Şerif, Laçın kentinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in katılımıyla düzenlenen Azerbaycan'ın Bağımsızlık Günü etkinliğinde konuştu.
Şerif, Azerbaycan'ın 28 Mayıs 1918'de ilan edilen cumhuriyetin yıl dönümünü kutladığını hatırlatırken aynı zamanda ülkesinin de nükleer güç haline gelmesinin yıl dönümü olduğuna işaret etti.
Bugünkü kutlama etkinliğine katılmanın kendisi için büyük bir mutluluk ve onur olduğunun altını çizen Şerif, Azerbaycan halkına tebriklerini iletti.
Başbakan Şerif, etkinliğin Laçın'da düzenlenmesi ve Karabağ'ın işgalden kurtuluşuna atıfta bulunarak Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Azerbaycan ordusuna övgülerde bulundu.
Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan'a desteklerine değinen Şerif, ülkesinin de Azerbaycan'a diplomatik ve politik destekler yaptığını anımsattı.
Şerif, "Önceden '2 ruh, 1 kalp (Pakistan-Türkiye)' derdik. Bu artık sonsuza kadar '3 ruh, 1 kalp (Pakistan-Türkiye-Azerbaycan)' olarak değişti." dedi.
- "ÜÇ KARDEŞ ÜLKE, ZOR ZAMANLARINI BİR AİLE GİBİ BİRLİKTE PAYLAŞIYOR"
Başbakan Şerif, 22 Nisan'da Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde 26 kişinin öldürüldüğü terör saldırısının çok üzücü olduğunu vurgulayarak, Pakistan-Hindistan çatışmalarında ülkesinin, daha fazla nüfus ve ekonomik güce sahip ve onlarca yıldır gelişmiş silahlar için milyarlarca dolar para harcayan bir gücü "alt etmeyi" başardığını söyledi.
Şerif, Hindistan'ın, terör saldırısı düzenlediği iddiasıyla Pakistan'a "asılsız suçlamalarda bulunduğuna" işaret ederek, şunları kaydetti:
"Biz ise hiç vakit kaybetmeden, bu konuyu şeffaf ve güvenilir bir şekilde soruşturmak üzere Uluslararası Soruşturma Komisyonu kurulmasını teklif ettik. Ancak Hindistan buna karşılık Pakistan'a saldırarak 33 masum Pakistanlıyı öldürdü ve bunların arasında çocuklar da vardı. Hindistan'ın saldırısı sonucu şehit olan altı yaşındaki bir çocuğun cenaze namazını kıldık. Kadınlar ve yaşlılar da vardı ve 55 Pakistanlı yaralandı. Pakistan'ı savunmak için karşılık vermek zorunda kaldık ve kısa sürede Hava Kuvvetlerimiz, 4 adet Fransız yapımı Rafael uçağı, bir adet Mig 29, bir diğer uçak olmak üzere toplam 6 Hint uçağı ve bir dron düşürdü."
Hindistan'a "Pakistan'ın barışı çok seven bir ülke olduğu, bölgede barış ve refahı teşvik etmek istediği" mesajının verildiğini belirten Şerif, "Ancak Pakistan'a saldırıya geçilirse, tüm gücümüzle karşılık vereceğimizi de belirttik." dedi.
Şerif, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Mareşal Syed Asım Munir'i takdim edip başarılarına da değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bana Hindistan'ın tekrar saldırdığını söyledi. Sesi sarsılmaz bir güveni yansıtıyordu. Kesinlikle kararlı ve sakindi, ama aynı zamanda düşmanımıza hayat dersi vermemiz gerektiği konusunda da son derece netti. Biz sivil halkı değil, Hindistan'ın askeri tesislerini hedef aldık. Bu, bizimle onlar arasındaki keskin farktır. Onlar masum sivilleri hedef aldılar, onları şehit ettiler. Biz ise onların askeri tesislerini hedef aldık ve onlara hak ettikleri cevabı verdik."
Çatışmaların ardından Hindistan'dan ateşkes teklifi geldiğini söyleyen Şerif, ateşkesi kabul ettiklerini çünkü savaşın önlenmesini istediklerini belirtti.
Şerif, Azerbaycan'ın, Ermenistan tarafından saldırıya uğradığında Türkiye ile Pakistan'ın, Azerbaycan'ın yanında "sağlam bir kaya" gibi durduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Pakistan, Hindistan tarafından saldırıya uğradı ve benim çok sevgili kardeşim Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türkiye'deki kardeşlerimiz, Pakistan'ın yanında güçlü bir kale gibi durdular. Ve çok sevgili kardeşim Aliyev ile Azerbaycan'daki kardeşlerimiz Pakistan'a tam bir dayanışma içinde olduklarını göstermek için hiç vakit kaybetmeden geldiler. Bu, tarihimizin en güzel anlarından biriydi. Üç kardeş ülke, zor zamanlarını bir aile gibi birlikte paylaşıyor."
Şerif, bu dönemde zor zamanların yaşandığını ancak bu dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'in desteğinin unutmayacağını aktardı.
Üçlü toplantının ikinci turunun bugün düzenlendiğini hatırlatan Şerif, toplantıda, üç kardeş ülkenin koordineli olarak yapacağı çalışmalar açısından son derece verimli olduğunu kaydetti.
Şerif, Azerbaycan, Türkiye ve Pakistan bayraklarının Laçın kentinde dalgalandığına işaret ederek, "Bu bayrakların birlikte daha da yükseleceğini güçlü bir şekilde ifade ediyor. Birlikte ilerleme ve refah yolunda yürüyeceğiz." diye konuştu.
Aliyev'e ve Erdoğan'a Cammu Keşmir meselesinde verdikleri destek için teşekkürlerini sunan Şerif, Cammu Keşmir'in dağlarının kanla boyandığını çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Şerif, "Onlar bu davadan vazgeçmediler ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin maddeleriyle güvence altına alınmış, Güvenlik Konseyi kararlarında yer alan temel özgürlük haklarını elde edene kadar da asla vazgeçmeyecekler." ifadesini kullandı.
Pakistan'ın, sarsılmaz bir şekilde Keşmir halkının davasının arkasında durduğunu söyleyen Şerif, Türkiye'nin de Azerbaycan'ın da buna destek olduğunu vurguladı.
Şerif, "İnşallah çok yakında bir gün gelecek ve Keşmir halkı özgürlüğüne kavuşarak esaretin çatışmalarından kurtulacak." dedi.
- GAZZE
Başbakan Şerif, Gazze'de yaşananlarının Cammu Keşmir'den farklı olmadığını söyleyerek, aralarında çocuk, kadın, yaşlı 52 bin Filistinlinin şehit olduğunu ve şu an bile Gazze sokaklarından kan damladığını söyledi.
"Bana göre, çağdaş tarihte bundan daha yürek parçalayıcı bir olay yok. Merak ediyorum, bu medeni dünyanın vicdanı, bu zulümlere ve İsrail'in barbarca eylemlerine ne zaman uyanacak? Bu barbarlık en güçlü şekilde ve hep birlikte kınanmalı." diyen Şerif, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her zaman bu davanın öncüsü olduğunu ve yalnızca İslam dünyasında değil, tüm dünyada insanlığın sesi olduğu için takdir topladığını belirtti.
Azerbaycan'ın, Türkiye'nin ve Pakistan'ın birlikte sesini yükseltmesi gerektiğine dikkati çeken Şerif, Gazze'de, insanlık adına, bir an önce ateşkesin sağlanması gerektiğini, ölümlerin durması gerektiğini vurguladı.
Şerif, Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkı verilmesi gerektiğini ve iki devletli çözüm olması gerektiğini kaydetti.