11 Aralık 2024 Çarşamba / 10 CemaziyelAhir 1446

Davutoğlu o fotoğrafın hikayesini anlattı

Davutoğlu, Türk basın mensuplarına yaptığı açıklamada, 'Bizden çok kısa bir süre önce hastaneye ulaşan üç cenazenin olduğu odaya alındık. Çok ıstırap verici. İnsanı hüzünlendiren bir tablo idi.' dedi

21 Kasım 2012 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Davutoğlu o fotoğrafın hikayesini anlattı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gazze'de ateşkes konusunda Hamas ve İsrail arasında önemli ölçüde uzlaşma sağlanmış bir metin olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Ümit ederiz ki İsrail, uluslararası toplumun, Gazze halkının, bölge ülkelerinin çağrılarına olumlu tepki verir ve bir an önce ateşkes sağlanır. Türkiye olarak akan bir damla kanın durması için ne çaba gerekiyorsa bunu gerçekleştiriyoruz" dedi.


Davutoğlu, D-8 Zirvesi için geldiği Pakistan'ın başkenti İslamabad'da kendisini izleyen Türk gazetecilere dünkü Gazze ziyaretini düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi. Gazze'ye 10 dışişleri bakanı ve Arap Ligi Genel Sekreteri ile bir ziyaret yaptığını anımsatan Davutoğlu, bu ziyaretin 3 temel amacı bulunduğunu söyledi. Ziyaretin ilk amacının Gazze ve mazlum Filistin halkına yalnız olmadıkları, yürüttükleri mücadelede yanlarında olduklarını göstermek olduğunu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:"


'İkinci amacımız, süre gelen çatışmaları durdurabilmek için Sayın Başbakanımız ile Mısırlı ve Katarlı yetkililerin yürüttüğü müzakereler neticesinde ulaşılan bazı sonuçlar olmuştu, o sonuçları Gazzeli yetkililerle paylaşmak, üçüncü husus da uluslararası topluma Gazze'den seslenerek, katliama karşı duyarsız kalmamaları için ortak çağrıda bulunmaktı. Bu üç husus yerine getirildi. Gazze'deyken bile İsrail'in saldırıları kesilmedi, biz ayrıldıktan sonra da saldırılar devam etti. Bizim de gördüğümüz bombardımanlar yapıldı. Bir bombardıman esnasında, yapılan saldırıda 2 gazeteci hayatını kaybetti, Allah'tan rahmet diliyorum. Bu İsrail'in saldırılarında ne kadar duyarsız, ayrım göstermeden yaptığının göstergesiydi.'


Bakan Davutoğlu, ateşkes için müzakerelerin devam ettiğini, MİT Müsteşarı Hakan Fidan Kahire'de kaldığını, süreli temas halinde olduklarını ifade ederken, Mısır Dışişleri Bakanı ve Arap Ligi Genel Sekreteri'nin de orada bulunduklarını hatırlattı. Davutoğlu, şöyle devam etti:


"Biz, oradayken üzerinde ateşkes konusunda mutabık kalınan bir metin bilgisi ulaştı. Hamas tarafı deklere etmişti, ama İsrail tarafından teyit gelmemesi üzerine netice alınamadı. Bu, İsrail'in iyi niyetten yoksun tutum içinde olduğunu bir kez daha gösterdi.'"


Türkiye'nin müzakerelerde etkin bir rol oynadığını kaydeden Davutoğlu, Mısır ve Katar'a da katkı ve çabalarından dolayı teşekkür ederek, "Mısır, bu konuda Gazze'ye komşu olmak hasebiyle son derece önemli bir konuma sahip, ateşkes görüşmelerinde etkin rol oynadı. Türkiye olarak da her zaman katkıda bulunduk, bulunuyoruz. Son ulaşılan metinler noktasında da istişare içinde olduk' değerlendirmesinde bulundu.


Davutoğlu, "Ümit ederiz ki İsrail, uluslararası toplumun, Gazze halkının, bölge ülkelerinin çağrılarına olumlu tepki verir ve biran önce ateşkes sağlanır. Türkiye olarak akan bir damla kanın durması için ne çaba gerekiyorsa bunu gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.


Bakan Davutoğlu, bir gazetecinin dünkü Gazze ziyareti sırasında duygulandığı anları hatırlatması üzerine de şöyle konuştu:


"O anın fotoğrafını basında gördüm. Eşimle birlikte ve diğer bakanlarla birlikte Şifa Hastanesine gitme planımız vardı. Eşim doktor olduğu için başhekim biraz daha detaylı gezdirdi. Bu arada bizden çok kısa bir süre önce hastaneye ulaşan maalesef 3 cenaze odaya alınınca, onları görmek durumu oldu. Gerçekten çok ıstırap verici, insanı hüzünlendiren tabloydu. Bir genç kız 15-16 yaşlarında, bir yaşlı 75-80 yaşlarında, bir de genç erkek cesedi ki onun kanı hala akıyordu. Hepimizin o yaşlarda kızı var, babası içeri alınca çok duygusal bir an yaşandı. Kızına nasıl kapaklandığını görünce, çevredekiler teskin etmek için 'Türk dışişleri bakanı burada, sizi teselli etmek istiyor' dediler, dönüp bize sarılınca... O andan birçok şeyi insan çok daha yakından hissediyor, bu yaşamayanın hissetmeyeceği duygulardır. Uzaktan yorum yapmak çok kolaydır, ama o acılı anda bir babanın hissettikleri, o babayla kucaklaşırken iç içe geçtiğinizi hissediyorsunuz. Orada yatan cenazenin, o masum ve cansız bedenin kendi kızınız olduğunu düşünüyorsunuz. Sabahleyin evde bıraktığınız kızınızı öyle bulduğunuzu düşünün. O anda bakan olduğunuzu, rasyonel bir müzakere yürütmekle yükümlü olduğunuzu bir an için unutup, o psikolojiden çıkıp bir insan olarak onları yoğun bir şekilde hissediyorsunuz."


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Keşke daha fazla teselli edebilseydim o babayı, keşke orada o gece kalıp o aileyle birlikte geçirebilseydim o geceyi. Hiçbir şey bir evlat açısından daha ağır gelemez. Sadece orada değil, daha önce de bir aileden çok sayıda çocuğun vefat ettiği bir aileyi ziyaret ettik, orada da aynı ortam vardı. Şimdi bunlar terörist mi? O genç hanım kız, 15-16 yaşındaki kız İsrail'e ne yaptı, ne tür bir suçla suçlanıyor ki böyle bir muameleye maruz kalıyor. Orada o yoğun insanı duyguları yaşadıktan sonra diplomasi ve rasyonalizm de yaparsınız, ama adalet ve vicdana dayanmayan hiçbir diplomasi kalıcı olamaz. O babanın hissiyatına bir şekilde sahip çıkmayan bir diplomasi de insanlık vicdanıyla bütünleşemez. Yaşadığımız o çerçevede gayet insani. Baba uzun süre kızına sarıldı, insanlar ayıramadı. Ancak beni görünce ayrıldı ve bana sarıldı. O andan sadece o ıstırabı hissedersiniz. Allah kimseye bu acıları göstermesin, bize de bu acılara maruz kalan insanlara sahip çıkma gücü versin" diye devam etti.


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'Ateşkes konusunda umutlandıran bir gelişme var mı? Türkiye ve Katar'ın oynayacağı rol ne olabilir' sorusuna da şu yanıtı verdi:


"Biz bu filmi daha önce de görmüştük. 2008 yılında Gazze'ye yine İsrail saldırısı olduğunda başbakan baş danışmanı olarak Kahire ve Şam arasında 10 gün kadar ateşkes görüşmelerinde olmuştum. O zamandan da biliyorum, son anda ulaştığını düşündüğünüz bir anlaşma bir şekilde akamete uğrayabiliyor, geçikebiliyor. Dün itibariyle daha önce üzerinde çalışılan birçok çözüm önerileri vardı, bizim de katkıda olduğumuz. Hatta ben Ankara'dan ayrılmadan önce iki tarafın pozisyonlarını yakınlaştırabilecek çözüm için öneriyi de iletmiştik, Kahire'ye. Aradaki ihtilafı, iki tarafın uzlaşması mümkün olmayan bir konu... Bir ara formül üretmiştik, o ara formül ve etrafından yapılan tartışmalarla, Mısır'ın etkin girişimiyle o gece belli bir noktaya gelinmişti. Bu tür görüşmelerde, 'Alt referandum' denilen bir uygulama var. Müzakere eden taraflar bunu kabul ederler, ama üst otoritelere soracaklarını söylerler ve bu anlamda bir anlaşmaya varılmıştı, bize gelen bilgi öyleydi. Mısır Dışişleri Bakanı ve diğer Arap bakan arkadaşlar da yanımda olduğu için herkese ulaşan bilgi de bu çerçevedeydi. Biz, Gazze'den ayrılmadan önce, ama gece yarısından sonra İsrail tarafından bu teyidin tam gelmediği, bu anlaşmaya verilecek teyidin ulaşmadığı bilgisi bize geldi. 'Hayır' denilmedi ama teyit de edilmedi bir noktada. Bunun değişik gerekçeleri olabilir. Taraflar arasında önemli ölçüde uzlaşma sağlanmış bir metin var ortada. Bu bizi ümitlendiriyor. Fakat böyle bir zemin varken, hala saldırılara devam ediliyor olması, İsrail'in bu saldırılarla, müzakerelerle bir yere ulaşmaktan daha çok taktik bazı adımlar attığını da gösteriyor. Bunun kabul edilebilir tarafı yok. O mutabakata Hamas tarafı onay verdi, bu onay verilen bir metin. İki tarafın da yürüttüğü müzakerelerde böyle bir çalışma ortadayken İsrail'in saldırılarını sürdürüyor olması her türlü iyi niyetli açıklamalardan yoksundur. Hiçbir şekilde bu mazur görülemez, bugün bunun sürüyor olması da dikkat çekici. Bu arada Sayın Clinton'un seyahati var, birçok farklı faktör de etkili olmuş olabilir."


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, metinlerin ilkesel olduğunu, onunla ilgili uygulamanın daha sonra konuşulup, müzakere edilebileceğini ifade ederek, "Biz, Ortadoğu'da özelde Filistin'de olabilecek her türlü olumlu girişimi ve barışa yönelecek her türlü adımı destekleriz, o konuda katkı vermemiz gereken bir talep olursa da bunu yerine getiririz' dedi.


Türkiye'nin patriot füzeleriyle ilgili NATO'ya başvuru yapıp yapmadığı sorusu üzerine de Davutoğlu, Türkiye'nin NATO'yu 4'üncü madde kapsamında iki kez bilgilendirdiğini anımsattı. Davutoğlu, "Bu Türkiye'nin sınırı değil, aynı zamanda NATO'nun da sınırı olduğu için NATO'nun doğal olarak bilgilendirme sonrasında bazı ihtimal ve ihtiyat tedbirlerini ele alması, değişik komitelerde bunların görüşülmesi doğaldır. Türkiye'nin özellikle füze savunma sistemiyle ilgili bazı adımlar atması doğaldır. Müzakerelerde son aşamaya gelindi, çok geçikmeden NATO bu konuda bir karar alabilir' değerlendirmesinde bulundu.


Dışişleri Bakanı Davutoğlu, açıklamalarının ardından Pakistan Dışişleri Bakanı Hino Rabbani Khar ile bir araya geldi.