İsrail'in iç siyasetteki etkenler başta olmak üzere çeşitli nedenlerle taleplerinin çıtasını yükselttiği belirtiliyor.
Tel Aviv yönetimi, bu görüşmelerde Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının, İsrail'in 2014'te Gazze'ye düzenlediği saldırılar sırasında esir aldığını açıkladığı, daha sonra bu kişilerin durumu hakkında herhangi bir bilgi vermediği 2'si asker 4 İsraillinin iadesi konusunu yeniden gündeme taşıdı.
İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Ashkenazi'nin 30 Mayıs'ta Mısır'ın başkenti Kahire'ye gerçekleştirdiği ziyarette sarf ettiği "Görüşmeler sırasında her şeyden önce İsrail'in Hamas'ın elindeki asker ve sivil vatandaşlarının iadesine olan bağlılığına odaklanacağım." şeklindeki sözleri, Tel Aviv yönetiminin bu konuya verdiği önemi özetler nitelikteydi.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN'da yer alan habere göre, İsrail, 2 milyondan fazla Filistinlinin yaşadığı ve 2006'dan bu yana abluka altında tuttuğu Gazze için herhangi bir yeniden imar sürecini başlatmadan önce Hamas'ın elindeki 4 İsraillinin iadesini istiyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 30 Mayıs'ta Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "İsrail'in, Gazze Şeridi'nde tutulan asker ve sivillerin mümkün olan en kısa sürede geri gönderilmesi talebini" yineledi.
Buna karşılık Hamas, Gazze'nin yeniden inşa sürecinin İsrailli esirlerin serbest bırakılmasıyla ilişkilendirilmesine karşı çıkıyor.
Hamas, elindeki İsrailli esirlere karşılık çok sayıda Filistinli mahkumun serbest bırakılacağı bir anlaşma konusunda ısrar ediyor.
Hamas'ın Gazze sorumlusu Yahya Sinvar, 31 Mayıs'ta gazetecilere yaptığı açıklamada "Filistin direnişi, Hamas ve İzzeddin el-Kassam için 1111 sayısını iyi kaydedin, daha sonra bunu iyi hatırlayacaksınız." ifadelerini kullandı. Sinvar'ın "iyi kaydedin" dediği 1111'in İsrail'le yapılacak muhtemel bir esir takasında serbest bırakılmasını istediği Filistinli tutukluların sayısı olarak yorumlandı.
Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk da aynı gün Twitter'dan yaptığı açıklamada "Netanyahu'nun, Gazze'nin yeniden inşası dosyasını kayıp askerlerinin dosyasına bağlaması kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
Ebu Merzuk, İsrail yönetiminin ileri sürdüğü bu şartı reddettiklerini belirterek, taleplerinin uluslararası hukuka uymadığını, esirlerin yine esirlerle takas edilebileceğini ve doğru denklemin bu olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, Gazze'ye düzenlediği son saldırılarda Hamas'ın askeri gücünü kıramayan ve hedeflerini gerçekleştiremeyen Netanyahu ile İsrail yönetiminin, ateşkesin kalıcı kılınması için yapılan görüşmelerde masada kazanım sağlayarak İsrail halkına bir başarı hikayesi sunmaya çalıştığını belirtiyor.
Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Kudüs Üniversitesi Öğretim Görevlisi Numan Amr, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İsrail ötelemeye ve kaçmaya çalıştığı büyük ve derin bir siyasi krizin içinde yüzüyor. İsrailli yöneticiler, siyasi emelleri için Gazze'yi iç siyaset malzemesi olarak kullanıyor." dedi.
Amr, İsrail ile Filistinli gruplar arasında gerçekleştirilen görüşmelerin içeriğinin ve kapalı kapılar ardında olanların boyutunun, İsrail medyasında yer alan haberlerden oldukça uzak olabileceğini ifade etti.
İsrail'de siyasetin şekillenmesinde medyanın rolüne dikkati çeken Amr, Netanyahu'yu koltuğundan edecek bir hükümetin kurulması konusunda ilerlemeler yaşandığı bir sırada Netanyahu'nun sağ kesimin desteğini kazanması için medyanın savaş meselesiyle meşgul olduğunu söyledi.
İsrail uzmanı Filistinli yazar Muhammed Ebu Allan, Gazze'nin yeniden imarı ve ateşkes ile İsrailli esirlerin serbest bırakılmasının ilişkilendirilmesinin İsrail'deki bazı medya organlarının gündeminde yer aldığını aktardı.
Ateşkesin taraflarının tutumları arasındaki farklılığa işaret eden Ebu Allan, İsrail yönetiminin bir tür şantaj yaparak imar ve ateşkesi, esirlerin iadesine bağladığını söyledi.
Ebu Allan, bu bağlantının İsrail'in kendi iç siyasetiyle doğrudan ilişkili olduğunu belirtti.
Bunun iki sebebe dayandığını kaydeden Ebu Allan, ilk olarak; İsrail'in Gazze'ye düzenlediği son saldırılarda herhangi bir askeri başarıya ulaşamadığı için bir kazanım elde ettiği görüntüsünü vermek adına esir askerlerin iadesini gündeme getirdiğini söyledi.
Ebu Allan, böylece konunun gündemde olduğu ve unutulmadığı izlenimi verilmeye çalışıldığını ifade etti.
İkinci sebebin ise ateşkes müzakereleri sırasında verilecek her türlü tavizin üstünü örtmek olduğunu dile getiren Ebu Allan, böylece kamuoyuna Netanyahu'nun ateşkesi bedavaya getirmediği ve karşılığının alındığı mesajı verilmek istendiğini aktardı.
Ebu Allan ayrıca, İsrailli esirlerin ailelerinin Gazze'nin imarı ile askerlerin iadesinin ilişkilendirilmesi gerektiği konusunda İsrail yönetimine baskı yaptığını kaydetti.
İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne 10 Mayıs'ta başlattığı saldırılar, Hamas ile varılan ateşkes doğrultusunda 21 Mayıs'ta yerel saatle 02.00'de sona ermişti.
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 66'sı çocuk, 39'u kadın olmak üzere 254 Filistinli hayatını kaybetmiş, 1948 kişi yaralanmış, binlerce bina tamamen yıkılmış ya da kullanılamaz hale gelmişti.