24 Temmuz 2025 Perşembe / 29 Muharrem 1447

İsyancı Dürzi Lideri Hecri'nin soykırımcı İsrail'le eşgüdümlü iş birliği!

Dürzi toplumunu Şam yönetimine karşı kışkırtan İsrail, Dürzileri koruma bahanesiyle Suriye'ye saldırılar düzenlemiş Dürzi lider Hecri olayların üzerine, İsrail'in 'düşman olmadığını' vurgulamıştı. Hecri, 15 Temmuz'da da Şam güvenlik güçlerinin şehre girişini memnuniyetle karşıladığını açıklamasına rağmen aynı gün tutum değiştirerek destekçilerini güvenlik güçlerine karşı direnmeye çağırdı. Tüm bunlar ışığında Esed rejiminin çöküşü ve İsrail'in güney sınırındaki işgali, Hecri'yi, yalnızca dini bir rehber değil aynı zamanda karmaşık politik dengeler içinde söz hakkı arayan bir topluluğun sembolü haline getiriyor.

AA23 Temmuz 2025 Çarşamba 15:12 - Güncelleme:
İsyancı Dürzi Lideri Hecri'nin soykırımcı İsrail'le eşgüdümlü iş birliği!

AA muhabirinin açık kaynaklardan derlediği bilgilere göre Dürzilerin bir kısmının ruhani lideri Hikmet El-Hecri, babasının 1950'li yıllarda çalışmak için gittiği Venezuela'da 1965'te doğdu.

Daha sonra eğitim için Suriye'ye döndü ve ilkokuldan liseye kadar öğrenimini burada tamamladı.

Şam Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1990 yılında mezun oldu.

Hecri, mezun olmaya hazırlandığı sırada 1989'da ağabeyi Ahmed el-Hecri, Süveyda'da önemli ruhani liderliklerden birinin başına geçti.

Suriye'de 2011 baharında başlayan rejim karşıtı halk hareketlerine sempatiyle bakan ve bazı Dürzi askerlerin Özgür Suriye Ordusu'na katılımına yeşil ışık yakan Ahmet el-Hecri'nin 2012'de şüpheli trafik kazasında ölümünün ardından koltuğu Hikmet el-Hecri'ye kaldı.

ESED REJİMİYLE İLİŞKİLER

Hecri, ağabeyi Ahmed'in aksine rejimle ilişkilerine özen gösterdi.

Halk hareketlerini rejimin şiddet yoluyla bastırmak istemesiyle patlak veren iç savaşta Hecri, 2018 yılına kadar Süveyda halkının rejim ordusuna katılmasından yana oldu ve askerlikten kaçanların aftan faydalanmasını telkin etti.

Hecri, bu dönemde rejime en yakın dini liderlerden biri olarak öne çıkıp rejimin etkinliklerinde boy gösterdi.

Hecri'nin döneminde kendisine bağlı Dürzi topluluğunda bölünme yaşandı.

Kanavat kasabası Hecrilerin merkez üssü olurken ayrılan gruplar, Ayn ez-Zaman Türbesi'nin şeyhleri Yusuf Cerbu ve Hammud El-Hanavi çatısı altında toplandı.

Hecri'nin Esed rejimiyle ilişkilerinde 2021'te bazı çatlaklar meydana geldi.

Rejime karşı temkinli tepkiselliğe giren Hecri, 2021 ve 2022'de ülke çapında hayat standartlarının iyice kötüleşmesini protesto eden hareketlere açık destek verdi.

Rejim, bunun üzerine bir diğer Dürzi "ruhani lideri" olan Şeyh Yusuf Cerbu'yu yanına çekerek Dürzi toplumunun yeni yüzü olarak öne çıkarmaya çalıştı.

Suriye rejiminin 16 Ağustos 2023'te aldığı akaryakıt zammı kararından bir gün sonra, başta Dera ve Süveyda olmak üzere birçok kentte gösteriler başladı.

Bu gösterilere Esed yönetiminin desteğini kestiği Hecri'ye bağlı gruplar da katıldı.

ABD, bu durumu fırsat bilirken 27 Eylül 2023'te ABD Dışişleri Bakanlığının Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Ethan Goldrich, Dürzi ruhani lideri Hecri ile görüşerek Süveyda'daki gösterilere destek verdiklerini açıkladı.

Rejim ise 13 Mayıs 2024'te protestoların devam ettiği Süveyda'nın kontrolden çıkma riskine binaen eski istihbarat şefini vali olarak atadı.

ŞARA YÖNETİMİNE CEPHE ALDI

2024 Aralık'ta Suriye'de Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından 9 Aralık'ta yaptığı açıklamalarda Hecri, Suriye halkını, "yozlaşmış ve nefret dolu" olarak tanımladığı rejime karşı ana vatanlarını kurtardıkları için tebrik etti.

Hecri, 30 Aralık 2024'te AA'ya verdiği röportajda da "Suriye'nin 60 yıllık sömürge döneminden çıktığını" belirterek, eski yönetimi "tiranlık" olarak tanımladı.

Hikmet Hecri, aynı konuşmasında "yerel toplulukların özgürlüğünü garanti eden ancak merkezi yönetimle bağını koparmayan yeni idari sistem" talebinde de bulundu.

Dürzi liderini, yeni yönetimin yapılanma çalışmalarının ilerlemesiyle 2012'den bu yana iç savaşta edindikleri fiili otonominin, yeni yönetimle bitebileceği endişesi sardı.

Hecri, Ocak 2025'te yayımlanan televizyon röportajında, Suriye'de silahsızlanmadan bahsetmek için "çok erken" olduğunu, meselenin "bir devlet kurulup hakları garanti altına alan anayasa yazılana kadar tamamen kabul edilemez" olduğunu vurguladı.

Bu dönemde Hecri, Dürzi topluluğunun taleplerinin net olduğunu dile getirdi. Merkezi otoriteyle uyumlu ama yerel iradeyi temel alan yönetişim modeli, dini veya etnik temellere dayanmayan, katılımcı ve sivil devlet, adil anayasa ve çoğulculuğun teminat altına alınması.

İSRAİL DESTEĞİNİN ARTMASI, HECRİ'NİN TUTUMUNU SERTLEŞTİRDİ

Dürzi lider Hecri'nin Suriye yönetimi karşıtı söylemleri, İsrail'in Suriye'nin güneyindeki varlığının artmasıyla daha da belirgin hale geldi.

Suriye'de 27 Kasım'da şiddetlenen çatışmaların ardından 8 Aralık'ta 61 yılık Baas rejiminin çökmesiyle eş zamanlı, İsrail ordusunun Suriye'ye saldırıları arttı.

Rejim ordusundan kalan askeri altyapı ve imkanları imha etmeye başlayan İsrail ordusu, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişletti.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, 28 Ocak'ta yaptığı açıklamada, uluslararası hukuka göre Suriye toprağı Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişlettiği Hermon Dağı'nda "kalıcı" olacaklarını ileri sürdü.

Katz, İsrail'in Suriye'nin güneyindeki "dost halklarla" temas kuracağını vurgulayarak, "Özellikle İsrail'deki Dürzi kardeşlerimizle tarihi ve yakın aile bağları olan büyük Dürzi topluluklara odaklanacağız." ifadesini kullandı.

İsrail hükümeti, 9 Mart'ta uluslararası hukuka göre Suriye toprağı olan Golan Tepeleri'ndeki Dürzi ve Çerkez topluluklarına 1 milyar doların üzerinde 5 yıllık yatırım paketi açıkladı.

Başbakan Binyamin Netanyahu, onaylanan yatırım paketine ilişkin, "Dürzi toplumundaki kardeşlerimize karşı derin bir bağlılığımız var. Bu bağlılık, aynı zamanda bölgedeki, özellikle de Suriye'deki Dürzileri de kapsamaktadır." açıklamasında bulundu.

"VAR OLMA YA DA OLMAMA AŞAMASINDAYIZ"

İsrail yönetimiyle "uyumlu ve eş zamanlı" açıklamalar yapan Hecri, Tel Aviv yönetiminin desteğine karşılık olarak 14 Mart 2025'te yaptığı değerlendirmede, Şam yönetimini "aşırıcı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranan bir yapı" olarak tanımladı.

Hecri, Dürzi toplumunun çıkarları için mücadele ettiklerini, her topluluğun zenginliğinin insanları, kadroları ve ulusal mirasıyla ölçüldüğünü belirterek, "Var olma ya da olmama aşamasındayız." dedi.

Aynı açıklamasında Hecri, "Bu atmosferde ilerleyeceğiz ama bazı şeyler değişmezliğini koruyor. Şam'daki mevcut hükümetle herhangi bir anlayış ya da mutabakat yok." ifadelerini kullandı.

Şam hükümetini "aşırılıkçı ve uluslararası adalet tarafından aranan rejim" olarak nitelendirdiği açıklamasında Hecri, Dürzi toplumunun "uygun gördüğü yolda ilerleyeceğini" belirtti.

Hecri, "Ya varız ya da yokuz." diyerek bu konuda taviz vermeyeceklerini ve bu taleplerin hakları olduğunu savundu.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeye 13 Mart'ta imza attı.

Bunun üzerine Hecri, 15 Mart'ta yaptığı açıklamada, Şam'daki yeni yönetimin yayımladığı anayasa bildirgesini "mantıksız" olarak nitelendirdi.

Ardından 10 Haziran'da Rudaw'a verdiği röportajda Hecri, Suriye'de geçiş sürecine dair yayımlanan anayasal bildirgeyi "zalimce" olarak tanımladı.

Hecri, bu bildirinin ülkedeki tüm mezhepler ve halk bileşenleri için yetersiz olduğunu hatta Sünni topluluğun bile bundan memnun olmadığını savundu.

Anayasada toplumun çeşitliliğini gözeten hükümlerin bulunmadığını ve geçici yönetimin bu haliyle halkın iradesini temsil edemeyeceğini öne süren Hecri, bu bağlamda siyasi çözümün mezhep temelli değil toplumsal haklar temelinde ilerlemesi gerektiğini vurguladı.

CERAMANA'DAKİ GERGİNLİK

Şam'a bağlı Ceramana Mahallesi'nde 28 Şubat'ta yerel Dürzi gruplarla Suriye yönetimine bağlı ordu arasında çatışmalar yaşandı.

İsrail Başbakanı Netanyahu, bu olayların üzerine 1 Mart'ta yaptığı açıklamada, askerlere Şam'ın güneyinde Dürzilerin yoğunlukta yaşadığı Caramana bölgesini Suriye ordusuna karşı koruma talimatı verdi.

Açıklamada, "Suriye'deki rejim Dürzilere zarar verirse biz de zarar veririz. Yerleşim, şu anda rejim güçleri tarafından saldırı altında ve biz İsrail'deki Dürzi kardeşlerimize Suriye'deki kardeşlerine zarar gelmesini önlemek için her şeyi yapma konusunda kararlıyız." ifadelerine yer verildi.

Nisanda ise sosyal medyada yayılan ses kaydında Dürzi topluluğun yoğun yaşadığı Süveyda ilinden olduğunu belirten kişinin Hz. Muhammed'e hakarette bulunması yoğun tepkilere yol açtı.

Ceramane Mahallesi'nde Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçleri ile Dürzi toplumuna bağlı silahlı gruplar arasında ses kaydının yayılmasının ardından çatışmalar çıktı.

İşgal altında bulunan Golan Tepeleri'ndeki Dürziler, İsrail'i Suriye'ye müdahaleye çağıran gösteriler düzenledi.

Dürzi toplumunu Şam yönetimine karşı kışkırtan İsrail, 30 Nisan'da Dürzileri koruma bahanesiyle Suriye'ye saldırılar düzenledi.

Suriye'nin başkenti Şam'ın güneyinde silahlı Dürzi grupların Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçlerine karşı saldırılarıyla başlayan çatışmalarda yaralanan 5 Dürzi'nin, tedavi için İsrail'e getirildiği belirtildi.

Suriye yönetimi, Ceramane Mahallesi'nde bazı Dürzi silahlı grupların başlattığı ve Sahnaya semtine yayılan çatışma sonrası bölgede 1 Mayıs'ta kontrolü sağladığını bildirdi.

Bunun üzerine 2 Mayıs'ta İsrail ordusu, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarında bir hedefi vurdu.

Hecri, bu olayların üzerine Washington Post'a yaptığı açıklamada, "krizde" olduklarını belirterek, "Uluslararası müdahale çağrısında bulunuyoruz." dedi.

Dürzi lider Hecri, İsrail'in "düşman olmadığını" vurguladı.

The Jerusalem Post, 3 Mayıs'ta yaptığı haberde, Hecri'yi "Şam yönetimi karşıtı" şeklinde niteleyerek Dürzilere karşı "haksız bir soykırım" yaşanabileceğinden endişe ettiğini işledi.

SÜVEYDA'DA AÇIKTAN SİLAHLI İSYANA GEÇİŞ VE "KORİDOR" AÇILIMI

Süveyda ilinde Dürziler ile Bedevi Arap aşiretleri arasında çatışmalar sürerken 13 Temmuz'da Dürzi güçlerin, bölgeye sevk edilen Suriye ordusuna saldırısında 6 askerin öldüğü açıklandı.

Dürzi lider Hecri, 15 Temmuz sabah saatlerinde Şam yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin şehre girişini memnuniyetle karşıladığını açıklamasına rağmen aynı gün tutum değiştirerek destekçilerini güvenlik güçlerine karşı direnmeye çağırdı.

Hecri'nin desteğini geri çekmesinin ardından İsrail ordusu, Tel Aviv yönetiminden gelen talimat doğrultusunda Suriye'nin güneyine saldırılar düzenlediklerini duyurdu.

Hikmet Hecri'nin 17 Temmuz'da açıklamalarının yayımlandığı sosyal medya hesabında yer alan paylaşımda, Süveyda ilindeki yaşam alanlarından PKK/YPG'nin işgalinde olan ülkenin kuzeydoğusundaki bölgelere "yol açılması" istendi.

Ürdün Kralı 2. Abdullah'a da çağrıda bulunulan açıklamada, Süveyda ile Ürdün arasında sınır geçişinin açılması talep edildi.

Hecri'nin talepleri, Süveyda'nın "ayakta kalabilmesi için" dış dünyayla doğrudan bağlantı kurmak istemesinin yanında İsrail'in genişleme siyasetinin yol haritası olduğu iddia edilen Davut Koridoru bağlamında da çokça tartışıldı.

Son dönemde Dürzi toplumu için sık sık uluslararası koruma ve müdahale çağrısı yapan Hecri'nin Süveyda'da 5 bine yakın Bedevi Arap aileyi zorla yerinden eden saldırıları arkalaması ve geri dönüş umudu vermemesi ise Dürzi liderin burada etnik anlamda "pekişmiş", dış destekli ve şimdilik otonom bir hakimiyet bölgesi inşa etme arzusunu gösterdi.

Hecri, her ne kadar Suriye'nin bir parçası olduklarını çeşitli açıklamalarda yinelemiş olsa da öne sürdüğü şartlar, Şam yönetiminin gerçek etkisinden bağımsız bir toprak parçasını tanımladı.

  • Suriye krizi
  • Hikmet El-Hecri
  • politik dengeler
  • dürzi lider