11 Aralık 2024 Çarşamba / 10 CemaziyelAhir 1446

Davutoğlu: ‘Ayağa kalk Somali!’

Türkiye’nin dışişleri bakanı mı, Somali’nin milli kahramanı mı? Ahmet Davutoğlu’na Somali’de gösterilen iltifat insana bu soruyu sorduruyor.

Hakan Albayrak / STAR14 Kasım 2012 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Davutoğlu: ‘Ayağa kalk Somali!’
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Muhamud, Davutoğlu’nu kabulünde yaptığı konuşmaya “Bugün bizim için büyük bir gün” diyerek başladı. Ardından, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun geçen yıl aileleriyle beraber Somali’yi ziyaret etmelerinin ülke tarihinde bir dönüm noktası olduğunu, Somali’de iç savaşın tavan yaptığı ve salgın hastalıkların kol gezdiği bir dönemde gerçekleşen bu ziyaretin diğer ülkeleri de Somali’yle yakından ilgilenmek için cesaretlendirdiğini söyledi; fakat şöyle bir şerh düşmeden de edemedi: “Sizin büyükelçiniz Sayın Kâni Torun, Mogadişu’nun merkezinde, halkın içinde yaşıyor. TİKA ve sivil yardım kuruluşlarınızın elemanları da halkla iç içe. Başka ülkelerin temsilcileri daha ziyade şehir merkezine uzak yerlerde kalıyorlar. İnşaallah Türklerin cesareti zamanla onlara da sirayet eder.”



Başkent Mogadişu’nun güvenli bir şehir olduğunu şimdilik söyleyemiyoruz. Hükümete bağlı kuvvetler ve Afrika Birliği askerleri ile Şebab milisleri arasındaki savaş zaman zaman başkente de taşınıyor. Bu yüzden Somali’yi ziyaret eden yabancı devlet adamları Somalili yetkililerle Mogadişu havaalanında görüşüp, hiç vakit kaybetmeden –riske girmeden- ülkelerine dönmeyi tercih ediyorlar. Şehre girmeye şu veya bu sebeple mecbur kalanlar da zırhlı araçlarla hareket ediyor, o araçların içinde bile çelik yelek giyip kask takıyorlar.

Davutoğlu’nu havaalanından alan araba normal bir arabaydı. Çelik yelek, kask, aşırı koruma filan da yoktu. Bir zamanların meşhur turistik Lido plajında yeni Türkiye Büyükelçiliği inşaatı için tahsis edilen devasa araziyi bakanla birlikte gezerken, Mogadişulu bir dostumuz kulağıma eğiliğ, buralarda Türk yetkililerinden başka hiçbir beyaz devlet adamının böyle elini kolunu sallayarak rahat rahat dolaşamadığını söyledi. Davutoğlu’na bunu anlattığımda gülümseyerek dedi ki: “Bizim de çelik yeleğimiz, kaskımız var. Abdest alıp öyle çıktık.”

Konvoy halinde parlamento binasına giderken, araçlardaki Türkiye bayrağını gören halk sevgi gösterilerinde bulundu. O sevgiyi, adeta elle tutulur bir cisim olarak, Davutoğlu’nu karşılayan Meclis Başkanı Muhammed İsmail Cevari ve milletvekili arkadaşlarında da gördük. Cevari, Davutoğlu’nu, “Hoşgeldiniz, Allah’a şükür ki Türkiye var” diyerek karşıladı. Bir milletvekili büyük bir coşkuyla “Somali Türkiye’dir, Türkiye Somali’dir” diye seslendi…

İlk defa yabancı bir dışişleri bakanı (“yabancı” kelimesi ne kadar da eğreti duruyor) Somali Meclisi’nde milletvekillerine hitap edecekti. Yoksulluktan kırılan genel kurul salonuna müthiş bir mutluluk ve heyecan hakimdi. Kürsüye çıkan Davutoğlu, konuşmasına, tıpkı kendisini takdim eden Cevari gibi besmele, hamdele ve salavatla başlayınca, mutluluk ve heyecan ikiye katlandı. Alkışlarla sık sık kesilen konuşmasında özetle şunları söyledi Davutoğlu:

“Büyük devlet olmak için gerekli olan bazı şartlar var: Tarih, coğrafya, insan kaynağı. Sizin gözkamaştırıcı bir tarihiniz var ve dünyanın en stratejik konumlarından birinde bulunuyorsunuz. Elbette ki tarihin ve coğrafyanın hakkını ancak kalifiye insanlar verebilir ve Somali onlara da sahip. Amerika’da, Avrupa’da görüştüğümüz Somali diasporası temsilcilerinin entelektüel birikimlerinden ve mesleki yeteneklerinden çok etkileniyoruz. Asayiş sağlandığında bunlar bütün birikimlerini Somali’ye taşıyacak veya bulundukları yerlerden Somali’nin kalkınmasına destek vereceklerdir. Bunu başarabilirsiniz. Güvenlik sorununu çözüp ve imkânlarınızı hakkıyla değerlendirip müthiş bir kalkınma hamlesi yapabilirsiniz. İmkânlarınızı siz değerlendirmezseniz başkaları değerlendirmeye kalkar. Diniziniz bir, mezhebiniz bir, hepiniz aynı dili konuşuyorsunuz. Öyle olmasaydı bile başarabilirdiniz, fakat öyle olduğuna göre çok daha kolay başarabilmelisiniz. Mensup olduğunuz kabileler ve aileler sizin için elbette önemli olacak, ama unutmayın ki ümmet tektir, hepiniz kardeşsiniz. Kabilenizi ve ailenizi, toplumsal kimliğinizin önüne geçirmemelisiniz. Ayrılığı gayrılığı aşın, kendinize güvenin ve şaha kalkın. Biz inşallah daima yanınızda olacağız. 16’ıncı yüzyılda Mir Ali Bey, Osmanlı Devleti’nin emriye, kolonyalistlere karşı Somali’nin yardımına koşmuştu. Biz de onun torunları olarak yardımınıza koştuk. Dün yanınızdaydık, bugün yanınızdayız, yarın da yanınbızda olacağız; inşallah kıyamete kadar.”
Türkiye’nin Somali’deki faaliyetlerini –somut olarak- yarın anlatacağım nasipse.