20 Temmuz 2025 Pazar / 25 Muharrem 1447

Jeffrey şartlı desteği duyurdu: Yoksa çok güçlü Türk ordusuyla karşılaşırsınız

ABD'nin eski Suriye özel temsilcisi emekli büyükelçi James Jeffrey, ABD'nin PKK/YPG uzantılı SDG'yi desteklediğini ve bu yapıyı ayrı bir varlık olarak ayakta tutmak konusunda belli bir sınıra kadar bu desteğini sürdüreceğini belirterek, 'SDG, bu konunun herkes için barışçıl bir şekilde çözülmemesi halinde çok güçlü bir Türk ordusu ile yüzleşmek zorunda olacağını biliyor.' dedi. Öte yandan Jeffrey, örgütün Suriye yönetimi ile entegrasyon planı dışına çıkması halinde Washington'un desteğini kaybedeceğine işaret ediyor.

AA20 Temmuz 2025 Pazar 12:14 - Güncelleme:
Jeffrey şartlı desteği duyurdu: Yoksa çok güçlü Türk ordusuyla karşılaşırsınız

Ahmed Şara liderliğindeki Şam yönetiminin "14 yıldır İranlılarla savaşmış, İran varlığına kökten karşı bir yönetim" olduğunu hatırlatan Jeffrey, İsrail'in sert askeri müdahalelerinin yeni Suriye yönetiminin bütünlüğünü tehdit ettiğini, bu durumun İsrail'in de çıkarlarına zarar verdiğini savundu.

AA muhabirine Washington'da özel bir röportaj veren Jeffrey, Tel Aviv'in son 20 yıldır kendi güvenliği için Lübnan'da Hizbullah'a ve İran'a karşı takındığı tavrı anlamakla birlikte, son bir haftadır İsrail ordusunun merkezi Suriye yönetimine bağlı güçleri hedef almasının İsrail'in de çıkarlarına ters düştüğünü söyledi.

- SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE VURGU

İsrail'in sert müdahalesi sonrası yükselen tansiyonun, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun girişimleri ile sağlanan ateşkes sonrası şimdilik sönümlendiğini, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yönetiminin izlediği politikanın Suriye'nin bütünlüğünü ve varlığını tehdit ettiğini belirten Jeffrey, "İsrail'in Suriye'deki hedefi ne?" sorusunun öne çıktığına dikkati çekti.

Güneydeki Dürzilerin bir dış gücün yardımı ile kendi askeri gücüne sahip bağımsız bir özerk yapı oluşturmasının, sadece SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin değil, batıdaki Nusayrilerin de benzer taleplerine yol açabileceğine işaret eden Jeffrey, "Bu da ülkenin çöküşüne zemin hazırlar." diye konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin yeni Suriye politikasını yakından izleyen ve aynı zamanda Amerika Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) da dış danışma kurulu üyesi olan Jeffrey "Ülkesinin tamamı üzerinde toprak bütünlüğüne sahip olamayan ve birlik içinde kalamayan bir Suriye, ki buna güneydeki Dürzi bölgeleri, büyük ölçüde Alevilerin (Nusayrilerin) yaşadığı batı ve ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı kuzey-doğu da dahil, hayatta kalamaz." yorumunu yaptı.

İsrail'in böyle devam etmesi halinde "Bu hikayenin sonu, 2011'den 2025'e kadar gördüğümüz iç savaşın, dış güçlerin müdahalesinin ve İran'ın geri dönüşünün yeniden başlaması olur." diyen Jeffrey, bu durumun başta İsrail olmak üzere, bölgedeki herhangi bir aktörün çıkarına olmayacağını vurguladı.

İsrail'in, ABD'nin desteğiyle, Suriye yönetimiyle bundan sonra ne yapmak istediğine karar vermesi gerektiğini dile getiren Jeffrey, "Bu İsrail için varoluşsal bir mesele, çünkü Suriye şu anda Orta Doğu'nun en önemli cephesi." dedi.

Jeffrey, İsrail'in Suriye merkezi yönetimine yönelik güç kullanımıyla ilgili "İsrail'in Suriye'de ne yapmaya çalıştığı belli değil." eleştirisinde bulundu.

- "HERKESİN AYNI DURUŞU SERGİLEYEREK, MERKEZİ HÜKÜMETE DESTEK OLMASI GEREKİR"

ABD'nin Suriye özel temsilcisi olarak görev yaptığı süre boyunca ülkenin kanlı ve uzun bir iç savaşa sürüklenmesine tanıklık eden Jeffrey, "Suriye savaşından çıkardığımız en önemli ders, uluslararası toplumun, Arap devletleri, Avrupalılar, BM'nin sivil toplum kuruluşları, ABD, Türkiye ve mümkünse İsrail dahil herkesin tek bir sesle konuşması gerektiğidir. Herkesin aynı duruşu sergileyerek, (Suriye'de) merkezi hükümete deste olması gerekir." ifadelerini kullandı.

- SURİYE'DEKİ PKK VARLIĞI VE TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SİLAH BIRAKMA SÜRECİ

Jeffrey, ABD'nin PKK/YPG uzantılı SDG'yi desteklediğini ve bu yapıyı ayrı bir varlık olarak ayakta tutmak konusunda belli bir sınıra kadar bu desteğini sürdüreceğini belirterek, "SDG, bu konunun herkes için barışçıl bir şekilde çözülmemesi halinde çok güçlü bir Türk ordusu ile yüzleşmek zorunda olacağını biliyor." dedi. Jeffrey, örgütün Suriye yönetimi ile entegrasyon planı dışına çıkması halinde Washington'un desteğini kaybedeceğine işaret ediyor.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın geçen hafta Suriye'de olduğunu hatırlatan Jeffrey'e göre Washington, Şam ile Kürtler arasında bir uzlaşı gerçekleşmesi için durumu yakından takip ediyor.

"Suriye'nin kuzey doğusunda kendi ordusuna sahip bağımsız bir devletin ortaya çıkması, Suriye'nin birliği için tamamen yıkıcı olur. Türkiye ve PKK ile yürütülen uzlaşma süreci açısından da büyük bir risk oluşturur." diyen Jeffrey, bölgedeki karışıklıkların fırsat olarak görülüp belirlenen yol haritasının dışına çıkılmaması için konunun yakından takip edilmeye devam edilmesi gerektiğine inandığını kaydetti.

Jeffrey, Türkiye'nin PKK'nın silah bırakması için başlattığı süreç ile ilgili olarak da "Sanıyorum, Türk yetkililerin süreç için kullandığı 'geri döndürülmez' tanımı oldukça doğru. Bunu Kürt tarafından da duyuyorum. Hatta PKK tüm Kürtleri temsil etmediği için, PKK çevrelerinden duyuyorum demem daha doğru olur. Ve sürecin geri döndürülemez olduğu genel bir kabul görüyor." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'de Kürtlerin kültürel haklarını edinme ve ülkenin genel yapısına entegrasyon açısından önemli kazanımları olduğunu dile getiren Jeffrey, "PKK, askeri olarak başarısız oldu. Bu nedenle de silahlı mücadelenin sürdürülmesinin mantıklı bir tarafı da kalmadı." dedi.

  • Suriye krizi
  • İsrail politikası
  • Dürzi güçleri