Baas rejiminin devrilmesinin ilk aylarında Suriye'ye yönelik hava saldırılarını yoğunlaştıran İsrail, işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri'nin ötesine geçerek, anlaşma uyarınca tarafsız kalması gereken tampon bölgede askeri faaliyetlerde bulunmaya başladı.
İsrail'in inşa ettiği üslerin, genellikle stratejik tepelere ve ana yolların kesişim noktalarına yakın bölgelerde konumlandığı görülüyor.
Özellikle Kuneytra kırsalındaki üsler, çevredeki köylerdeki hareketliliği doğrudan izleyebilecek şekilde yapılandırıldı.
Esed rejiminin devrilmesinin hemen ardından İsrail, Kuneytra iline bağlı Cibata Haşab, Kırs Nakıl ve Kahtanya köylerinde, tampon bölge içinde askeri üsler inşa ederken, tampon bölgenin dışında yer alan Kavdene köyünde de bir üs kurdu.
Son 3 ayda ise İsrail, "Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması"nı bir kez daha ihlal ederek Dera'da Şecere, Maerye ve Abidin köylerine ve Kuneytra'da Tlul Humr, Hamidiyye ve Mantara Barajı köylerine birer askeri üs daha inşa etti.
Böylece İsrail ordusunun Suriye'de devrik rejimin yıkılmasının ardından ülkenin güneyindeki askeri üs sayısı 10'a çıktı.
Tlul Humr köyündeki üs, 40 kilometre mesafede olmasıyla başkent Şam'a en yakın askeri üs konumunda. İsrail'in bölgede inşa ettiği en büyük üs ise Cibata Haşab köyünde bulunuyor.
- "SADECE ŞAHSİ EŞYALARIMIZI ALARAK ÇIKTIK"
İsrail ordusunun Hamidiyye köyünde üs kurmasıyla birlikte, güvenlik endişesi yaşayan yaklaşık 6 bin kişi köylerini terk etmek zorunda kaldı.
Hamidiye köyünden yerinden edilen ve üç çocuk babası Muhammed Ali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun köye gece saatlerinde girerek 15 evi yıktığını söyledi.
Yıkılan iki katlı evinin babasından miras kaldığını belirten Ali, "Sadece şahsi eşyalarımızı alarak çıktık. Gece geldiler, kimse suçlarına tanıklık etmesin diye. Kuneytra halkı olarak hep mazlum kaldık; hem Esed'in hem İsrail'in terörüne maruz kaldık. Şimdi yalnızca 'bir zamanlar burada bir evim vardı' diyebiliyorum." dedi.
Ali, İsrail'in sınırı koruma bahanesiyle halkı evlerinden zorla çıkardığını dile getirerek, "Biz sivilleriz, silahla hiç işimiz olmadı. Memuruz, her gün işimize gidip geliyoruz. Kimseye bir tehdit oluşturmuyoruz. İlk geldiklerinde 'üç güne dönersiniz' dediler. Altı ay geçti, evi eşyaların üstüne yıktılar." diye konuştu.
- "BİZ SADECE YAŞAMAK, ÇOCUKLARIMIZI BÜYÜTMEK İSTİYORUZ"
Kuneytra ileri gelenlerinden Muhammed Ebu Fehid, İsrail ordusunun kazdığı hendekler nedeniyle köy halkına ait yaklaşık 2 bin dönüm arazinin zarar gördüğünü ve 1974 sonrası imzalanan anlaşmaya rağmen, tampon bölge dışında kalan yeni toprakların da işgal edildiğini anlattı.
Hamidiyye köyünde halkın yaşam koşullarının çok kötü olduğunu belirten Ebu Fehid, "İsrail köyde kalan halka sadece bir iki kez yardım malzemesi dağıttı. İnsanlar ihtiyaç içinde. Bir sağlık ocağı açtılar, tedaviyi ise Sınır Tanımayan Doktorlar sağlıyor." ifadelerini kullandı.
Ebu Fehid, "Biz sadece yaşamak, çocuklarımızı büyütmek istiyoruz. Tarlalarımızı ekmek, barajdan su alabilmek istiyoruz." şeklinde konuştu.
- "ULUSLARARASI TOPLUM NEREDE"
Kuneytra iline bağlı Han Ernebe köyünden Basel Osman, köyde yüzlerce yıllık geçmişi olan ormanın İsrail ordusu tarafından kesilip yok edildiğini vurguladı.
Osman, dünya ve uluslararası topluma çağrıda bulunarak, "Bu ilerleyişten korkmuyoruz. Ama uluslararası toplum nerede? Evleri yıkılan siviller için dünya nerede? Burada hayat durdu, imar ve turizm tamamen felç oldu." dedi.
- "İSRAİL, İNSANLARIN GEÇİM KAYNAĞI OLAN TARIM ARAZİLERİNE EL KOYDU"
Cibata Haşab köyünden Ahmet Kivan, İsrail ordusunun tampon bölge dışına ilerlediği bölgelerde kalıcı olarak yerleşmesinden endişe duyduğunu söyledi.
Akşam saatlerinden sonra bölge halkının evlerinden çıkamadığını belirten Kivan, "İsrail, insanların geçim kaynağı olan tarım arazilerine el koydu. Vatandaşın maddi durumu giderek kötüleşiyor. Güvende hissetmedikleri için kimse evinden çıkmıyor, hareket etmiyor." diye konuştu.
Kivan, uluslararası toplumun yaşananlara karşı duyarsız kaldığının altını çizerek, "Bilinçli olarak bu ilin durumu göz ardı ediliyor. Kimse ilgilenmiyor, kimse sesimizi duyurmuyor. İnsan hakları örgütleri harekete geçmeli, bu ilin halkına sahip çıkmalı." ifadelerini kullandı.
Köy sakinlerinden Muhammed Meryud da İsrail ordusunun köyde sık sık geçici yol kontrol noktaları kurduğunu belirterek, "Çiftçilerin tarlalarına ulaşmalarını engellediler, ormanları yok ettiler, evlere baskın düzenleyip gençleri gözaltına alıyorlar." şeklinde konuştu.
Meryud, Suriye hükümetinin Birleşmiş Milletlerle (BM) her türlü yolla iletişime geçmesi gerektiğine işaret ederek, "İsrail'in varlığı bölge halkını korkutuyor, buraya girişlerinin kesinlikle yasaklanması gerekiyor." dedi.