İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İngiltere merkezli Financial Times gazetesinde yayımlanan makalesinde, "İsrail, İran ile ABD arasındaki diplomasi sürecini sabote etti. Eğer taraflar bu meseleyi barışçıl şekilde çözmek istiyorsa, ABD adil bir anlaşma için samimi bir irade ortaya koymalı" dedi.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İngiltere merkezli Financial Times gazetesinde yayımlanan makalesinde, İran ile ABD arasındaki dolaylı müzakerelere ve İsrail'in saldırılarının sürece etkisine dair değerlendirmelerde bulundu. Arakçi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile yalnızca 9 haftada yapılan beş turluk müzakerelerde, eski ABD Başkanı Joe Biden yönetimiyle dört yılda elde ettiğinden daha fazlasını başardıklarını belirtti. Arakçi, "Tarihi bir anlaşmanın eşiğindeydik. ABD'nin, İran'ın barışçıl nükleer programını ileride başka amaçlarla kullanabileceğine dair endişelerini gidermek için, uranyum zenginleştirme programımızın geleceği de dahil olmak üzere açık ve ayrıntılı görüşmeler yaptık. Hem İran hem ABD tarafının, ayrıca Umman'ın sunduğu kazan-kazan temelli çeşitli çözüm önerileri masadaydı" ifadelerine yer verdi.
Sadece nükleer konular değil, aynı zamanda yaptırımların kaldırılması ve geniş ekonomik iş birliği alanlarının da gündemde olduğunu vurgulayan Arakçi, "İran, hem ekonomisini canlandıracak hem de ABD Başkanı Donald Trump'ın yeniden canlandırmak istediği nükleer enerji sektörü gibi alanlara katkı sunacak karşılıklı faydaya dayalı iş birliğine açıktı" dedi.
İsrail saldırısı öncesi karşılıklı mesaj trafiğinin hız kazanmış olduğunu ve her şeyin olumlu ilerlediğini belirten İran Dışişleri Bakanı Arakçi, "Ancak belirleyici altıncı tur müzakereden sadece 48 saat önce, İsrail sebepsiz bir saldırı başlattı. Koruma altındaki nükleer tesisler, evler, hastaneler, enerji altyapısı ve hatta hapishaneler bombalandı. Akademisyenler ve ailelerine suikastlar düzenlendi. Bu, diplomasiye yönelik bir ihanetti. İran ile ABD arasındaki diyalog ivme kazanmışken, bu saldırı İsrail'in çözümden değil, çatışmadan yana olduğunu gösterdi" ifadelerini kullandı.
İsrail'in saldırılarını İran'ın nükleer silah geliştirmesini önlemeye yönelik gösterdiğini belirten Arakçi, İran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) taraf olduğunu ve programının BM denetimi altında sürdüğünü hatırlatarak, "Her onurlu millet gibi, İran da saldırıya uğradığında kararlılıkla direndi. Sonunda, savaşı başlatan İsrail, çatışmayı sona erdirmek için Trump'a güvenmek zorunda kaldı" açıklamasını yaptı.
İranlı Bakan Arakçi, "Bir kez aldatılan İran artık iki kat daha temkinli. Bölgesel bir savaşın önlenmesi için sorumlu davranma kararlılığımız, asla zayıflık olarak görülmemelidir. Halkımıza yönelik olası bir saldırıyı mutlaka püskürteceğiz. O gün geldiğinde ise, İran'ın gücü hakkındaki yanılsamaları ortadan kaldıracak gerçek kapasitemizi ortaya koyacağız" dedi.
İran'ın ABD ile 2015 yılında nükleer anlaşma imzaladığını ancak Washington'un bu anlaşmayı 3 yıl sonra tek taraflı olarak bozduğunu hatırlatan Abbas Arakçi makalesinde, "İyi niyetle yeni müzakerelere onay verdik, ama bunun karşılığında iki nükleer silahlı ordunun saldırısıyla karşılaştık" ifadelerine yer verdi.
İran'ın hala diplomasiye bağlı olduğunu ancak yeni bir sürece güven konusunda ciddi şüpheler taşıdığını ifade eden Arakçi, "Açık konuşmak gerekirse, İsrail, İran ile ABD arasındaki diplomasi sürecini sabote etti. Dahası, ABD'nin kendi saldırılarıyla uluslararası hukuku ve NPT'yi ihlal etmeye razı olması, sürecin seyrini belirleyen kritik bir adımdı. Eğer taraflar bu meseleyi barışçıl şekilde çözmek istiyorsa, ABD adil bir anlaşma için samimi bir irade ortaya koymalı" çağrısında bulundu.
ABD'ye, son haftalarda attığı adımların durumu köklü biçimde değiştirdiğini unutmaması uyarısında bulunan Arakçi, "Savaşın gölgesinde yürütülen müzakereler doğası gereği istikrarsızdır. Ayrıca tehdit altında sürdürülen diyalog ise asla samimi olamaz. Diplomasi başarılı olacaksa, mutlaka karşılıklı saygı temelinde kurulmalı ve çözümden korkan üçüncü tarafların sürekli sabotajlarına karşı dayanıklı olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Arakçi, "Ülkeniz, çıkarlarını paylaşmayan bir rejimin etkisiyle tamamen önlenebilir ve haksız bir savaşa sürükleniyor. Bu saldırganlık, bizim bilim insanlarımızı ve onların başarılarını her zamankinden daha değerli hale getirdi" sözleriyle ABD halkına seslendi.
İran Dışişleri Bakanı Arakçi, "Trump'ın 'Önce Amerika' vaadi, uygulamada 'Önce İsrail'e' dönüşüyor. Oysa barışa giden yol, ABD'nin şu gerçeği kabul etmesinden geçiyor: Saygıya dayalı diyalog, düşüncesizce zor kullanmaktan daha sürdürülebilir bir yoldur" dedi.
Arakçi, "Karar artık ABD'nin elinde. ABD nihayet diplomasiyi mi seçecek, yoksa başkasının savaşına saplanıp kalmaya devam mı edecek?" ifadeleriyle makalesine son verdi.