepkilerine rağmen, Tayvan'a Çin'den ayrı bir ülke muamelesi yapan ABD, bu yöndeki ayrılıkçı fikirleri destekliyor.

Ancak, 24 milyona yakın nüfusa sahip ada ülkesinde, koronavirüs pandemisyle mücadele inanılmaz derecede başarılıydı. Bu başarının sırrı bilinmese de, resmi rakamlara göre, ülkede onaylanmış vaka sayısı 440 iken, iyileşenlerin sayısı 431. Salgında 7 kişi hayatını kaybetti.

Bu nedenle teklif, 'ayrılıkçı-bilimsel' tartışmasına neden oluyor.

TAYVAN MESELESİ

Japonya'nın 1895 yılındaki savaşta Çin'i yenilgiye uğratarak el koyduğu Tayvan Adası'ndan, mağlubiyetle ayrıldığı İkinci Dünya Savaşı sonrası çekildi. Savaş sonrası Çin'de, komünistlerle milliyetçiler arasında iç savaş başladı. 1949 yılında Mao Zedong öncülüğündeki Çin Komünist Partisi'nin iktidarı almasıyla, Milliyetçi Parti yanlıları kaçarak Tayvan Adası'na sığındı. Komünist Parti yönetimindeki Çin Halk Cumhuriyeti'nden adaya kaçan milliyetçiler 1912 yılında kurulan Çin Cumhuriyeti'nin burada devam ettiğini savunurken, Komünist Parti Tayvan'ı ülkenin özerk bir bölgesi olarak görmeye devam etti.

Ülkede ortaya çıkan iki farklı siyasi otoritenin neden olduğu gerilim ve karmaşa 1971'deki Birleşmiş Milletler (BM) kararıyla yeni bir boyut kazandı. BM siyasi otorite olarak tanıdığı Çin Cumhuriyeti (Tayvan) yerine siyasi otorite olarak Çin Halk Cumhuriyetini tanıma kararı aldı. Karar sonrası Tayvan, bağımsızlık arayışını dönemsel farklılıklarla sürdürdü. 2005 yılında Çin Ulusal Kongresi'nin yürürlüğe koyduğu 'ayrılma/bölünme karşıtı kanun' (Anti-secession Law) ile Tayvan'a karşı sürdüreceği tutumu açık bir şekilde ortaya koydu.

star.com.tr