19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Ermenistan enerji hatlarını hedef almaya cesaret edemez

Azerbaycan ile işgalci Ermenistan arasındaki çatışma bölgedeki enerji jeopolitiğinin geleceğine dair soru işaretlerine neden oldu. “İki ülke arasında yaşananlar Bakü yönetiminin batıya arzını sağladığı petrol ve doğalgazı nasıl etkiler?” sorusuna da yanıt veren Oğuzhan Akyener, 'Güç dengeleri bu noktaya gelmişken ve Azerbaycan'ın kurduğu uluslararası enerji arz ağı bu denli sağlam temeller üzerine oturmuşken, ilgili sevkiyatı ve planları uzun dönemli sekteye uğratabilecek hamleler çok da olası gözükmüyor. Tabii savaşın artık önüne geçilmez boyutlara gelmesi ve ihtilaflı bölgelerden başkentlere sıçraması durumundan her ne kadar daha sert refleksler söz konusu olabilecekse de, yine de Ermenistan'ın buna cesaret edemeyeceği, daha da doğru bir şekilde ifade edersek ‘güç yetiremeyeceği' inancındayım.

29 Eylül 2020 Salı 13:35 - Güncelleme:
Ermenistan enerji hatlarını hedef almaya cesaret edemez

Uzun zamandır düşük yoğunlukta devam eden gerilim Ermenistan'ın saldırısının ardından Azerbaycan Ordusu tarafından başlatılan harekat ile yeni bir boyut kazandı.

Bilindiği üzere Azerbaycan son derece zengin enerji kaynaklarına sahip ve Bakü yönetimi petrol ve doğalgazı Türkiye de dahil olmak üzere çeşitli botu hatları üzerinden batıya sorunsuz bir şekilde sağlıyor.

Uzun süredir düşük yoğunluklu seyreden gerginliğin bir anda savaş boyutuna gelmesi siyasi ve askeri sonuçlar kadar enerji denklemindeki muhtemel yansımaları açısından da merak ediliyor.

[TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener.]

MEVCUT YATIRIMLAR BU SENARYOLAR GÖZE ALINARAK HAZIRLANDI

TRT Haber'e değerlendirmelerde bulunan Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, Azerbaycan ile Ermenistan’ın Karabağ işgalinden bu yana zaten savaş halinde olduğunu hatırlattı.

Mevcut enerji projelerinin yatırım kararlarının böylesi bir savaş ortamında alındığının altını çizen  TESPAM Başkanı, şöyle devam etti:

“Böylesi bir risk ihtiva eden bu ortamda ilgili projeler hazırlanmış, faaliyetlere başlanmış ve hatta yıl sonuna kadar ilk ticari gaz sevkiyatının yapılacağı varsayılır ise İtalya’ya kadar uzanan bir gaz tedarik süreci hayata geçirilmiştir.

Azerbaycan askeri, ekonomik, jeostratejik ve de diplomatik anlamda ilgili projelerin başlandığı döneme nazaran çok daha önemli ve güçlü bir pozisyona geldi. Nihayetinde karşısındaki tehdit unsuru olan Ermenistan’ı her anlamda bertaraf edebilecek güce ulaştı. Zaten Ermenistan tarafından girişilen alçakça saldırıya verilen net cevap bunu gösteriyor.”

“ENERJİ SEVKİYATINDA SORUN YAŞANMAZ”

“İki ülke arasında yaşananlar Bakü yönetiminin batıya arzını sağladığı petrol ve doğalgazı nasıl etkiler?” sorusuna da yanıt veren Oğuzhan Akyener, şunları söyledi:

“Güç dengeleri bu noktaya gelmişken ve Azerbaycan’ın kurduğu uluslararası enerji arz ağı bu denli sağlam temeller üzerine oturmuşken, ilgili sevkiyatı ve planları uzun dönemli sekteye uğratabilecek hamleler çok da olası gözükmüyor.

Kaldı ki, ilgili gaz sevkiyatı AB, ABD gibi küresel oyuncular tarafından da siyasi olarak destekleniyor. Azerbaycan’ın kritik bir hamle ile denklemde Ermenistan tarafında olan Rusya ve İran gibi oyuncuların da (Lukoil ve Nico gibi şirketleri üzerinden) üretim ortağı olduğu bir model ortaya koyabilmesinin önemi bugün daha iyi anlaşılıyor.

Bu durumda mevcut enerji yatırımlarına ve tesislerine yönelik, söylemlerin ötesine geçen, çok daha büyük reel bir tehdit beklemiyorum. Tabii savaşın artık önüne geçilmez boyutlara gelmesi ve ihtilaflı bölgelerden başkentlere sıçraması durumundan her ne kadar daha sert refleksler söz konusu olabilecekse de, yine de Ermenistan’ın buna cesaret edemeyeceği, daha da doğru bir şekilde ifade edersek ‘güç yetiremeyeceği’ inancındayım.”

[Azerbaycan kaynaklı enerji hatlarının haritada görünümü.]

TÜRKİYE’NİN SÜRECE YAKLAŞIMI DAHA FARKLI

TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, Türkiye’nin de Azerbaycan üzerinden gerek petrol gerek doğalgaz alan bir ülke olduğunu, diğer yandan da Avrupa’ya gidecek Azerbaycan gazının Anadolu’dan geçtiğini de hatırlattı.

“Türkiye’nin en önemli enerji tedarikçilerinden biri de hiç şüphesiz Azerbaycan” diyen Akyener, “Fakat Türkiye’nin Azerbaycan’a yapılan bu haksız saldırılar karşısındaki net duruşunu ticarete bağlamak hiç de mantıklı olmaz” ifadesini kullandı.

KÜRESEL OYUNCULAR BURADAKİ SİSTEME ENTEGRE

Sürecin bir diğer tarafında bölgesel ve küresel oyuncuların da olduğunu ve Azerbaycan’ın ‘Güney Gaz Koridoru’ ihracat ağında çok önemli aktörler bulunduğu bilgisini paylaşan Oğuzhan Akyener, sözlerini şöyle tamamladı:

“Türkiye, Rusya, İran gibi bölgeleri de üretimde ortaklar arasında yer alırken, İngiltere de bilfiil üretim operasyonları yönetme ve güvenliğini sağlama gibi hususlarda yetkili.

Öte yandan ilgili gaz sevkiyatı Gürcistan’dan Türkiye’ye, Yunanistan’dan İtalya’ya kadar geniş bir coğrafyanın enerji güvenliğine katkı sağlıyor. Ki bu bağlamda AB ve ABD tarafından da stratejik olarak önemli kabul ediliyor.

Azerbaycan’ın kurmuş olduğu bu ince düşünülmüş etkin model kendisini birçok açıdan sağlama alan bir yapı. ABD ve bazı AB ülkeleri her ne kadar Ermeni lobisinin baskısıyla sürece sessiz kalsalar veya arka planda Ermenistan’ı destekliyor gibi görülseler de aktif bir müdahalede bulunamayacaklar ve mevcut enerji ağının zarar görmesini de istemeyeceklerdir.

Öte yandan Rusya da kısa vadede Azerbaycan’ı ve Türkiye’yi, orta vadede tüm Türk coğrafyasını, uzun vadede de bütün İslam dünyasını kaybedecek hamlelere soyunmayacaktır. Bu bağlamda enerji kartı çok yönlü bir sigorta olarak Azerbaycan’ın hem daha da güçlenmesine katkı sağlamış, hem de jeostratejik önemini pekiştirmiştir.

Sonuç olarak, bu bağlamda Rusya, ABD, kimi AB ülkeleri gibi oyuncular, kendilerine has farklı sebeplerle Azerbaycan’ın Ermenistan’ı daha fazla hırpalamadan durmasına ikna etmeye çalışacak. Türkiye ise Azerbaycan’ın haklı Karabağ davasını kendi davasıymış gibi sonuna kadar sahiplenmeye devam edecektir."