25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

COVID-19 üzerinden stratejik mücadele bir kez daha gözler önüne serildi

Tüm Dünya yeni tip koronavirüs (COVID-19) pandemisiyle mücadele ederken, Dünya Sağlık Örgütü'nde Çin'in, 'toprağım' dediği Tayvan üzerinden bir çekişme yaşanıyor. ABD, DSÖ'nün Tayvan'ı gözlemci ülke statüsünde olmasını engellemesine, tepki gösterdi.

star.com.tr18 Mayıs 2020 Pazartesi 18:14 - Güncelleme:
COVID-19 üzerinden stratejik mücadele bir kez daha gözler önüne serildi

Dünya Sağlık Örgütü'nün üye devletleri, çevirimiçi yaptıkları Dünya Sağlık Asamblesi sırasında ABD'den gelen talebe rağmen Tayvan'a gözlemci statüsü verilmesine ilişkin tartışmayı erteleme konusunda anlaştılar. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, DSÖ'nün Tayvan'ın gözlemci statüsü almasını engelleyerek güvenilirliğine zarar verdiğini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Tayvan'ın bugüne kadar COVID-19'dan en az etkilenen ülkelerden biri olduğunu belirterek DSÖ'nün Tayvan'ı gözlemci ülke statüsüne almamasına tepki gösterdi.

Pompeo, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 'Tayvan gibi şeffaf, canlı ve yenilikçi demokrasiler, pandemilere otoriter rejimlerden daha hızlı ve daha etkili bir şekilde yanıt verdi.' dedi.

ABD daha önce de uluslararası kuruluş DSÖ'yü, Tayvan'ın bir koronavirüs meclisinden çıkartılmasının, devam eden COVID-19 krizi sırasında ciddi halk sağlığı sorunları yaratabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

Washington'dan DSÖ'ye yazılan bir mektupta, Tayvan'ın "dünya çapında hayat kurtarmaya yardımcı olabilecek bilimsel ve teknik uzmanlığa sahip" sorumlu bir oyuncu olduğu vurgulandı.

ABD daha önce de Çin'i, koronavirüsü laboratuvarlarında geliştirmek ve tüm dünyayı geç bilgilendirme konularında suçlamıştı.

Pekin, Tayvan'ın DSÖ gözlemci statüsü teklifine şiddetle karşı çıkıyor ve bunu "Tek Çin" ilkesinin ihlali olarak görüyor. Çin'e göre, bu tür kararlar Tayvan'ın ayrılıkçı eyalet fikrini destekliyor.

ABD ise eskiden beri Çin'i sıkıştırmak için kullandığı 'Tayvan kartını' mı kullanıyor, yoksa gerçekten de küçük ada ülkesinin başarısından mı faydalanmak istiyor, bilinmez...

Ancak, gerçekten de 24 milyona yakın nüfusa sahip ada ülkesinde, koronavirüs pandemisyle mücadele inanılmaz derecede başarılıydı. Bu başarının sırrı bilinmese de, resmi rakamlara göre, ülkede onaylanmış vaka sayısı 440 iken, iyileşenlerin sayısı 389. Salgında 7 kişi hayatını kaybetti.

TAYVAN MESELESİ

Japonya'nın 1895 yılındaki savaşta Çin'i yenilgiye uğratarak el koyduğu Tayvan Adası'ndan, mağlubiyetle ayrıldığı İkinci Dünya Savaşı sonrası çekildi. Savaş sonrası Çin'de, komünistlerle milliyetçiler arasında iç savaş başladı. 1949 yılında Mao Zedong öncülüğündeki Çin Komünist Partisi'nin iktidarı almasıyla, Milliyetçi Parti yanlıları kaçarak Tayvan Adası'na sığındı. Komünist Parti yönetimindeki Çin Halk Cumhuriyeti'nden adaya kaçan milliyetçiler 1912 yılında kurulan Çin Cumhuriyeti'nin burada devam ettiğini savunurken, Komünist Parti Tayvan'ı ülkenin özerk bir bölgesi olarak görmeye devam etti.

Ülkede ortaya çıkan iki farklı siyasi otoritenin neden olduğu gerilim ve karmaşa 1971'deki Birleşmiş Milletler (BM) kararıyla yeni bir boyut kazandı. BM siyasi otorite olarak tanıdığı Çin Cumhuriyeti (Tayvan) yerine siyasi otorite olarak Çin Halk Cumhuriyetini tanıma kararı aldı. Karar sonrası Tayvan, bağımsızlık arayışını dönemsel farklılıklarla sürdürdü. 2005 yılında Çin Ulusal Kongresi'nin yürürlüğe koyduğu 'ayrılma/bölünme karşıtı kanun' (Anti-secession Law) ile Tayvan'a karşı sürdüreceği tutumu açık bir şekilde ortaya koydu.

star.com.tr