Kolombiya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mauricio Jaramillo Jassir, Filistin asıllı olmasının hayatında önemli bir etki yarattığını belirterek, özellikle Nakba trajedisinin ardından Filistin meselesiyle genç yaşlarda ilgilenmeye başladığını söyledi.
Jaramillo, Kolombiya Dışişleri Bakanlığının başkent Bogota'daki San Carlos Sarayı'nda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Filistin kökenli bir aileden geldiğini dile getiren Jaramillo, şunları kaydetti:
"Evet, benim Filistin kökenim var. Bu, ailemin bir kısmının geldiği Kolombiya'nın kuzeyinde nispeten yaygın bir durumdur. Özellikle anne tarafındaki ailemde Filistin kökeni bulunuyor."
Filistin meselesiyle genç yaşlardan itibaren ilgilenmeye başladığını vurgulayan Jaramillo, "Evet, Filistin kökenimin hayatımda önemli bir etkisi oldu çünkü oldukça genç bir yaşta Filistin'in trajedisi üzerinde düşünmeye başladım, özellikle de Nakba sonrasında. Uluslararası meseleleri inceledikçe Filistin sorununun yalnızca kendi özgünlüğü içinde değil, aynı zamanda bizler gibi sömürgeleştirme, dış müdahale, emperyalizm ve savaşlardan acı çeken halklar için bir ilke meselesi olduğunu da anladım." dedi.
Jaramillo, Türkiye ile Kolombiya arasındaki ilişkileri "kilit ortaklık" olarak nitelendirerek, "Türkiye, Kolombiya için kilit bir ortaktır, her şeyden önce dış ilişkilerimizi çeşitlendirmemize yardımcı oluyor. Vizelerin kaldırılmasından bu yana iki ülke arasında (THY aracılığıyla) doğrudan hava köprüsü kuruldu. İkili ticarette yatırımların güçlendiğine tanık olduk. Biz, Türkiye'nin Avrupa'ya, Orta Asya'ya ve hatta Orta Doğu'nun bazı bölgelerine açılan kapımız olduğuna inanıyoruz. Aynı şekilde, Kolombiya'nın da Türkiye'nin son yıllarda aradığı Latin Amerika ve Karayipler'e açılan kapı olabileceğini düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Türkiye Maarif Vakfı'nın (TMV) Kolombiya'da hayata geçirdiği projelere dikkati çeken Jaramillo, "Somut olarak gördüğümüz şey, coğrafi açıdan birbirinden oldukça uzak gibi duran iki devletin aslında kültürel açıdan son derece uyumlu olduğudur." diye konuştu.
Uluslararası düzenin artık tek kutuplu olmaktan çıktığını vurgulayan Dışişleri Bakan Yardımcısı Jaramillo, yakın dönemde Türkiye, Katar, Kolombiya, Brezilya, Şili, Angola, Nijerya ve Güney Afrika gibi ülkelerin bölgesel aktörler olarak öne çıktıklarına tanıklık ettiklerini söyledi.
Jaramillo, uluslararası sistemdeki değişime dikkati çekerek, "Bence dünya çok kutupluluğa doğru bir geçiş süreci yaşıyor ve bu süreç içinde şiddetli olayların meydana gelmesi normal. Gazze'de yaşananlar ise hiç kuşkusuz en ciddi örnek; burada kendi kaderini tayin hakkı ihlal edilmekte ve kısmen de olsa bir etnik temizlik sürdürülmekte." diye konuştu.
Ukrayna'daki gelişmelere değinen Jaramillo, "Ukrayna konusunda en çok endişe verici olan, savaşın uzaması ve diplomasinin tamamen bir kenara bırakılmış olmasıdır. Genel olarak göçmenlerin trajedisine bakıldığında, özellikle küresel kuzeyden en kötü koşullar altında sınır dışı edilenler ve bu geçişin yalnızca yaşanmakta olduğunu değil, aynı zamanda gerekli olduğunu da anlıyoruz." yorumunda bulundu.
Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro'nun Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, "Filistin'in özgürleştirilmesi için ortak bir ordu" çağrısını değerlendiren Jaramillo, şunları kaydetti:
"Temelde bunun, insanlık olarak İkinci Dünya Savaşı sonrasında kabul edilen ve üzerinde anlaşmaya varılan yükümlülükleri yerine getirme sorumluluğumuzla ilgili olduğunu düşünüyorum. Ne yazık ki, Gazze'de her gün aynı şeyin tekrarlandığını görüyoruz. BM sistemi aracılığıyla soykırımı durdurmaya yönelik girişimlerde bulunulduğunda, örneğin Güvenlik Konseyi'nde ateşkes çağrıları yapıldığında veto dayatılıyor. İsrail, BM Genel Kurulunun, Güvenlik Konseyinin, İnsan Hakları Konseyinin, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanının (UAD) kararlarını tanımadığında, halkların direnme hakkı olduğuna inanıyorum. Bu nedenle Kolombiya'nın önerisi; bugün ordusu olmayan, sınırlarını kontrol etmeyen ve işgalin mağduru olan bir devleti savunmak için çok uluslu bir gücün oluşturulmasıdır."
Jaramillo, Cumhurbaşkanı Petro'nun diplomasiyi önemsediğini hatırlatarak, "(Gazze'de yaşananlar) Bu durum ahlaki, etik ve hukuki açıdan sürdürülemez. Cumhurbaşkanı Petro da çok açık biçimde dile getirdi: Diplomasi elbette sürdürülmeli, fakat diplomasi tükenmiş durumda; ona somut adımlar eşlik etmelidir. Aksi takdirde insanlığın kendi evinde gömülme riski vardır." şeklinde konuştu.
ABD'nin Filistinli diplomatlara vize engeli çıkarmasının "çifte standart" olduğunu vurgulayan Jaramillo, "Zamanında, örneğin soykırım acısını yaşamış Filistinli diplomatların ABD'ye girişinin engellenmesini reddettik; buna karşılık (İsrail Başbakanı) Binyamin Netanyahu'nun hiçbir engelle karşılaşmadan ülkeye girişine izin verilmesini ise kabul edilemez bulduk." ifadesini kullandı.
Jaramillo, New York'ta düzenlenen Filistin'e destek mitingine katıldığı için vizesi iptal edilen Kolombiya lideri Petro'ya hukuksuzca işlem yapıldığını belirterek, "Burada vize sisteminin araçsallaştırıldığını gördük; bunu üzüntüyle karşıladık ve bakanlık olarak açıkça dile getirdik. Bu durum uluslararası taahhütleri yok saymaktadır. Cumhurbaşkanına uygulanan durum da aynıdır." tepkisinde bulundu.
Kolombiya Cumhurbaşkanı Petro'nun "İnsanlığa karşı füzelerinizi doğrultmayın, Trump'a boyun eğmeyin" sözlerinin çarpıtıldığını dile getiren Jaramillo, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı Donald Trump'a karşı bir darbe çağrısında bulunmadı. ABD'nin meşru Başkanı Trump'tır, bizim devlet olarak tutumumuz da budur. İlişkilerimizi en üst düzeyde, yani büyükelçilik seviyesinde sürdürüyoruz. Petro, yalnızca Filistin sorununa dikkati çekerek bir sivil itaatsizlikten söz etti. Özellikle doğrudan soykırıma katılan İsrail askerleri için de itaatsizlik çağrısı yaptı. Dolayısıyla bunun bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu düşünüyorum ve umuyoruz ki bu açıklamanın öncesindeki düzene en kısa sürede geri dönülür."